Evet Afra senden bir cevap bekliyorum.
"Yani Afra sadece benim ismim değil dimi, başkasına bağırmış olabilirler." Kürşat biraz kızgın bir şekilde, ya Afra orada bizden başka yoktu. Bunu neden anlamak istemiyorsun.
Ben anlamadım Kürşat sen bu konuya neden bu kadar takıldın ben senin neyinim ki , sen benim neyimsin!!
İşte Kürşat'ın o an aklına annesi ve Su geldi. Bu güne kadar Aysima hariç kız olarak onun yanında bir tek annesi ve kardeşi vardı. Annesi babası yüzünden ölmüştü, kardeşi ise neydü belirsiz bir çocuk yüzünden. Yanındaki insanları koruyamiyordu Afrayı da koruyamayacağından korkuyordu.
O an Kürşat'ın gözünden istemsiz bir şekilde yaşlar süzülmeye başladı. Böyle bir şeyin neden olduğunu anlayamamıştı. Kürşat kendine geldi ve ilk olarak gözündeki yaşları sildi ardından ceketini aldı, koşar adımlarla bulunduğu mekandan çıktı.
Afra ne olduğunu anlayamamıştı. Acaba yarasına tuz mu bastım diye sesli sesli düşünüyordu.
Bilmiyordu ki aklına annesi ve kardeşi gelmişti..********
Kürşat sahilde deniz kenarında rüzgarın eşliğiyle birlikte yürüyordu. Kulağında kulaklık "MY ALL" şarkısını dinliyordu. Bu şarkıyı ilk defa dinlemiyordu, ama sanki ilk defa dinliyormuş gibi geliyordu nedense.
Telefon çaldı. Arayan Savaş'tı, Kürşat bir yandan açmak bir yandan açmamak istiyordu. Allah bilir yine ne saçmalayıp Kürşat'ı sinir edecekti. Telefonu açtığından Pişman olacağından emindi sanki içinden bir ses öyle söylüyordu. Uzun zaman geçmeden telefonu açtı.
- Neredesin sen ya kayıp. Sabahtan beri arıyoruz bi Aysima bi ben bi Afra.
- Beni merak etmeyin iyiyim ben.
- Biz merak etmiyoruz, çünkü biliyoruz seni ama Afra öldü geberdi kız burada meraktan. Biz ne kadar anlattiksa bizi dinlemedi.
- Niye merak ediyo hanfendi biz merak edince kabahat oluyor şimdi o da merak etmesin.
- Ya ben sizin aranızda kalmak istemiyorum. Ben telefonu Afraya veriyim sen onunla konuş.
- Hayır, hayır sakın sen ona şöyle söyle ben onun hiç bir şeyim değilim .
- Nasıl ya ben hiç bir şey anlamadım!
- Sen anlamasanda olur. Afra anlar. İyi hadi beni meşgul etme daha spor salonuna gidicem bay.
- İyi hadi görüşürüz.Afra, Kürşat dedi ki ben onun hiç bir şeyi değilim de ona o anlar dedi. Ne oluyor size daha dün birbirinizin isminizi duyunca havaya uçuyordunuz şimdi ne oldu. Ya yok bir şey biraz tartıştıkta ondan.
Afra'nın mekandan çıkalı 5,10 dk olmuştu. O zifiri karanlıkta o adamla buluşmaya gidiyordu. Ama adamı bulabilecekmiydi. Her zaman buluştukları yere gidiyordu ama her seferinde orada olmuyordu.
Her zaman ki yere gelmişti Afra ama adam etrafta yoktu. Adam arkadan "BÖÖÖ" diyerek çıktı. Afra hiç kormamisti çünkü alışmıştı artık. "Ben sana demedim mi bir daha beni takip etmeyeceksiniz diye. Niye takip ediyorsun." "Senin o çocukla görüşmeni istemiyorum." " Benim kimle görüşüp görüşmeyeceğimi sana sormuyorum." "O çocuğun ismi Kürşat dimi." "Sen nereden biliyorsun??"
Kürşat yolda giderken Afra'nın seslerini duydu ve koşarak sesin gelen tarafa doğru gitti. Sağına döndü ve Afra'nın bir adamla konuştuğunu gördü. Afra diye bağırınca Kürşat, o adamla beraber Afra Kürşat'a doğru döndü. Kürşat devam etti. Kim bu adam yoksa şu bizim arkamızdan Afra diye bağıran adam mı? Vay vay vay bravo gerçekten şüper zekasın Kürşat abiii. Sen kapa çeneni diyerek bağırdı Kürşat o adama he bu arada senin adın ne?
- Benim adım, Fatih de ne oldu
- Bir şey olmadı birazdan seni dovcem ya o yüzden soruyorum. Kapış..
- Gel bakalım kim kimi dövüyor.Diyerek kavga etmeye başladılar Fatih ne kadar sol kroşe atmaya çalışsada Kürşat hep kendini savunabiliyordu. Afra ikisininde ayırmaya çalışsa da ayıramıyordu onları. Sanki birbirlerine kenetlenmişlerdi. Fatih en sonunda bıktı ve bıçağını çekti. İşte o sessizliği afranin o tiz çığlığı bozdu. Ve Kürşat Fatih'in üstüne saldırdı. Biraz birbiriyle uğraşsalarda en sonunda Fatih bıçağı üç kez Kürşat'a soktu ve çıkardı. Fatih bunun üzerine arkasına bakmadan kaçmaya başladı. Afra hemen Kürşat'ın yanına eğildi ve iyimisin? diye sordu ve Kürşat sesleri bütün etrafa yayılmıştı...
![](https://img.wattpad.com/cover/138591964-288-k534340.jpg)