5. Bölüm

578 27 0
                                    

Multimedia'da Özkan var. 6.bölümde kim olduğunu anlarsınız :)

Arkamı döndüğümde Semihle burun burunaydım. "Üşümüşsündür" dedi. "Evet üşümüştüm saol" dedim. Normalde istemezdim ama Yankı'nın yakın arkadaşıydı. Bir zarar gelmezdi. Yanımda durup yıldızlara bakıyordu. İstemsiz bir şekilde ona bakıyordum. Çok değişik bir tipi vardı. Yakışıklı veya karizmatik değildi ama bad boys havası onu çekici gösteriyordu. Ne saçmalıyordum ben Yankı'yı seviyorum. "Hayırdır" dedi gözlerini yıldızlardan ayırmadan. "Yok birşey gözüm dalmış" dedim. Yalanın daniskası.. "Yankı ha?" dedi hala bana bakmıyordu. Birşey söylemedim. Onun yerine derin bir nefes aldım. "Yankı iyidir. Küçüklükten beri tanırım. Ama ne biliyim siz doğru çift misiniz?" Ne diyordu bu şimdi. "Anlamadım? Ne varmış bizde. Bizi yanlış yapan şey ne?" Bu sorunun ardından gözlerini bana dikti. "Yanlışsınız demedim. Ama doğru olduğunuzu da düşünmüyorum." dedi. "Nedenmiş?" baya bir sinirlenmiştim. Mantıklı birşeyler söylese iyi olurdu yoksa suratına yumruk indirebilirdim. İlk defa gururumu bir kenara bırakıp ilk adımı ben atmıştım. Aptal engellerle uğraşamazdım. Gözlerini hafifçe kıstı "Çünkü..." "Napıyorsunuz burda?" Yankı'nın neşeli sesiyle gergin ortamımız bozulmuştu. Ceketi sırtımdan alıp Semih'in karnına doğru savurdum. "Yok birşey sıkılmıştım biraz Semih bana eşlik ediyordu." dedim. Bunları söylerken Semih'in gözlerinin içine bakıyordum. O da bana... Evet yalan söyledim. Ama sorun niye? En yakın arkadaşıyla kavga ettiğimi söyleyemezdim ya.. Sanırım yalan da söyleyemiyorum. Yankı şüpheyle Semih'e baktı "Öyle mi?" dedi imalı bir şekilde. Semih de "Yenge hanım ne diyorsa doğrudur kardeşim. Ben sizi yalnız bırakayım. Yıldızların altı filan romantik ortam yaparsınız." derken nasıl bir anda 180 derece döndüğüne inanamıyordum. O giderken Yankı bana yaklaşmıştı. Elimi tuttu ve "Gidelim mi?" dedi. "Bu kadar erken mi? Hem daha..." sözümü yarıda kesip "Buraya onlar için değil senin için geldim uykucu küçük." derken o kadar tatlıydı ki tüm sinirim kaybolmuştu. Ona sarılmak istedim. Ellerimi ellerinden ayırıp beline doladım "Lütfen rüya olma." dedim fısıldayarak. Birden kahkaha attı ve "Ne?" dedi gülme eşliğinde. Utanmıştım. Kafamı yere eğdim. "En az bunun kadar gerçeğim" dedi ve beni öptü. Evet gerçekti. Sıcaktı. Ardından elimi tuttu ve balo salonundan ayrıldık. Arabanın içi sıcaktı. O arabatı çalıştırırken ben de mp3 çaları kurcaladım. Müzik zevkimiz biraz farklıymış onu farkettim. Mp3 çaları kapattım ve kafamı koltuğa yaslayıp onu izledim. Eve gelene kadar hiç konuşmadık. Arada bir bana dönüp bakışlarında kızarıyordum. Arabayı durdurdu ve bana döndü "Geldik uykucu küçük." "Farkettim." dedim somurtarak. "Güzel" dedi ağzını yayarak. Evin ışıkları yanmıyordu. Bakıcı uyumuştu herhalde. "Eve gelmek ister misin?" dedm bir çırpıda. Nasıl yaptım hiç bilmiyorum. Yine kahkaha attı "Baban beni pompalıyla kovalamasın?". "Yok canım yapmaz. Hem onlar yoklar. Sadece bakıcı var onunda odası zemin katta." dedim. Ne yapıyordum ben? Resmen çocuğu eve atmaya çalışıyordum. "Yanlış anlama sadece biraz oturur film izler bişeyler içeriz diye dedim. Sonuçta erken ayrıldık balodan yani saat erken.. Film sevmezsen sohbet ederiz. Ama istemiyosan tabi sen bilirsi..." "Sakin ol uykucu küçük. Bir nefes al." derken sırıtmakla gülmek arası bir hali vardı. Rezildim. "İyi geceler." deyip arabanın kapısına döndüm. "Dur dur geliyorum." dedi ve o da arabadan indi. Kapının önüne geldiğimizde ben çantamda anahtarı arıyordum. Nerede bu? Çantayı karıştırırken bir anda yere birşey düştü. "Bir şeyin düştü." dedi almak için eğilirken. Kapının önündeki aydınlatmadan gördüğüm kadarıyla o şey Nazlı'nın bana vermeye çalıştığı prezarvatifti. Gizlice çantama koymuş olmalı. Bunun hesabını soracaktım ama şimdi daha büyük bir sorunum vardı. Yankı onu görürse rezil olurdum. Onu itip hızlıca yerden aldım. Sarsılmıştı. Üstünü başını düzeltip "O ne?" dedi. Umursamaz gibi görünmeye çalışarak "Hiiiç" dedim. "O zaman bakabilirim." "Hayır!" deyip elimi arkaya götürdüm. "Eslem o ne?" dedi. İlk defa bana Eslem diyordu. Ciddiydi. "Söyledimya önemli birşey değil." Iı ıh vazgeçmeyecekti. "Öğrenmek istiyorum" deyip bana doğru adım attı. Elini arkama atıp elime uzanmaya çalıştı. "Bilirsin işte kızsan şeyler" deyip elimi elinden kurtardım. Sırıtıp "Öyle mi?" dedi. Kafamı salladım. İnanmamış olmalı. Eliyle elimi kavramaya çalışmaya devam ediyodu. Uzaktan bakan bizi sarılıyor sanırdı ki bakıcım da öyle sandı. Boğazını temizliyormuş gibi bir ses çıkarınca ikimizde irkildik. "Eslem geldin mi kızım?" Nasıl bir soruydu bu? 'Yok gelmedim' tabi böyle demedim. "Hı hı" dedim. Sesim kısık çıkmıştı. Suçlu psikolojisi. Yankı "Merhaba efendim." dedi başını öne eğip saygılarken. "Merhaba çocuğum. Geç oldu hadi iyi akşamlar" deyip benim kolumdan tuttuğu gibi içeri çekiştirdi. Ne yapıyordu bu kadın. Yankı gitmek için arkasını dönmüştü "Yankı" diye bağırdım. Omzunun üstünden baktı "İyi akşamlar" dedim utangaç bir sesle. Gülümsedi ve "Sana da uykucu küçüğüm. Uykunu iyi al yarın okul var" deyip göz kırptı. Ben hipnotize olmuş gibi bakarken bakıcı kapıyı kapattı.

Uykucu KüçükHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin