BÖLÜM 14

16 0 0
                                    

"Geç otur karşıma konuşalım biraz"
"Ne konuşaçagız"
"Türke seninle ne konuştu"
"Eyitmenine biyat etmedigini ve görevinin ben oldugumu söyledi bide yagmuru anlatı"
"Diyer konuları biliyorsundur artık sana gelince sen bi deneksin"
"Nasıl denegim"
"Sen yetimaneye ilk geldigin gün kundaktaydın yetimanede sana bi serom enjekte etiler bu serom senin kalbini normal bir insandan daha aha hızlı çarptıraçak her şeyi daha iyi hisedeçeksin kanın daha yızlı akacağı için vücudunun her herine daha hızlı ulaşacak ve daha hızlı tepki vermeni saglayacak"
Donum kaldım
"Nasıl yani" diye bildim.
"Şimdi kalbin daha hızlı çarpaçagı için daha iyi hedef alırken daha hızlı ateş edeceksin daha hızlı hareket edeçen unutma "
Kapıçaldı
"Sizi elçi hanım çağırı yor"
"Tam geliyoruz hadi taha gidelim"
Masada oturuyodu bütü asalatiyle ayaga kalkıp
"Hoşgeldiniz buyrun oturun"
"Hoşbulduk "
"Duyduguma göre sınırda bayagı hareketlilik yaşanmış "
Olçaş sırıtırak.
"Bilgimiz var buyrun buda belgeler"
"Cok saolun olçaş"
"Birazdan komtanlar gelecek sizinle görüşmeye şimdi kavaltı yapmaya gidelim"
Kahvaltı yapmaya dişarıya ciktık eski eşyalarla döşeliydi eskiden kalma pusatlar kalkanlar vardı kavaltımızı yaptık elçi hanım konişmaya başladı.
"Sizi buraya bu dosya için yoladılar"
Olçaş kızmıştı
"Elçi hanım ben böyle bişey hiç duymadım bi dosya için bukadar şey yapıldıgını"
"Devlet böyle bir işi gizli bişekilde yapıl masını istedi bundan dolayı eytim bahanesiyle sizi yoladı bide bu kahve rengi zarf sizinmiş dosyayı bulduktan sonra size verilmesini istediler"
"Elci hanım biz kalkıyoruz önemli işlerimiz var"
"Tabikide görüşmek üzere"
Arabaya bindik elçiligin bize verdigi aracı elçilikte bıraktık tekrar yola düştük.
"Olçaş busefer nereye "
"Kardeş vatan Azerbeyçana"
"O zarf neydi "
"Yeni görevimiz "
"Açmadın zarfı nerden biliyorsun görevimiz Azerbeyçanda"
"Zarfı açmama gerek yok gönderilen adrese gitmeliyiz sıradaki görevimiz o adreste olcak göreve gelicek olursak zarfın içinde"
"Açma yaçak mısın"
"Vardı gımda açarız böyle daha heyçanlı nası bi görev bekledigni bilmiden gidiyoruz"
Biraz ilerlemiştik
"Taha albi siğara yak"
Aldım yaktım içime çektiğim anda ani den öksürük tutu olçaşı sesli bişekilde gül meye başladı ona bakarak bende güldüm iki üç duman dan sonra alışıyordu. Hazar gölü muhteşem gözüküyordu olçaşa
"Dünya üzerinde ki enbüyük göl bumuşimdi"
"Göldeyil Hazar denizi"
Bianda ona baktım altan altan gülüyodu
"Genelikle Hazar gölünden deniz diye basedilir ama dünyanın enbüyük gölü"
Geçe olmuştu sınır kapısından girdik .
Sabahakarşı bakü gözüktü ışıkları uzaktan inçi gibi parlı yordu. Otele yerleştik olçaş eline zarfı aldı okumaya başladı.

Gizli GörevHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin