-Aslı-
Günlerdir bekliyorduk Damla'nın uyanmasını. Doktorlarda bir şey demiyordu. Yaşıyordu ama uyanmıyordu. Hakan Amca berbat bir durumdaydı. Çok üzülüyordum. Hastaneden hiç çıkmamıştı. 3-4 günde bir eve gidip duş alıp tekrar geliyordu. Onu da zorla yolluyorduk zaten.
Doktor tekrar içeriden çıktığında yanına gittim. Sadece ben kalmıştım Hakan amca ve Mert cafeteria'ya gitmişti.
"Doktor Bey artık bir şey söyleseniz" diyerek durdurdum.
"Bakın araba kazasını gerçekten sert geçirmiş. Hayati bir tehlikesi kalmadı evet ama ne zaman uyanacağını biz bile bilmiyoruz. Bu günler, haftalar, aylar hatta yıllar bile sürebilir. Daha önce böyle bir vaka ile karşılaşmamıştım. Yani Damla hanım gerçekten güçlü" dediğinde gözlerimden bir damla yaş düştü. Yani yıllarca böyle komada kalabilirdi demek.
Doktor bir şey demeden uzaklaştı. Odanın camına gittim ve içeri baktım. Damla huzurla uyuyordu. Muhtemelen rüyasında Berkay'ı görüyordur düşüncesiyle yüzümde gülümseme oldu. Gerçekten rüyasında onu görüyorsa uyanmaz Damla..
Niye o kadar aşık ona bilmiyorum. Ben daha önce kimseye aşık olmadım çünkü. Erkekler benim için hiçbir anlam ifade etmiyor. Sıradan bir varlık gibi geliyorlar.
Belki de bu düşüncemden dolayı kimse beni sevmedi, bana çıkma teklifi eden erkek bile yok. Fırsat vermediğim doğru ama sonuçta gerçekten seven gelip konuşur değil mi?
Her neyse bunları düşünmek bile içimi sıkıyor. Bir an önce Damla çıksa da beraber alışverişe gitsek. Gerçekten ikimiz beraber olunca her şey değişiyor. Evet Cemre ve Elif de var ama Damla ve ben çok ayrıyız. Bunu herkes bilir. Hakan Amca gibi bende her gün buraya geliyorum. Belki geldiğim zaman uyanır diye..
Koridorun sonunda Hakan amca ve Merti gördüm. Mert gerçekten değişmişti görünüm olarak. Saçları iyice uzamıştı,kesmiyordu. Damla onun uzun saçlı halinden nefret eder. Belki onu böyle görüp de söylemek için uyanır diye ümit ediyor.
Hakan amca geldiğinde karşı koltuğa oturdu. Mert de yanıma. Hakan amcanın duymayacağı bir ses tonuyla "Doktor bir şey dedi mi?" diye sordu.
"Aynı durumu. Belki uyanması günler, haftalar, aylar, yıllar sürer dedi" dedim kısık sesle. Hakan amca bunları duysa daha çok üzülürdü çünkü.
Mert sıkıntılı bir şekilde nefes verdi ve arkasına yaslandı
"Hep dedim ona karşıdan karşıya geçerken bak diye. Ne kadar acelen olursa olsun bak dedim. Çünkü ben bir arkadaşımı gözümün önünde böyle kaybettim. Şimdi Damla'yı da kaybetmek istemiyorum. Annesinin yanına gitmek istiyor biliyorum ama burada bizi bırakmamalı. Onunla konuştum. Komadayken duyar derler ya bende konuştum. Gitmeni istemiyorum dedim. Benimle, bizimle kal dedim. Saçlarımı uzattığımı bile söyledim. Belki sinirlenir de kalkar diye.. Her şeyi denedim Aslı. Her şeyi" dediğinde sesi çatallaşmaya başlamıştı. İkinci cümlesinden itibaren dolan gözlerimden bir damla yaş düştü.
"Bende dedim Mert. Bende dedim ona bizi bırakma diye..." devamını getiremedim cümlemin. Gerçekten en yakınını kaybetme korkusu kötü. Damla benim hayattaki tek yakınım.
Bir keresinde annemden habersiz bir yere gittiğimde annemden önce eve gelip beni Damla azarlamıştı. Annem onu aramış da gelmediğimi söylemiş. Çok merak etmiş..
Damla'nın kızgın hali gözlerimin önüne gelince buruk bir gülümseme kapladı yüzümü. Hadi be deli kız. Uyan nolursun
ŞİMDİ OKUDUĞUN
♛ HER SEY SENLE ♛
Teen FictionEn yakın arkadaşınla aynı okulda olmak gibisi var mı? Ya da muhteşem espirili bir arkadaş grubun var mı? Belki de benimki gibi arkadaş grubunun arasında dost kaldığın ama hala sevdiğin bir eski sevgilin vardır. Belki de bu kadar şey arasında bir d...