İtiraf

138 7 6
                                    

Bertuğ'ya aşık olduğumu söylemiş olmak mı yoksa bertuğ' nun bana aşık olduğunu öğrenmiş olmak mı bu denli kafamı karıştırmıştı inanın hiçbir fikrim yok.
Bertuğ'nun ifadesi içimde gülme isteği uyandırırken sarışına her baktığımda midem kalkıyordu. Ona karşı hissettiğim tek şey saf acıma duygusuydu. Acınacak derecede gereksiz bir insandı çünkü. Tek istediğim karşısına geçip "ben bunu hak etmedim" demekti. Ama yapmayacaktım ona bu zevki asla yaşatmayacaktım. Bertuğ ve sarışın boğuşurken sanki bütün sesler bir uğultuya dönüşmüş gibi oradan uzaklaştım ve odama çıktım. Sanırım şuan yapmak istediğim tek şey battaniyemin altında saatlerce uyumaktı. Yatağa yattım ve bunca derde düşünceye rağmen kendimi uykunun kollarına bıraktım. Kaç saat uyudum bilmiyorum ama uyandığımda hava epey kararmış açlığım kendini belli edercesine midemde zil çalıyordu. Bertuğya nasıl davranacağımı düşünmüş ama bir yol bulamadığım için hiçbirşey olmamış gibi davranmaya karar verdim. Yataktan doğruluğumda aynayla karşı karşıya gelmiştim. Üzerimdeki kıyafetleri görmek beni sarsmıştı hemen üzerimdekilerden kurtuldum ve camı açıp aşağı fırlattım. Bertuğ gördüğnde daha da sinirlensin istemiyordum. Derin bir nefes alıp kapıyı açtım ve yavaş yavaş aşağıya inmeye başladım. Merdivenin başına geldiğimde dirseklerini dizlerine dayamış kafasını eğip ellerinin arasına almış ve dağılmış bir Bertuğ görmem kaçınılmazdı. Koşarak yanına gittiğim sıra kafasını kaldırıp bana baktı. Anlık göz göze gelmemiz beni afallatmış olacak ki anlık bir duraksama yaşadım. Ağlamış olduğunu görmek içimde büyük fırtınalar kopmasına neden olsa da belli etmemeye özen göstererek muzipçe yanına yaklaştım.

-Bertuğ ben çok acıktım ya sen misafirini böyle mi ağırlıyorsun.

Bu tutumum onu bir hayli şaşırtmıştı.

-şey ben şimdi hemen yemek söylerim dışardan.

Diyerek gözlerini kaçırmış bana bakmıyordu.
Ellerimle çenesini tutup kendime çevirdim ve bana dönmesini sağladım.

-hadi beraber yemek yapalım canım da sıkıldı zaten benim.

-nasıl bu kadar güçlü bir insan olmayı başarıyorsun ırmak. Ben bile yıkılmışken sen hala nasıl benim yüzüme bakabiliyorsun. Korumak için çabaladığı kıza aşık olan adi bi insana nasıl hala iyi davranabiliyorsun.

-Bertuğ sus.

-ne sus ırmak ne demek sus

-Bertuğ yeter.
Diye bağırdığım da gözlerini olabildiğince açmış afallamış bir şekilde bana bakıyordu.

-kolay mı zannediyorsun benim için. Emin ol hiçbirşey kolay değil. Ne duyduğum ne yaşadığım hiçbirşey kolay değil. Son günlerde duyduğum her şey beni yıkmak İçinmiş gibi hayatımda iyi olan hiçbirşey yokken bu sabah yüzleştiğim şey emin ol hayatımın en düzgün şeyiydi

-ama ırmak


-sus Bertuğ sus lafımı kesmeden dinle. Sen o kendine adi demene sebep olan hissettiğin duygu var ya o en saf en temiz duygulardan biri işte. Bir insanı darmadağın da edebilir zirveye de çıkartabilir işte. Bertuğ ne kendine ne bana haksızlık etme. Bu duygu adi olamaz anlıyor musun? Bunun karşılığı bu olamaz. Yaşanmaya değer olan en güçlü şey belki de bu hisler. Defalarca aynı yerden yara alsan bile tekrar yaşamaya değer gördüğün tek duygu bu. En azından benim için böyle. Şimdi kendine bunlar için hakaret edip beni de o hakaretlerin içine sığdırmaktan vazgeç anladın mı?

