7

103 1 0
                                    

                   "Aile dostları yemeği"

               Eve girdiğimde karşıma çıkan hizmetli bağırmıştım sebepsizce. Sırf Chase denen çocuğa sinirli olduğum için. Bazen çok şımarık olduğumu düşündüğüm zamanlar oluyor. Böyle zamanlarda özüme inmek için gidip annemle konuşmam gerekiyor. Mezarına ziyaret edip en kısa zamanda içimdekileri anlatmam lazımdı.

              Banyoya girdiğimde üzerimdekileri çıkarıp aynaya baktım. Saçlarım mavi gözlerimi aylatıyordu. Yani bunu hep annem derdi bana. Parmaklarım istemsizce dudaklarıma gitti. İlk kez biriyle öpüşmüştüm. Tam anlamıyla bir öpüşme olmasa da sonuçta ilk kez bir erkeğin dudakları dudaklarıma değmişti. Kendimi derin bir nefes alırken buldum. Noluyordu bana böyle o salak çocuğu kafama takıcak değildim. Aynadan bedenimi inceledim. Tamam boyum kilom idare ederdi ama beyaz ten rengim kesinlikle seksiliğin uzaktan akrabası bile değildi. 

           Göğüslerime elma kadar demişti. Aklımdan karşılaştırma yapınca kafamı salladım. Bu halime gülesim geldi. Ne kadar saçma. Böyle şeyler bana çok ters. Kendi bedenimle uğraşmayı bıraktım duşumu yapıp çıktım. Rutin olarak giydiğim siyah kıyafetlerime büründüm. Saçlarım kurusun diye şapka takmadım. Evin içinde bazen takmadığım nadir zamanlar oluyor. Ama şapka takmaya kendimi o kadar alıştırmışım ki takmadığım da kendimi eksik hissediyorum. Ben elime annemin eskiden okuduğu ve  içine küçük notlar bıraktığı kitabı okurken kapım çalındı.

          "Rahatsız etmeyin." dedim kabaca.

           Ben içeri gel dememiştim ama babam içeri girdi "Tanrım Cordella nerelerdeydin?" dedi bana sarılarak. Babamın gözlerinden benim için endişelendiğini anlayabiliyordum.

          "Lütfen Ella bana böyle şeyler yapma. Kız bağır çağır ama beni terketme elimde olan son değerli şeyi kaybetmek istemiyorum." dedi en duygulu biçimde. Bu cümlesine kadar onu dikkate almamıştım. En değerli şeyi? Onun gözünde bir yerimin olduğunu biliyordum ama bunu değil. Sonunda dayanamayarak bende ona sarıldım.

         "Ne kadar asi görünmeye çalışırsan çalış ama sen hep annen gibi merhamet sahibi iyi bir kızsın" dedi.

         Bugün ilkler günüydü heralde babam benle daha önce hiç böyle konuşma yapmamıştı. Ama dedikleri doğruydu ben ne kadar asi olmak istesemde içimde hep bir iyilik meleği yatıyordu bunu daha önce farkettim ama bu huyuma lanet ettim çünkü istediğim kişi olmamı engelliyordu.

         "Bu akşam yemeğinde bize katılmanı istiyorum bir aile dostumuzun evinde lütfen hayır demeden önce düşün sadece yemek sıkılınca kalkarız istediğin şeyi de giyebilirsin sadece yanımda ol." derken babam oldukça istekli ve masum duruyordu. normal bir zamanda olsa asla kabul etmezdim. Bir sürü yaşlıların olduğu sıkıcı bir aile yemeği isteyeceğim son şeydi. Şuan duygu yüklü olmamdan faydalanan tarafım "Tamam." dedi. Babam alnımı öptü "Akşam yedide hazır ol Cordellam." dedi. 

          Babam gittikten sonra hazırlanmaya başlamıştım zaten saat altıya geliyordu. Üzerimdeki hiç çıkarmadım zaten yeni giymiştim ve giysi dolabımda siyahtan başka bir renk yoktu. Gözümün üzerine eyeliner çektim. Saçlarımı alttan dağınık topladım. Siyah şapkamı kafama geçirirken saçlarımın şapkamın arasından özgür kalmasına izin verdim. Odamda volta atarken salonda beklemeyi tercih edip odamdan çıktım. Salona inerken merdiven trapzanlarına oturup kaydım. Eskiden bunu çok sık yapardım. Merdiven sonunda annem beni yakalayıp kucağına alırdı. Aklıma gelince yüzümde acı bir gülümseme oluştu. Salonda Elena cadısı görüş açıma girince yüzümü buruşturdum. Bu kadında babam ne buluyordu cidden? 

Tutkunun TonuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin