"Kızım sakin ol, değmez boşver boşanırsın olur biter"
"Ben ondan boşansam bile, o benden boşanmaz ki.." deli gibi ağlıyordu dışarıda Jisoo insanların bakışını umursamadan.
"Neden o seni boşamıyormuş benim kızımı kimse üzemez."
"O benimle param için evlendi... Para varsa bende varım onun için."
Ajumma oğlunu tanıyamıyordu ellerinde büyütüğü oğlunu.
"Kızım, artık bende Yoongiyi tanıyamıyorum."
Jisoo gözyaşlarını silip Ajummaya sarıldığında Ajumma da Jisooya sarılıp sırtını sıvazlamıştı
Tam iki saattir Ajumma ve Jisoo bankta oturmuş dışarıyı izliyorlardı.
"Eve gitmek ister misin?"
Jisoo hayır anlamında başını salladı.
"Nereye gitmek ister benim kızım söz seni bugün istediğin heryere götüreceğim."
"Annemin yanına götürür müsün beni?"
"Tabikide götürürüm kuzum."
Jisoo annesinin mezar taşına dokunup ağlıyordu.
"Anne, bak yine ben geldim ağlıyorum çünkü sevdiğim adam beni yine aldattı," burnunu çekip devam etti konuşmasına.
"Ama en ağrıda ne biliyor musun anne? Bizim evimizde bizim beraber uyuduğumuz yatakta anne."
Genç kızın ağlaması baya şiddetlenmişti.
"Anne onu sevmek istemiyorum lanet olasıca kalbim onun için deli gibi atıyor!"
"Lütfen Tanrım artık birisi beni sevsin, şüphesiz ki onu sevmesem bile ona çok değer vereceğim."
"Tanrım lütfen."