-ırmak sen ne demek istiyorsun yani

-aptal olmayı bırak ve düşün iki saniye. Sabah söylediklerim gerçekti Bertuğ ben de sana aşık oldum işte.
Bertuğ şok olmuş bir ifadeyle suratıma bakarken elim ayağım birbirine girmişti ne yapacağımı nasıl davranacağımı bilemiyordum. Sadece ona ve vereceği tepkiye bakıyordum.
Birbirimizle dakikalarca bakıştıktan sonra Bertuğ beni çekti ve sımsıkı sarıldı. Zaman durmuştu sanki. Herşey durmuştu. Ben her defasında kırıldığım bu duyguyu bu adamla tekrar yaşamayı seçmiştim. Sonunda belki yine kırılacaktım ama Bertuğ benim çıkmaz sokağım gibiydi şuan bu hisler olmadan bana hissettirdikleri olmadan bana yol yoktu.


*****

Saatlerdir Bertuğ'yla pizza yiyip televizyon izliyorduk. İkimizde konuşmuyorduk pek her göz göze geldiğimizde kıkırdıyorduk sadece.
Bertuğ' ya sarıldım ve koltukta yayılarak kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Gözlerimi açtığımda sabah olmuştu Bertuğ yanımda uyuyordu. Bende ilk defa böyle huzurlu uyanmanın etkisiyle güle oynaya mutfağa inip kahvaltı hazırlamaya başladım. Bakın bunu ben yaptım inanabiliyor musunuz?
Kahvaltı hazırdı ve Bertuğ'yu uyandırma vaktim gelmişti. Mutfak kapısından tam çıktığım sırada koskoca bişeyle çarpışıp çığlık atmam bir oldu. Biri beni belimden kavradığında yavaşça gözlerimi açtım ve pişmiş kelle gibi sırıtan Bertuğ'yla göz göze geldim.

-hey beni korkuttun

-sen de çok korkaksın be güzelim
Diyerek yanağıma bir öpücük bıraktı. Yüzüm anında kızarırken Bertuğ' nun sırıtışı iyice artmıştı.

-Sırıtmasana be çok çirkin oluyorsun
Dedim. Kendim bile inanmayarak...

-ırmak çarpılacaksın ya
Cevabını aldığımda omuzuna hafiçe vurarak kollarından kurtuldum.

-hadi kahvaltı yapalım kurt gibi acıktım

-güzelim sen hiç doymuyorsun ki zaten
Dediğinde ona dil çıkararak masaya oturdum

-ırmak bunların hepsini sen mi yaptın. Demek üşengeçliğini bir kenara bırakınca hamarat olabiliyormuşsun

-ne sandın ben de ne cevherler var bi bilsen
Diyerek göz kırptım

Biz böyle şakalaşarak yemeğimizi yerken kapı çaldı. Ayağa kalkmıştım ki Bertuğ da dibimde bitti. Ona göz devirerek kapıya yürüdüm. Tuvalete de beraber gidecektik herhalde en sonunda.
Kapıyı açtığımda kimse yoktu tam kapıyı kapatacağım sırada gözüme eşikteki siyah zarf ilişti. Yanında bir papatya buketi vardı. Bertuğ zarfı ve çiçeği aldığında zarfta " ırmak 'a" yazdığını gördüm. Çiçekteki kartı Okuduğumda ise sadece kocaman harflerle "ÖZÜR DİLERİM..." yazılıydı.
Bertuğ'yla birbirimize bakarken ne yapacağımı şaşırmıştım. Acaba bunun altından ne çıkacak yine diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 17, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YENİ KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin