"Baba!"
Yankı, kollarına doğru koşan kızına kollarını açarak gülümsedi.
"Güzelim."
Küçük kız, Yankı'nın kolları arasına girerek boynuna sarıldı. Suratını asmış ve kaşlarını çatmıştı.
"Baba, Tuğra benimle oynamıyor."
Yankı, gülerek kafasını salladı. "Neden oynamıyor peki?"
"Çünkü şey... Neydi ismi... O futbol oynuyormuş, bana 'sen oynamazsın git başımdan,' dedi."
Yankı kızını kucağına alarak ayağa kalktı. Küçük kız, babası onu kucağına aldığında babasının saçlarını okşamaya ve babasının suratını öpmeye başlamıştı.
"Baba, ben de futbol oymamak istiyorum."
Yankı dudaklarını yaladı. Kızını kucağından indirmeden arka bahçeye çıktıklarında, Tuğra'yı tek başına top oynarken görmüştü.
"Tuğra, ben de futbol oynayacağım."
Küçük kız, babasının kucağından inerek kollarını önünde birleştirdi.
Tuğra, yan komşuları ve aynı zamanda Yankı'nın yakın arkadaşı olan Oğuz'un oğluydu ve sitedeki küçük çocuklardan birisiydi. Kızıyla devamlı oyun oynuyor ve zamanlarının çoğunu beraber geçiriyorlardı.
"Ama sen oynayamazsın ki."
"Oynayabilirim."
Tuğra, gözlerini kıstı. Kıvırcık sarı saçları dağılmıştı.
"Yankı Amca, ama Lâl nasıl futbol oynasın ki? O çok narin değil mi? Ya top ona çarparsa ve yere düşerse? O zaman canı acır."
Yankı, yutkundu. İsmini her duyduğunda canı yanıyor olsa da, daha yeni doğmuş bir bebekken terk edilen bu kızı yetimhaneden aldığında, isminin Lâl olmasını istemişti.
Yetimhaneyi ziyarete gittiğinde, ağlayan ufak bir kız görmüştü. Yeni doğmuş bir bebekti ancak ailesi onu terk edip gitmişti. Yüreği kızı orada bırakmaya dayanamamıştı, kızı sahiplenmişti.
Kendi çocuğuymuş gibi büyütmüştü, gibisi fazlaydı. O, artık Yankı'nın kızıydı.
Fiziksel olarak benzemiyorlardı, evet. Ve bir kan bağları da yoktu ancak aile olmak için kan bağına ne gerek vardı?
Senelerdir atlatamadığı tek şey, on sekizinci yaşının katili olan Lâl'di.
Dile kolay, on yedi sene geçmişti üzerinden. Bir sene boyunca evden dışarı çıkmamış, üniversite sınavına girmemişti. Çok kötü hissediyordu çünkü, kendine gelememişti.
Kendisine yardım etmeye çalışanları itmişti. Her gün mezarlığa gidiyor, saatlerce orada bekliyordu. Ağlıyordu, saatlerce konuşuyordu.
Kafayı yediğini düşünmeye başladıkları sırada, o yıkılmış halini üzerinden atarak odasından çıkmıştı. Salonda oturan babasının yanına inmiş, adamla uzun uzun sohbet etmişti. Uzun bir aradan sonra gülmüştü.
Sonra, bir sene ara verdiği okuluna geri dönmüş ve eskisinden daha çok çalışmaya başlamıştı. En iyi üniversitelerden birisinde mimarlık bölümünü bitirmiş, daha sonra ise Türkiye'deki en iyi şirketlerden birisinde işe girmişti.
Lâl'i kaybedince ne yapacağını bilememiş, sadece derslerine ve işine odaklanmıştı.
Daha sonra ise, bir çocuk sahiplenmişti. Bu kez de Lâl ismini verdiği kızıyla ilgilenmeye başlamıştı. Bir bakıcı tutmuştu, çalıştığı için gün boyu kızının yanında duramazdı.
Bir şekilde halletmişti her şeyi. Hallediyordu. Yaşıyordu işte.
Ancak hiçbir zaman gözüne çarpan bir gülümseme olmamıştı. Ondan bir Lâl gelip geçmişti, bir başkası olmuyordu.
Çok denemişti. Sevmeyi denemişti de yapamamıştı.
İstemediğindendi belki ancak olmamıştı.
Hiç kimsenin gülüşü onun gülüşü kadar güzel gelmiyordu. Ya da, ses tonu. Gözleri, burnu...
Derin bir nefes aldı.
Hâlâ daha ismini duyduğunda kötüleşiyordu. Dalıp gidiyordu. Bazen Lâl'in gizlice çektiği fotoğraflarına bakardı.
Daha sonra, saatlerce kendine gelemezdi.
En büyük pişmalığı, Lâl'e sadece bir kere sarılabilmiş olmasıydı. Onu öpememiş, saçlarını koklayamamıştı. Lâl'in saçlarını örmeyi hep isterdi de, kızın karşısına çıkacak cesareti bile yoktu o zamanlar.
Keşke, diyordu. Keşke hayatımda bir kez olsun korkaklık yapmasaydım da çıksaydım kızın karşına.
O zaman sarılabilirdi. Öpebilir, saçlarını koklayabilirdi. Kızın saçlarını örebilir veya kız istediğinde saçlarını o kesebilirdi.
Dudaklarını yalayarak silkelendi. Kızı ve Tuğra, beraber top oynamaya başlamışlardı.
İsminiz aynı ancak umarım kaderiniz benzemez, diyerek gözlerini gök yüzüne dikti.
Hâlâ onu yanında hissettiği her anda gözlerini gök yüzüne çeviriyordu.
Ve onun hikâyesi burada bitmişti.
•
hazır 5k olmuşken atayım dedim ancak başka özel bölüm olmayacak:(
ve yeni yayımladığım hikayeye bir göz atarsanız sevirim:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm Fat [texting]
Historia CortaDirettiğiniz güzellik anlayışının kurbanlarından sadece birisiydim.