Bölüm X

208 4 0
                                    

 10. Bölümü buldum getirdim önünüze!

Evet uzun bir ara verilmiş gibi oldu, zorlu bir aydı. O yüzden şuana kadar olan olayları özet geçeceğim tekrardan. Ama ondan önce Herondale, son senesi bu yüzden şimdiden dersleri sıkı tutuyor bir süreklik solo devam edeceğim haberiniz olsun. 

Tauburn ve Nobume ailelerini ölümü üzerine tapınakları Batı'nın Byakko'sunu terk ederek güçlenme arayışına geçerler. Uğradıkları Genbu tapınağında bir olaya şahit olurlar, Tapınağın kahini İnoue iki suikastçi tarafından öldürülür. Ama bununla da kalmaz ortaya Ai'nin Kristali gizemi çıkar. Çırak Şövalye Herondale bizimkileri aydınlatırken bu sırada kötü suikastçilerimizin grubunda mühim şeyler olmaktadır. Başka tapınaklara gidip, Kristalin yerini öğrenmek gibi. 

Ve korktukları kehanet gerçekleşmeye başlamıştır.

~Diablorpheus

BÖLÜM 10

Kazusa Tapınağı

Konata karşısındaki çocuk hakkında bir bakmasıyla her şeyi söyleyebilirdi. Evet, altı yaşında ha var ha yoktu. Elinde zorlukla tuttuğu minik bıçakla kendisine zarar verebileceğini falan mı sanıyordu? Nasıl bir hayal gücüydü o öyle?

“İsmin ne ufaklık?”

“M-Makunoichi, efendim.”

“Söylesene Maku-chan, Kazusa Tapınağında mı yaşıyorsun?”

“E-Evet, efendim.”

“Yani…” dilini şaklattı. “Ben senin aileni mi öldürdüm, Maku-chan ~ ?” Çocuk kaskatı kesilirken Konata’nın sesinden de kendini belli eden psikopatlık neredeyse devreye girmek üzereydi. Zorla tuttu kendini. Belki çocuk bir şey bilmiyor olabilirdi. Ama iki metre kadar ötelerinde, kendilerini izleyen beceriksiz kişinin bir şeyler bildiğine emindi. Lanet Coppelicus! Onu neden bu kadar uğraştırıyordu ki?!! Beatrice bu işi saniyesinde halledebilecek bir kadındı. Bu organizasyondan ayrıldığında Coppelicus!a ağzına geleni sayacaktı.! Bu düşünce ile dudakları yukarı doğru kıvrılırken saklanan kişi çıktı pembe kiraz ağaçlarının arasından.  Tamam, Konata şimdi de ağzına geleni sayabilirdi. Lanet olasıca Uni burada ne halt yiyordu??!!

“Konata-Chan!! Genbu Tapınağı’nda ne yapıyorsun? Coppelicus-Sama sana Kazusa’ya gitmen gerektiğini söylemişti! Ah, Konata-Chan! Çok dikkatsizsin kukuku..” Konata’nın çıldırmasına ramak kalmıştı. “U-Uni…” Bugün kendisi için acayip ‘öfke kontrollü’ bir gün olacağa benziyordu. Sıkmış olduğu dişlerinin arasından “Esen sıcak havaya, parlayan güneşe bak, Uni. Buranın o soğuk Kuzey toprakları ile alakası var mı ha söyle bana? Şu kafatasının içinde yer alan beynini kullanmamakta neden bu kadar ısrarcısın?!?!” Uni düşünürmüş gibi yaptı.

“Haa o zaman ben doğuda mıyım, güneş doğuyor ya hani o yüzden şe-” Uni kendisine pek de hoş bir şekilde bakmayan Konata’nın ifadesini gördüğünde lafını kesti ve tek ayağının etrafında dönerek kiraz ağaçlarını arasına karıştı. Konata böylesinin iyi olacağını düşünerek çocuğa geri döndü ama çocuk az önceki yerinde değildi. Önünde alnı alevlerden kararmış, kuzgun karası saçları ve kömür rengi gözleri ile sertçe bakmakta olan bir adam vardı.

“Sonunda beni eğlendirebilecek biri!” diye mırıldandı Konata.

“Kusura bakma, birkaç sorun yaşadım…” Belki adam o anda saldırsa cesaretini kaybetmezdi ama Konata’nın devam eden sözleri onu da olduğu yere çivilemişti.

“ Öfkemi senden çıkartsam sorun olmaz değil mi?”

*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

Ai Günceleri: Ai'nin KristaliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin