Kahve

1.8K 84 163
                                    

| Hikayede Alison Longbottom var. Kendisi daha önce söylediğim gibi Slytherin ve ikilinin en yakın kız arkadaşı. |
NO MAGIC !!

Alison ve Scorpius okulda öğretmenlerinin verdiği proje için gerekenleri alıyorlardı. Bütün sokağı talan ettikten sonra tüm ihtiyaçlarına sahiplerdi. Tek bir sorun vardı ; o da çok yorulmuş olmalarıydı.

Bir kafe gördükleri gibi içeri girdiler. Kuytu bir köşede olan masaya yerleştiler ve ellerindeki paketleri fırlatırcasına yere bıraktılar. Oturdukları andan itibaren Alison eline kitabını almış, Scorpius ise test kitabını açıp çözmeye başlamıştı. Evet baylar ve kadınlar, burada iki tane inek var !

Alison susadığını hissetti ve "Ben bir şeyler alacağım. Geliyor musun ?" dedi. Scorpius onaylarcasına kafasını salladığında kalktılar ve sipariş edilen yere geldiler.

Birkaç dakika sonra Alison kafasını içeceklerin yazdığı yerden kaldırdı ve orada siparişlerini bekleyen genç çocuğa baktı. Yüzüne bir gülümseme yayılırken eğildi ve Scorpius'a "Bana soğuk bir White Chocolate Mocha alırsın." diye fısıldadı. Sonrasında yavaş hareketlerle oradan ayrıldı ve masalarının oraya geçti.

Scorpius 'yine bana bıraktı ödeme kısmını' diye düşünürken kendi kararını da verdi ve kafasını sipariş vermek için kaldırdı. Gördüğü yeşil gözlerle kendi gri gözleri yerinden çıkacakmışcasına (oluşturduğum kelimeyi seveyim) açıldı. Dili dolanarak "Şey-ben- bir tane Ice White Chocolate Mocha v-ve Cool Lime a-alacaktım." diye geveledi ve karşısındaki çocukla göz temasını bitirdi.

Albus çocuğun bu haraketini gereğinden tatlı buldu ve dudağını ısırarak "Boyut ?" diye sordu.

Scorpius masum olmayan düşünceler aklına getirirken tavana bakmayı kesti ve şokla "Efendim ?" dedi.
Albus platin saçlı çocuğa muhteşem bir gülümseme bahşederek "İçeceklerin boyutu nasıl olsun ?" diye sordu.

Scorpius yanaklarına kan gittiğini hissederek "Şey-mhm- orta." dedi. Yanakları kızarmaya başlamıştı ve vücudunu yanma hissi kaplıyordu.

Albus hemen iki tane bardak kaptı ve ağzıyla kalemin kapağını açtı. Kalemin kapağı hala ağzındayken kalemle bardağı gösterdi. (Nasıl bir fantezi yaşıyorum yahu)

Scorpius bu kadar basit bir hareketle bile pantolonun darlaştığını hissetti. Hızla "Birine Alice birine de Scorpius yazın." dedikten sonra yine göz temasını kesti ve zemine odaklanmaya çalıştı.

Albus kafasını onayladı ve isimleri yazdıktan sonra ağzındaki kapağı aldı. Kalemi kapattıktan sonra içeceklerin hazırlandığı yere yürüdü ve bir şeylerle uğraşırken "Sevgilin mi ?" dedi.

Scorpius şaşkınca dağınık siyah saçlı oğlana baktı ve "Alison mı ? Hayır-asla. O sadece en yakın arkadaşım. Hem..." dedi. Cümlesini tamamlayamadı çünkü Albus'un homofobik olmasından korktu.

Albus bu sefer "Hem ?" diye sordu.
Scorpius adem elmasının çılgınca titremesine yol açacak şekilde yutkundu ve "Eşcinselim ben." Dedi.
Albus tahmin ettiği cevapla dudağını yaladı ve içecekleri tezgaha koydu. (Albus'un dudağıyla ve diliyle ne zorum var ben de bilmiyorum.)

Scorpius içecekleri aldı ve parayı tezgaha koydu. Sonrasında hızlı adımlarla masaya gitti. Alison kitabından kafasını kaldırmayarak "Ona bu kadar belli etmeseydin keşke Hyperion." dedi. Scorpius sandalyeye oturdu ve "Birincisi, bana Hyperion deme. İkincisi, sence belli etmemek mümkün mü ? Aman Tanrım hayatımda bu kadar güzel bir göz görmedim. Bir de saçlarının dağınıklığı var ya off. Beni çok kötü yapıyor Alison." dedi.

Alison gözlerini devirmekle yetindi ve içeceğine eğildi. Gözü yazıya takıldı ve "Bundan sonra sana hayatımın sonuna kadar Hyperion diyeceğim ! İkinci ismimi niye yazdırdın ??!" diye sitem etti. Scorpius şeytanca gülümsedi. Alison kızgınca bir bakış atmak için kafasını kaldırdı ama onun da yüzüne hınzırca bir gülümseme yerleşti.

Scorpius kaşlarını çatarak "Bana niye öyle bakıyorsun ? N-Ne oldu !" dedi. O sırada arkasından bir ses geldi.

"Sen de fena değilsin Scorpius."

Scorpius hızla arkasına döndü ve Alison geriye doğru yaslandı. Albus. Duvara. Yaslanmış. Her. Şeyi. Dinliyordu.

Gri gözlü çocuk ona baktığı anda duvardan ayrıldı ve genç çocuğa yaklaştı. Nefesi yüzüne çarpacak bir şekilde "Para üstünü unutmuşsun." dedi ve elindeki doları (neden dolar sormayın) Scorpius'un cebine yerleştirdi. Platin çocuk irkildiği anda Albus gülümsedi ve elini sürterek pantolondan çıkardı. "Görüşürüz Scorpius." dedikten sonra da geri iş başına döndü.

Alison geriye yaslanmış haldeyken içeceğini içmeyi bıraktı ve "Vay anasını." dedi. Geri dikleşirken yüzü kıpkırmızı olmuş Scorpius'un çenesini tuttu ve kendisine çevirdi. "Hızlı ilerliyorsunuz Hyperion. İki güne kalmaz otuz bir çocuk yaparsınız." diye de eklediğine artık Scorpius'un yüzünün Weasley saçından farkı yoktu.

Alison Scorpius'un kıpırdandığını fark edince elini çekti ve "Sen kesinlikle bottom olacaksın. Her neyse.. Tuvalete gitmeni öneririm." dedi.
Scorpius hızlıca kalkarken onun gidişini izledi. Sonrasında yüzünü etrafı temizleyen Albus'a çevirdi ve gülümsedi. Albus ona geri gülümsediğinde her şey tamamdı.
Scorbus gerçekleşiyordu.

Bu ne amk jenısjshsh. Bok gibi yazıyorum lanet olsun. Bu bölüm pek içime sinmedi amma. Bir yerden başlamak lazım. Umarım-yine de- sevmişsinizdir.

Scorbus || nothing without youHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin