Acı yok , acımak yok

90 5 2
                                    

İlkokul dördüncü sınıfın yaz tatiliydi.Birlikte büyüdüğüm ama hiçde zamimimi olmadığım arkadaşım Rose ile annelerimiz arkada biz önde bir yere gidiyorduk.Çok eskide kaldığı için hatırlayamadığım anımdan kalan parçalar olduğunda nereye gittiğimizi bilmiyorum.Rose ile birlikte karşıya geçmek için birden onu kolundan çekip yola fırlamıştım.Hâlâ neden böyle bir şey yaptığımın bilince değilim.O aptallığım hayatımın değişmesine sebep olmuş olabilir belkide.Balayından dönen bir çift karşılarına birden fırlayan sarışın çelimsiz bir çocuğu görmeleriyle aniden fren yapmaları bir olmuştu.Çarpmanın etkisiyle biraz ileriye savrulmuştum.Bilincim yerinde değildi.Kendime geldiğimde yerde baygın bir halde yatıyordum.Görüşüm henüz bulanıktı.İlk birkaç dakika hiçbir şey duyamaz haldeydim.Sesler netleşmeye başladığında kendime gelir gibi oldum ve olduğum yerde oturur vaziyete geldim.

Bir yerimde yara yoktu acı hissetmiyordum.Gerçekten inanılmaz derecede büyük bir şanstı.Kazadan çizik bile almadan kurtulmuştum.İç organlarımda kanama olabileceği endişesiyle kıpırdamamı söyleyen, etrafımda toplanarak nefes almamı zorlaştıran aptal insanlardan başka çevremde kimse yoktu.Gözlerim annemi arıyordu şimdi.Delicesine her yerde ! Annemi göremeyince telaşla ayağa fırlamış ve yolda yürümeye başlamıştım.Bir yandan da o zaman ki çocuk aklımla çantamı yerde arıyordum.Annemse beni öyle yerde cansız yatarken görmeye dayanamamış; kendime geldiğimde onu ağlarken görmeyim diye kalabalığın arkasında hıçkırıklara boğularak ağlıyormuş.-Ah,düşünceli sevecen annem benim-.Sinirleri yatıştığında panik içinde koşturarak eve babama haber vermeye gitmiş.

Bense artık öfkeye kapılmıştım hem annemi bulamıyor hemde bana acıyan gözlerle bakan insanların bakışlarından uzak durmak istiyordum.Yaralı birisi olduğunda ambulans çağırılmalıydı.Birden "Emly (!)" sesiyle irkildim.Bu babamın sesiydi.

"Hadi Emly gel hastaneye gidiyoruz."

"Hayır, gelmicem istemiyorum.Bir şeyim yok benim.Çantam nerde baba ? Baba ?!"

***

Bayılmıştım.Kendime geldiğimde hastanenin acil bölümündeydik.Bir sürü kontrolden geçtim.Her zaman bir şeyim yok, demekten kendimi alı koymuyordum.Kan vermek için hemşirenin yanına gimiştik.

"Daha çok nerden acıtır ?"

"Elinden alırsak acır, hadi şimdi kolunu uzat bakalım..."

"Hayır, elimden alın lütfen." O zamanlar nedenini bilmediğim bir şekilde canımın yanmasından hoşlanıyordum.Elbette bunun normal bir şey olmadığını büyüdüğümde öğrendim.-Hemşire kanımı alırken ben kanımın tüpe akışını izliyordum.Çok farklı bir rengi vardı ama kimse kanı sevmezdi.İşte ben seviyordum.Rengini,kokusunu...Bunu şimdiye kadar kimseye söyleyememiştim.-

O zamandan sonra öncesine dair anılarımı unutmaya başladım.Kişileri ,arkadaşlarımı hatırlıyordum.Unuttuklarım karakterim ve yaşadığım acı tatlı anılarım olmuştu.Üstünden uzun zaman geçen bir şeyi unutmak normaldir diye fazla üstünde durmamıştım.Artık rüya görmez olmuştum.Nadirende olsa görüyordum; tek gördüğüm şeyse kazadan sonra ilk uyandığımda görüşüm bulnıkken gördüğüm kalabalık ve anlamsız sesler oluyordu.O gün kimse bana yardım etmek için ambulansı aramayı akıllarına getirememişti.Artık bende kimseye acımıcaktım.Madem insanlar böyleydi, onlara acıyacak birinide hak etmiyorlardı.

Evet ben kesinlikle acımasız olucaktım.Kimsye güvenmicektim,kimseninde bana güvenmesini istemicektim.Bu düşüncelerle büyümüştüm.Çok geçmeden bu olanları da unutmuştum bile.Bir tek o şey dışında : Asla acımak yok !

Kaybolan RuhumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin