Azure Kıtası/Beyaz Kar İmparatorluğu/Buz Krallığı/Başkent Navarro
Sokaklarda 6 yaşındaki bir erkek çocuğu koşuyordu. Koşarken bir şeylere çarpmamak için durmadan etrafına dikkat ediyordu.
Bu erkek çocuğunun saçı yıldızsız gece gibi siyahtı. Gözleri sanki sonsuzluğu görmüş gibi derin ve gizemliydi. Birisi bu çocuğun gözlerine biraz fazla bakarsa kendisini sanki sonsuz karanlık yutacakmış gibi hisseder ve tırsardı. Çocuğun yüzü çok orantılıydı. Burnu ne fazla uzun ne fazla kısayaydı. Kaşları sanki kılıçmış gibi keskindi. Elmacık kemikleri sanki tanrı tarafından yüzyıllarca özenle yapılmış gibi orantılıydı. İlerde her kızı kendine aşık edecek bir güzelliği olacağı çok belliydi. Ama şu anda bu tanrılar tarafından özenle yapılmış yüz kirlerle doluydu. Buna rağmen yüzündeki yakışıklılık hiç azalmamıştı.
Şu anda bu çocuk gözlerinde yaşlarla sokakta koşuyordu. Bir kaç dakika sonra bir binanın önüne geldi. Bu bina 5 katlı ama sade bir binaydı. Binanın önünde bir tabela vardı. Bu tabelada hastane yazıyordu ama yıllardır bakılmadığı için üstündeki hiç bir yazı okunamıyordu.
Bu yüzden çocuk burayı anlayabilmek için hemen tabelası üstünde duran kırmızı artıya baktı ve buranın hastane olduğunu anladı.
Bunu anlayınca hemen içeri girdi ve ilk gördüğü doktorun yanına gitti ve konuşmaya başladı.
"Pardon annem bu hastanedeymişte. Nerede olduğunu nasıl öğrenebilirim."(çocuk)
"Annenin ismi ne çocuk."(doktor)
"Melek efendim" diye saygılı bir şekilde cevap verdi çocuk.
Bunu üzerine doktor cevap verdi.
"Annen daha yeni uyudu bu yüzden uykusunu bölemeyiz ama sana annenin odasını göstere bilirim. Zaten bir kaç saate uyanır o zaman girersin."(doktor)
"Tamam doktor amca"(çocuk)
Doktor bunu duyunca hafiften yüzü buruştu ve çocuğun kafasına dokunur gibi vururken konuştu.
"Ben daha 23 yaşındayım. Yani gençliğimin baharındayım."(doktor)
Doktor böyle söyleyince çocukta çok kısık bir sesle "Ama bana göre hala amcasın sonuçta ben daha 6 yaşındayım" dedi.
Doktor da bunu duyunca iyice sinirlendi ama sonra önündekinin bir çocuk olduğunu hatırlayınca derin bir nefes aldı ve hiç bir şey söylemeden yürümeye başladı. Çocukta bunu fark edince doktorun peşine takıldı.
Binanın 3. katının en sonundaki odanın önüne gelince durdular ve doktor konuşmaya başladı.
"Annen içeride ama girerken çok ses yapma. Daha öncede dediğim gibi daha yeni uyudu." dedikten sonra doktor geri dönüp gitti.
Çocuk bir süre doktorun gidişine baktı. Doktor merdivenlerden aşağı inmeye başlayınca çocuk derin bir nefes aldı ve kapıyı elinden geldiğince yavaş bir şekilde açmaya başladı.
Çocuk içeri girince gözüne ilk çarpan şey beyaz örtülerle çevrili bir yataktı. Çocuk bu yatakta annesinin yattığını hemen anladı. Bu yüzden annesini rahatsız etmemek için hemen sessizce açtığı kapıyı kapattı ve yatağın yanındaki koltuğa uzanarak gözlerini geçici karanlığa bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Demolición - Yok olmuş soyun son varisi
FantasyMuerta İnfierno kapıda bulunan bir bebekti. Muerta İnfierno 2 yaşındayken babası 6 yaşındayken de annesini kaybetti. Annesi ölünce Muerta çığlık atarak bayıldı ve tam 1 gün boyunca baygın kaldı ve durmadan hiç kimsenin anlamadığı şeyler sayıklayıp d...