VIII. Bölüm

308 8 1
                                    

Genbu Tapınağı

 “Ai’nin Kristali Tanrıların bir laneti gençler.”

 “Afedersin?” Nobume kaşlarını çattı.

 “Ben tam olarak bir lanet olarak görmüyorum ama…” diye mırıldandı Tauburn, parmaklarıyla oyunarken.

Herondale rastgele bir kitabı açıp tozlu bir sayfaya parmaklarını vurdu. “Hikaye kaostan öncesine dayanıyor, Göksel Dörtlü –şu bizim tırlatmış tanrılar işte- ittifak kurmadan ve Karanlık Dünya ile bizim dünyamız iç içe olduğu zamana ‘Kaos’un ne olduğunu bildiğinizi sanıyorum.” dedi, Tauburn’un yüzündeki kafası karışmış ifadeyi görünce. 

“Ah şey…Ben Tau’ya anlatmıştım.” dedi genç kız, erkek kardeşine bakarak. “Sen devam et.”

“Biliyorsunuz, Karanlık Dünya, Kazusa, Seiryuu, Genbu ve Byakko bir antlaşma yapıp güçlerini birleştirdiğinde bizimkinden ayrıldı, Tanrıların varlığı onları bizim dünyamızdan kovdu. İşte bu ittifakın gücüyle bu zamana kadar ayakta kaldık, mutlak ittifak ve güç birliği. Bizim Karanlık Çağ’dan haberimiz yok, aslında dedelerimiz ve onların dedelerinin dedelerinin dedelerinin....."                            “Anladık.” Samael tek kaşını kaldırarak Herondale’a baktı. Genç kız ona rahatsız olmuş bir bakış atarak devam etti. “Seneler önce o ittifak zarar görmüş. Dorchadaslar dünyamıza geçmeye başlamışlar.”

Dorchadaslar mı?” Tauburn elini saçlarının arasından geçirdi. “Offff bu terimleri hiç anlayamıyorum, neden bu kadar komplike olmak zorundalar ki?” Eğilerek daha önce Nobume’nin yaptığı gibi başını masaya dayadı.

 “Dorchadaslar antik dilde ‘Karanlık Olanlar’ demek, mantığı anlamışsındır sanırım. İttifakın neden bozulduğu Inoue’nin arkada bıraktığı belgelerde yazmıyor ancak…Bu Dorchadaslar ve bizim dünyamız arasındaki bariyere güç veren ittifak bozulmaya başlayınca bariyerin gücünü değiştirme kararı alınmış ve insanoğlundan bir günah keçisi seçilmiş.” ‘Günah keçisi’ deyince Samael’e baktı ve ikisinin arasında sessiz bir mesaj geçti. Herondale başını yukarı aşağı sallayınca Samael daha önceki sözlerini tekrarladı.

“İttifak çöktüğünde, Sınırlar inceldiğinde, İnsanoğlu kaderine terk edildiğinde,

Bir Mesih seçilecek günah keçisi olarak, Ve bütün dünyanın kalkanları yüklenecek omuzlarına, Cihanı yönetenin kanından gelecek iyilerin son çaresi,

Batı’nın Rüzgarı yola çıkana kadar da bu kadere zincirlenecek mahkum dişi. 

“Bu sözler aynen burada yazıyor.” Bir kitabı daha açtı ve bir yeri işaret etti. “Bir benzerini de uzun zaman önce ben yazdım.”

“Yok artık.” diye alay etti Tauburn. “Geleceği mi görüyorsun yoksa sadece sıkıntıdan kehanet mi yazayım dedin ve tuttu?”

“Sadece insanüstü güçlerim var.” Herondale sırıttı

Az önce espri mi yapmıştı?

Samael’e baktığında onun hafifçe gülümsediğini gördü.

“Göster bize o zaman ne yazdığını.” Nobume istekle başını salladı, bir yerlere varıyorlardı.                                                                                            

Herondale yanında getirdiği kağıt parçasını masaya koyarken “Bunun tam tıpkısının aynısı şu gri kitapta var. Sanırım yukarılardan işaret geldi bana.” diye hafifçe güldü. “Samael’le hemen ondan sonra tanıştık, onun ilk dediği şeyi anlamamıştım ama şimdi anlıyorum.” Gülümsemesi daha da genişlemişti ve genç kızın itiraf etmesi lazımdı, bu bulaşıcıydı.

Ai Günceleri: Ai'nin KristaliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin