BÖLÜÜÜMLERİİİ DAHA UZUUUN YAP DEDİNİZ, YAPIYORUM!
Bu arada 1000 okunmayı geçtik, teşekkür ederim! 💕
•
•
•
MİRA AKAY
Kerem gelmişti, ona diyeceğim birçok şey vardı fakat o an kıpırdayamamıştım. Sadece onu özlediğimi yazmıştım. Ona olan kızgınlığım kırgınlığım bir anda gitmişti. Sadece özlemiştim. Ve ona hâlâ aşıktım. Onu hâlâ seviyordum. Ne isterse olsun, artık gitmesin kopmayalım istiyordum. Sadece onu istiyordum.
Mesaj bölümünde +1 mesaj bildirimi gözükünce beklemedim, hemen girdim. Mesaj Kerem'dendi.
"Sevdiğim kız burada, yanımda. Şaka gibi Mira, şaka gibi."
Cevap yazdım.
"Şu an içinde olduğum durum da şaka gibi. Buraya girdim ilk önce Leyla, Tuğkan ve son olarak sen geldin. Neredeydin? Neden gittin? Söyle Kerem."
Beş dakika kadar cevap gelmemişti, beş dakika sonra gelen mesaj yine Kerem'dendi.
"Başım belaya girmişti, gitmem gerekti. Peşimden seni de sürükleyemezdim. Ama bak artık burdayım, affettin mi beni? Affet beni gitmeyeceğim bir daha prensesim."
Prensesim demişti, onun prensesi. Yaşadığımız her an aklıma geliyordu, ben onunla çok mutluydum. Gurura gerek yoktu. Ben onu affetmiştim bile.
"Affettim Kerem. Seni hem çok özledim, hem affettim."
O gün birbirimizi ne kadar özlediğinizden bahsedip durduk. Neler yaşadığımızı, nerelerde olduğumuzu. Ona neden gittiğini sorunca hep başım dertteydi, anlatacağım ama şimdi değil, demişti. Bende çok üstüne gitmemiştim. Bol bol özlem gidermiştik. Fakat fark ettiğim bir şey vardı. Biz büyümüştük.
TUĞKAN KURŞUN
-
Mira ne kadar şanslı diye düşünüp durdum. Bu kadar tesadüfün içine sıçayım, dedim kendi kendime. Ne mutludur şimdi kerata.
Yaklaşık iki saattir Kerem'le konuşuyorduk. Mira'yı hiç bırakmayacağından bahsediyordu. Onu ne kadar özlediğinden falan. Haklıydı. Bende Leyla'yı özlemiştim.
MİRA AKAY
-
Siteden hiç çıkmak istemiyordum, sabaha kadar Kerem'le konuşmak istiyordum. Bana tekrar çıkma teklifi etmişti. Bende kabul etmiştim, zaten dünden hazırdım. Yine biz olabilirdik.
Gece geç saatlere kadar konuştuk. Uykum çok gelmişti, uyumaya karar verdik. Sabah nasıl olsa birlikte olacaktık.
O gün ilk defa uzun süre sonra mutlu hissetmiştim. Mutlu olarak gözlerimi kapatmıştım.
Bir hafta sonra;
Kerem'le çok mutluyduk. Eskisi gibiydik ve evet, Leyla gelmişti. Tuğkan inanılmaz mutluydu.
TUĞKAN KURŞUN
-
Leyla geleli bir hafta kadar olmuştu, eskisi gibi süper dörtlü olmuştuk.
"10 tane çocuk istiyorum kızım, haberin olsun."
"Tam Çin işkencesi yapılacak adamsın Tuğkan, nasıl doğurayım ben onları?"
"Ben bilmem kızım, istiyorum. Dödöeşöxşsxöodjap"
"Hiç değişmeyeceksin değil mi?"
"50 yaşıma gelsem, 50 yaşında bir Tuğkan amca olsam, evlensem, çocuklarım olsa bile, seni seveceğim."
MİRA AKAY
-
Kerem'e tekrar neden gittiğini sormuştum, vaktinin geldiğini düşünüyordum. Artık anlatmasını istiyordum.
"Bunu anlatacağım, fakat benden uzaklaşma."
"Senden asla uzaklaşmam Kerem."
Yaklaşık on dakika sonra cevap gelmişti.
"Ben 2 yıl kadar hapishaneye girdim, psikologlar, doktorlar ve daha nicesi. Kafayı yemiştim sanırım. Ben çok kötüydüm. Buraya girebilecek hiçbir yerim yoktu."
Donmuştum. Kerem benden 3 yaş büyüktü fakat nasıl olurda hapise girerdi? Korkmuştum.
"Neden hapise girdin, noldu Kerem?"
Bu sefer gerçekten korkmuştum.
"Anneme laf ettiler, sapladım bıçağı.
Kan dondurucuydu. Hiç görmeden sevdiğim biri böyle şeyler yapmıştı.
"Annen, baban? Kerem nerdelerdi onlar? Nasıl yaptın bunu?"
Onun annesiyle babası benimkiler gibi ayrıydı. Hatırlıyordum.
"Biri bir fahişeyle, biri bir pezevenkleydi. Umurlarında değildim Mira, anlıyor musun?"
Yazamıyordum. Korkmuştum. İlk defa Kerem'den bu kadar korkmuştum.
Tekrar bir mesaj geldi.
"Korkma benden, bu nedenler yüzünden okulum yarım kaldı. Yakında askere gideceğim. Askerliğim oraya çıkarsa görüşebiliriz. Şu an dayımlar bana sahip çıktı. Hastalığım geçti. Ben iyiyim Mira."
Ne olursa olsun onu seviyordum, aklım olanları almıyordu fakat seviyordum onu.
"Korkmuyorum Kerem." yazabildim, iliklerime kadar korkarken.