11. sınıf;
Yankı dinlendirici gözlüklerini çıkartarak ellerinin içini gözlerine bastırdı. Matematik hocaları iki derstir onları esir almıştı ve teneffüse çıkmalarına bile izin vermeden test çözdürüyordu.
"Tamam, serbestsiniz artık," diyen adam sınıftan çıktığı anda sınıfta bir gürültü oluşmuştu.
Kimisi küfrediyor, kimisi ise yakınıp duruyordu.
Teneffüs zili çaldığında Yankı gözlüklerini biraz ileriye bırakarak saçlarını karıştırdı. Test kitabının kapağını kapatarak kafasını sıraya yasladığı sırada birisi omzunu dürtmeye başlamıştı.
Uykusunu bölen kişi her kimse ona okkalı bir küfür savuracaktı.
"Yankı."
Yankı bir anda dikleşti. Kendisine seslenen kişi Lâl miydi, yoksa ona mı öyle geliyordu?
Sesinin titremesini istemediği için boğazını temizledi. "Efendim?"
"Ya, senden bir şey istemem gerekiyor," diyen Lâl, dudaklarını birbirine bastırarak yanaklarını şişirdi. "İsteyebilir miyim?"
"Tabi."
"Beni Hasan Hoca gönderdi aslında senin yanına," dedikten sonra saçlarını geriye attı, Lâl. "Sen basketbol takımının kaptanısın ya hani, benim de basketbolum çok kötü. Çok çok kötü hem de. Hasan Hoca'ya hareketi yapamayacağımı söylediğimde kızdı. 'Eğer bu hareketi yapmayı öğrenmezsen notlarını düşürürüm,' diye tehdit etti. Sonra da, 'Takım kaptanından yardım istemeyi dene,' deyip yolladı beni."
"Tamam," dedi, Yankı. "Olur, yardım ederim tabiki. Hangi hareketi yapamıyorsun?"
"Turnikeydi galiba, öyle iğrenç, saçma bir hareket işte."
Yankı güldü. Lâl ise Yankı'nın gülüşüne baktı.
"Tamam, bir gün okul çıkışı kalırız spor salonunda, yardımcı olurum ben."
"Of, bir an kabul etmeyeceksin diye çok korktum," diyerek derin bir nefes verdi, Lâl. "Şey, ben numaramı vereyim sana. Müsait olduğun bir gün yazarsın bana, okul çıkışı kalalım diye."
Yankı başıyla onaylayarak kıza bakmaya başladığında Lâl, telefonunun ekranına bakarak suratını buruşturdu. Masanın üzerindeki test kitabını açarak kitabın içindeki kalemle hızlıca numarasını karaladı. "Benim acilen gitmem gerekiyor. Daha sonra konuşuruz, olur mu?"
Lâl sınıftan çıkıp gittiğinde Yankı, arkasından bakakalmıştı. Kız numarasını yazmak için eğildiğinde kullandığı parfümün kokusu burnuna dolmuştu ve bu koku, Yankı'nın çok hoşuna gitmişti.
Sınıftaki insanların kendisine baktığını fark edince test kitabını sertçe kapatarak gözlerini sınıfta gezdirdi ve sert bir ses tonuyla konuştu.
"İşiniz gücünüz yok mu da beni dikizliyorsunuz lan siz? Dönün önünüze."•
Elindeki topu sektirerek Lâl'i bekleyen Yankı, spor salonunun kapısından gelen sesle oraya döndü. Lâl, nefes nefese kalmış bir halde kendisine bakıyordu.
"Geç kalmadım, değil mi? Kantine gitmiştim de."
"Yok," diyen Yankı, yutkundu. Kalbi bir anda çok hızlı atmaya başlamıştı. Derin bir nefes aldı. "Gel, başlayalım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm Fat [texting]
Historia CortaDirettiğiniz güzellik anlayışının kurbanlarından sadece birisiydim.