Elini toprağın üzerine koyan Yankı, suratına boğuk bir gülümseme yerleştirdi.
"Çok saçma belki ancak öldüğünü kabul edemiyorum," diyerek burnunu çekti ve gözlerini gökyüzüne çevirdi. Yağmaya başlayan yağmurla gözlerini yavaşça kapattı ve tekrar açarak dizlerinin üzerine çöktü.
"Sanki beni izliyormuşsun gibi geliyor. Sanki her saniye yanımdasın da, kendini göstermeyi istemiyormuşsun gibi... Bedenini göremiyorum ancak, ruhunu görüyormuşum gibi."
Dilini dolgun dudaklarının üzerinde gezdirerek derin bir nefes aldı. Ağlamaya başlamıştı, yaşlar gözlerinden boşalıyordu ancak yağan yağmur gözyaşlarının görünmesini engelliyordu.
Anne, erkek çocuğu için ne demekti? O, annesiz büyümüştü.
Hayatının sadece yedi yılında gördüğü annesi kadar çok sevdiği diğer bir kadın ise, ona sadece bir kez sarılmasına izin vermiş ardından ise kendisini öldürmüştü.
Üstelik arkasında bıraktığı sadece bir harabe değildi. Yankı, sevdiği kadını mahveden kişinin kendisi olduğunu öğrenmişti. Mahvettikten sonra iyileştirmeye çalışması ne kadar mantıklıydı?
O bunu yapmıştı.
"Yanına gelemeyeceğimi söylemiştim, Lâl. Sen bana yurt dışına gideceğini söylediğinde de gelemem demiştim. Babamı bırakamam, Lâl, senin yanına gelemem. Neden gittin?"
Beyaz taşa alnını yaslayarak elini ıslak toprağın üzerine koydu. Yere çökmüştü ve yağan yağmur yüzünden her yeri ıslanmıştı ancak o, bunu umursamıyordu.
"Senden sonra sevmem mümkün mü zannediyorsun?" diyerek burnunu çekti. Çok kötü hissediyordu. Lâl'in ölümünün üzerinden iki ay geçmişti ve o iki ay sonra, ilk defa gelebilmişti.
Zorlukla.
Sanki mezarlığa gelmez ve Lâl'in numarasını telefonundan silmezse Lâl ölmemiş gibi hissediyordu. Kızın ölümünü zar zor kabul etmişti, mezarlığa gelebilmiş olması bunu gösteriyordu.
"Ben senden sonra kimseyi sevemem, Lâl," dedi ve elini yere vurmaya başladı.
Lâl'i kaybetmişti.
"Ben sana annemden sonra bir sana sarıldığımı söyledim be," diyerek kirli elleriyle suratını kapattı. "Bir seni sevdim, dedim. Seni çok sevdim, dedim. Annemden sonra babama bile sarılmadan bir sana sarıldım, dedim. Ben sana aşık olduğumu söyledim, Lâl. Neden gittin?"
Alnına dökülen saçlarını çamur olmuş elleriyle geriye attı.
"İnsan bir kez böyle sever, Lâl. Ve ben, Yankı Kaner, bir daha hiç kimseyi böyle sevemeyeceğimi biliyorum. Bir daha kimseyi sevemeyeceğimi biliyorum. Daha on sekizimde, kalbimin içine sıçtın, sevgilim. Teşekkür ederim."
Ayağa kalkarak gökyüzüne bakmaya başladı. Lâl, oradaydı. Orada olmalıydı.
"Seni çok seviyorum," dedi ve yutkundu. "Seni hep sevdim, hâlâ seviyorum. Sevdim veya sevmiştim demeyeceğim, Lâl. Ben seni hâlâ seviyorum ve ben, seni hep seveceğim."
•
4k olmuş, hazır 4k olmuşken bunu da atayım dedim.
bu arada, buraya merak ettiğiniz şeyleri sorabilirsiniz.
ve ben, bu bölüm sondu diyemiyorum. bu kitabı bitiremiyorum. ilk yazım, en acemi halim, bütün duygularım. bu kitaptan vazgeçemiyorum,
ve yeni bir kitap yayımladım, kurgusu benim için çok önemli, bir göz atarsanız sevinirim.
görüşmek üzere:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm Fat [texting]
Short StoryDirettiğiniz güzellik anlayışının kurbanlarından sadece birisiydim.