Afranin güzel gözleri Kürşat'ın gözlerine baktı. Nedense Kürşat kendini onun yanında rahatsız hissediyordu. Belki de sadece çekiniyordu. Veyahut içine dinmeyen bu aşk korkusu onun sarmıştı. Nedense aklından Yamaç çıkmıyordu. İçinden bir ses onun hala buralarda karanlıkta beklediğini söylüyordu. Avını bekleyen aslan gibi ortaya çıkacak ve avlayacaktı. Ve şimdide güzel Afra... Oda onun için bir yerdi artık. Kalbinden çıkmıyordu gözleri. Ve tekrar korktuğunu hissetti. Afrayı koruması gerektiğini düşündü bir an. Onunda suyla aynı kaderi paylaşmasını istemezdi ve zaten ilk defa böyle başbaşa kalmışlardı. Ona baktığı zaman annesini görüyordu.annesini...
İyi misin diye sordu Afra. Solgun görünüyorsun diye devam etti.
Bir şey yok diye yanıtladı Kürşat. Ona bir an sert davrandığını düşündü. Zaten hayatı boyunca sertlikten çok ne görmüştü ki. Afraya döndü. Onu seviyordu. Ve evet gerçekten de ona hoş davranması gerekirdi.neden kendini ona sert bellesinki. Kişi neden kendi acımasız yaşamıyla korkutan ki.
Afra Kürşat'ın gözlerine baktı.kursat devam etti daha sonra, beraber çay içelim mi. Hem biraz kafa dağıtır biraz da sohbet ederiz.tanisma Faslı gibi.ne dersin?
Elbette Kürşat nasıl istersen diye yanıtladı Afra.
Beraber az ilerideki lokantaya girdiler. Kürşat çay ve yanında lokum siparişi verdi.garson giderken Afra'nın karşısındaki sandalyeye oturdu. Kız saçlarını yana doğru tarafı.kusat salak gibi kıza baktı.o bir kararlılıkla gibiydi artık kendi için.yuksek bir çekim gücüne sahiptir ve Kürşat'ı içine çekiyordu. Afra,
Biraz moralsiz gibisin ne oldu sana?
Sorun değil ben hep böyleyim aslında diye cevapladı söyler söylemez de pişman oldu.
Afra gözlerindeki şaşkınlıkla merakla sordu, neden ? Canını sıkan nedir senin.suyami üzülüyorsun.? Ama biliyorsun belki şu an hepinizden daha hoş bir yerde.
Kürşat, yok hayır ben öylesine dedim zaten.sen beni takma ben biraz ilginçim.
ilginç mi emin misin? Bence sen çok iyi ve hoş birisin.
Gerçekten mi yani benden hoşlanıyorsun
Afranin gözleri utancla açıldı. Yanakları utançtan kizardi. Kürşat nedense söylediği her şeyden hemen vazgeciyordu. Söylediği şeylerden neden pişman oluyordu ki sevdiği kadın yanındaydı ve bundan mutluydu.
Sende öylesin diye tatlı bir sesle ekledi Kürşat...
