O gün eskileri biraz olsun hatırlamak istemiştim. Normalde olduğundan daha fazla yorgun hissediyordum. Hayır, fiziksel olarak bir iş yaparak yorulmamıştım. Düşüncelerim beni fazlasıyla içine çekiyor, yavaş yavaş kayboluyordum.
Son zamanlarda bir arkadaşa ihtiyacım olduğunu hissediyordum, fazlasıyla yalnız, fazlasıyla kimsesizdim. Yataktan doğruldum, cumartesi olduğundan sanıyorum saatlerce uyumuş fakat üstümdeki yorgunluğu üstümden atamamıştım.
Yıl sanırım 2014 olması lazımdı, o zamanlar popüler bir oyun sitesi vardı, orada fazlasıyla vakit geçiriyordum. Nihayetinde güzel dostluklar kurmuştum, o zamanlar orada hoşlandığım biri bile vardı diyebilirim. Sonra herkes büyümeye başlayınca ortamdaki herkes dağıldı. Nihayetinde, artık kimse girmez olmuştu.
Yatağımın yanındaki diz üstü bilgisayarımı alıp biraz kafa dağıtmaya çalışıyordum. Başımdaki ağrı çekilmez bir hâl almaya başlamıştı. Yorgun ve hissiz hissediyordum. Hissizleşmiş, bomboş.
O gün o oyun sitesine girmek aklımın ucundan bile geçmemişti...
Yanlışlıkla yazdığım bir kelime yüzünden, yıllar önce gerçek arkadaşlıklar kazandığım o oyun sitesini bulmuştum. Hemde tam tamına 3 yıl sonra.
Orası bana fazlasıyla acı çektirmişti. Arkadaşlarım tek tek gitmiş, hoşlandığım -en azından öyle zannettiğim- çocuklukla ve en saf duygularımla sevdiğim çocuk bi anda ortadan yok olmuştu.
Ne yapacaktım?
Girip, anılarımı mı hatırlayacak, yoksa bırakıp hayatıma devam mı edecektim?
İçten içe eskiden tanıdığım insanların oraya geri dönüp dönmediğini merak ediyor, bir yanımda girmemem için yalvarıyordu.
"Lütfen girme Mira, tekrar üzüleceksin."
"Saçmalama. Sevdiğin insanlar orada olabilir, hem anıları hatırlamak çok acıtmaz, gir ve bak."
İç sesim beynimi kemiriyordu. Girip hayal kırıklığına uğramak istemiyordum. Yeterince üzgündüm, daha fazla üzülmek istemiyordum. En azından kendime bunu yapmak istemiyordum.
Ama,
Her şeye rağmen elim siteye gitti ve tarayıcının sekmesinde oyunun sitesi beliriverdi.
Nerden bilebilirdim ki, o gün hayatımın değişeceğini?