Bölüm-8 ϟ Dertleşme

234 10 4
                                    

ÇOK UZUN ZAMANDIR İHMAL EDİYORUM AMA SINAVLARIM VARDI VE HENÜZ CUMA GÜNÜ BİTTİ. ONUN DIŞINDA DOĞUM GÜNÜM VARDI. YENİ YAZDIM. BÖLÜM ÇOK KISA AMA BUNU SADECE BEKLETMEMEK İÇİN YAYINLADIM :) 

BÖLÜMÜ SEVMENİZİ UMUYORUM. MULTİMEDYADA SEVGİLİ BİRİCİK DOSTUMUZ MERT VAR :* SEVGİLERLE, İYİ OKUMALAR.

****

Sabah kalktığımda yatakta dönüp duruyordum. Okula gitmek hiç ama hiç içimden gelmiyordu. Belki de Berkay ve Rüya’yı yan yana görme düşüncesi beni korkutuyordu. Ama kaçarak da bir yere varamazdım. Bir an önce yüzleşmem lazımdı.

Yataktan çıktım ve banyoya gittim. Aynanın karşısına geçtiğimde banyo yapmam gerektiğini fark ettim. Zamanım çok yoktu ama geç kalabilirdim umurumda da değildi.

Banyodan çıktığımda hemen  odama gittim ve okul kıyafetlerimi giydim. Banyoya geri döndüğümde saçlarımı kuruttum ve öylece serbest bıraktım. Doğal saç bende daha iyi duruyordu.

Çantamı hazırlar hazırlamaz aşağı indim. Halam ve kardeşim kahvaltı yapıyordu. Hemen ayakkabılarımı giymeye koyuldum.

“Kızım nereye kahvaltı yapmadan?” halam mutfaktan çıkıp yanıma gelmişti çoktan.

“Çok geç kaldım hala gitmem lazım hemen. Hadi görüşürüz” dedim ve evden fırladım. Mert kapıda beni bekliyordu. Beklemesine şaşırdım ve hızlı adımlarla yanına gittim.

“Nerede kaldın?” merakla bana bakıyordu. Hiçbir zaman bu kadar geç kalmamıştım.

“Hiç sorma” diyerek yanına ulaştım. Başını salladı ve yürümeye başladık.

“Damla..Ben nasıl soracağım bilmiyorum ama… şey.. Im.. Sanırım biliyorsun. Rüya ve Berkay..” söze başlamasından bu konuya geleceğini biliyordum.

“Evet biliyorum” dedim soğukkanlı olmaya özen göstererek. Ama o beni çok iyi tanıyordu ve asla buna inanmazdı.

“Damla seni tanıyorum. Bunu sende biliyorsun. Ben senin üzülmeni istemiyorum.. gerçekten” dediğinde ona sarılmamak için kendimi zor tuttum.

“Biliyorum.. Ben..sadece.. nasıl davranacağımı bilmiyorum” dediğimde gözlerimden bir damla yaş düştü.

“Hadi bir cafeye gidip oturalım. Ders o kadar da önemli değil” dediğinde başımla onayladım ve en yakındaki cafeye yürüdük sessizce. Cafeye girdiğimizde dalgındım. Mert beni masaya yönlendiriyordu ama ben sadece ne hissettiğimi düşünüyordum.

“Evet, hadi bakalım dök içini” dediğinde kendimi gülmemek için zor tuttum. Gerçekten bu konu hakkında bir şey bilmiyordu.

“Bu konu hakkında bir şey bilmiyorsun demek ki acemi” dedim ve gülümsedim. Oda gülümsedi ve utançla başını yere eğdi.

“Evet evet ilk def yapıyorum. Sen anlat ben de dinleyip tavsiye veriyim ne dersin?” dediğinde onayladım.

“Bak.. ben bilmiyorum Berkay’a karşı neler hissettiğimi. Ona aşığım, ya da ben öyle sanıyorum bilmiyorum ama bu çok kuvvetli bir his. Onun yanında olmak istiyorum. Onun sevgilisi olmak, ona sarılmak istiyorum. Ama birlikte olursak sorun çıkacağını da biliyorum. Sadece onunla olmak istiyorum. O da sadece benimle olsun istiyorum. Onu kıskanıyorum. Onu o kadar çok kıskanıyorum ki o Rüya denen kıza aklına gelemeyecek her şeyi yapabilirim..” güldüm ve ciddi bir şekilde devam ettim “Bak, gerçekten umutsuz ve aşık bir ergen kız gibi görünüyorum biliyorum ama ben buyum. Hissettiklerim bunlar. Ne hislerimden ne de benliğimden kaçabilirim. Ben buyum” dediğimde tekrar Mert’e döndüm yüzümü. Tüm konuşmamı masaya, dolu ve henüz hiç dokunmadığım bardağıma bakarak yapmıştım.

“Haklısın.  Burada mutlu olmayı en çok hak eden kişi sensin. Mutlu olmalısın ama gün geçtikçe daha kötü oluyorsun. Bak iyi tavsiye veremem ama.. Sanırım Berkay’ı unutmak zorundasın” dediğinde tekrar kafamı kaldırdım. Gözlerim dolmuştu artık bulanık görmeye başlamıştım.

“Bu aralar mantıklı düşünemiyorum. Kafamı dağıtmaya ihtiyacım var” dediğimde başını salladı.

“Hadi gel birlikte bir yerlere gidelim” diyerek ayağa kalktı. Bende kalktım ve yüzüne baktım.

“Sanırım yalnız kalmaya ihtiyacım var Mert” dediğimde önce durdu. Düşündü. Sonra başını salladı.

“Seni nereye bırakayım?” dediğinde gülümsedim.

“En yakınımsın biliyorsun değil mi?” dediğimde o da gülümsedi.

“Biliyorum merak etme” diyerek göz kırptığında gülümsemem arttı.

“Beni şu okulun yakınındaki parka bırakabilirsin. Sanırım bu saatlerde boş oluyor” dediğimde onayladı ve birlikte yürümeye başladık. İkimiz de sessizdik ve konuşmuyorduk. Parka kadar Mert’e söylediklerimi düşündüm. Haklıydım. Aptal bir aşık gibiydim. Ama bunu değiştiremiyordum. Değiştirmek istiyordum ama yapamıyordum..

♛ HER SEY SENLE ♛Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin