Yoongi odadan çıkıp gittikten sonra hazır olan gözyaşlarım sanki bu anı bekliyormuş gibi akmaya başladı bana resmen sürtüklük yap dedi.. Hıçkırmamla elimi ağzıma götürdüm ağlamamalıydım, lanet olsun ki kalbim Yoongi için fazlasıyla çok atıyor!
Odamızın kapısı tıktıklatınca gözyaşlarımı silip "Gel" demiştim. Evimize aldığımız yaşlı Ajumma gülümseyip beni bahçeye çıkarmak için geldiğini söyledi reddettim çünkü bahçe sadece çocuklar için oyun oynamak için bir yerdi benim için.
"Ajumma yürümek istiyorum beni kolumdan tutup yürüte bilir misin?"
"Tabikide kızım." Ajumma beni sıkıca tutup yürütmeye çalışınca yere düştüm olmuyordu! Olmayacaktı ben hiçbirşey zaman yürüyemeyecektim.
Ajumma sayesinde yeniden ağladığımı farkettim gözyaşlarımı silip gülümsedi.
"Üzülme, kızım bu iş hemen olmaz ki tekrar deneyelim. " güven dolu sözcüklerine karşı gülümseyip elini okşadım.
"Deneyelim."
Ajumma beni bu sefer sımsıkı tutmuş bir şekilde yürütmeye çalıştı sonuç olarak yine düştüm ve başarısız oldum.
Ajummayla aralıksız beş saatir beni yürütmeye çalışıyordu ve hep başarısız olmuştum düşe düşe şort giydiğim için diz kapaklarım kanamıştı.
" Kuzum bekle burada, ben hemen diz kapaklarına pansuman için malzeme getirip geliyorum."
Birşey demedim zaten gelemezdim ki.
Ajumma tekrardan odaya girip diz kapaklarıma pansuman yapıp odadan çıkmıştı.
Yine tek başıma kalmıştım acıyla gülümseyip benim yol arkadaşım olan arabamı tekerleklerinden iteleyip büyük olan camın yanına gelip dışarıya baktım, kuşlar özgürce uçuyor, insanlar çift bir şekilde geziyor, Yoongi kızlarla gönlünü gününü gün ediyor, bense izlemekle mahkumum.
Saat on gibi Yoongi gelmişti hiçbir şey demeden üstünü değiştirip yatağa uzanmış birisiyle mesajlaşıyordu bense Yoongiyi izliyordum.
"Daha ne kadar beni izlemeye devam edeceksin?"
"Özür dilerim, birdaha izlemem." kafamı başka tarafa çevirdim.
"Ne acı, değil mi ama? Ne dışarı çıka biliyorsun nede aşağı kendi başına ine biliyorsun tıpkı bir yavru köpek gibisin Jisoo, bana muhtaçsın ömür boyu."