BÖLÜM-1 "BURAK VE ANNE"(öncekinin devamı)

78 13 3
                                    

Onu İzmir'deki en güzel yere götürmeyi düşündü. Aklına bir sürü yer geliyordu. Lakin parası oralara yetmezdi. Bu yüzden şirin bir kahvaltı salonuna götürmeyi düşündü. Evleri oraya çok yakındı. Fakat annesini yürütmek istemedi. Araba gerekliydi. Yan komşusunun arabasını istedi. O da kırmayıp verdi. Beyaz, henüz daha yeni arabaya binip gittiler. Gittikleri yerde hem yiyip hem konuştular:
- Anne, ben para biriktirip yeni ev alacağım, yeni eşyalar alacağım, seni çok iyi yaşatacağım.
- Aman benim canım oğlum. Sen yeterki iyi bir evlat, iyi bir vatandaş ol. O benim için en değerli şeydir.
- Olsun anne, ben hem iyi evlat, hem de vatandaş olurum. Fakat sana dediklerimi yaparım. Yaparsam da senin için yaparım kendim için değil.
- Tamam oğlum. Hadi yiyip evimize gidelim. Bu konuşmadan sonra yemeklerini yediler. Saat 12:50' ydi kahvaltı salonundan ayrıldıklarında. Yasli kadın sevinmişti de. İlk kez dışarıda yemek yemişti. Eve geldiklerinde saat 13:00' dı. Burak yorulmuştu. Lakin işe geç kalmaktan korkuyordu. Uyursa gec kalabilirdi. Bu yuzden uyumadı. Burak'in hizmetlilikteki işi masaların üzerini toparlamakti. Üzeri kirlenmeyecegi için takim elbise giyiyordu ya zaten. Hem de takim elbise giyerek sirketten biri olduğu anlaşılabilirdi. Burak üzerini çıkarmamıştı. Annesinin yanina gitti. Yatak odasinda uyuya kalmıştı. O sırada da saat 13:40'ti. Burak annesinin üzerini örttü. Yanaklarina bir buse kondurup çıktı. İse gitti. İşte vakit çok hızlı geçmişti. Burak çok uykuluydu. Gözlerinden uyku akıyordu. Koşar adimlarla eve gitti. Eski kapı zilini çaldı. Annesi açtı kapiyi. Burak odasina geçip üzerini çıkardı. Ter kokusundan bogulacakti. Banyoya doğru gitti. Duş alıp çıktı. Odasında yatağının uzerinde temiz kıyafet ve iç çamaşır hazırdı bile. Tertemiz kıyafetleri giydi. Karni açlıktan zil çalıyordu. Bu yüzden mutfağa agir adimlarla gitti. Mutfak kapısından içeri girdiginde annesinin mutfak masasina koyduğu yiyeceklerden atıştırdı. Artik karni da doyduguna gore uyuyabilirdi. Ama once annesine aksam yemeği hazir olunca çağırmasını söyledi. Aksam yemeği saatine henüz üc saat vardı. Bu sebepten dolayı Burak uyumaya karar verdi. Odasına doğru gitti. Yayları eski, yere yakin yatağına uzandı. Üzerini kalın yun yorganla örttü. Düşlere daldı. Yaklaşık iki saat uyumustu. Uyanınca salona doğru gitti. Annesi televizyon izliyordu: 
-Ah uyanmissin oglum, sen burada televizyon izle ben yemek hazirlayayim.
-Anne yorulma ben de yardim edeyim.
- Hayir oğlum otur oturduğun yerde ben hazırlarım. Hem zaten o kadar da yaslanmadim. Daha 60' imdayim.
-Peki anne. Burak salondaki, televizyonun tam karsisindaki koltuklardan birine oturdu. Daha sonra bir spor kanalını açtı ve izlemeye başladı. Annesi mutfakta yemek hazırlarken bir gürültü koptu:
- Anne! İyi misin? Neler oldu? Anne!
- Oğlum tamam sakin ol. Sadece tabak yere düştü.
-Tamam iyisin. Oh, içim rahatladı. Bülent tekrar içeriye gider. Beş dakika sonra annesi çağırır:
-Yemek hazir.
-Tamam anne geldim. Mutfağa doğru giderler. Yemekten sonra hem Bülent hem de annesi uyumaya gider. Derin bir uykudan sonra sabah olmuştur. Saat 8:00. Annesi Burak' in odasina girer. Annesi Burak' i çağırır çağırmaz uyanır. Çünkü annesini üzmek istemez. Elini yüzünü yıkadıktan sonra takim elbiselerini giyer. Tüm islerini bitirince kahvaltı masasina oturur. Yedikten sonra işe gider. Bu kez gittiginde saat 8:40' tir. Patronu bunu görünce şaşırır ve tebrik eder. İlk defa bu vakitte geldiği için ona fazladan 1000 TL verir. Çünkü patron şaşırmıştır. Bülent çalışır. Öğle arasinda yemeği iş yerinde yemeyi tercih eder. Ogle arasi da hizla geçer. Tekrar çalışır ve çıkış saati gelmiştir. Eve gider üzerini degisir. Annesi ile aksam olunca yemeklerini yiyip uyurlar. Salı günü çok hızlı geçmiştir. Bakalım carsamba günü anne ve Burak neler yaşayacak?


                                                 DEVAM EDECEK...

BİR ÖMÜRDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin