ÇARESİZLİK

24 0 0
                                    

Birkez daha okudum mektubu algılamakta zorluk çekiyodum kaçıncı kez geçişimdi aynı satırların üstünden bilmiyorum.
" İbrahim inan benim için şu satırları yazmak hiç kolay değil,
ben kimsesizdim beni sevme demistim sana mutsuz olursun dinlemedin bir baba bir abi gibi sana sığındım beraber bir sürü engel atlattık çok mücadele ettik ben çok yıprandığımı farkettim bir boşluktaydım ve biri çıktı karşıma bunu söylemek istemezdim ona aşık oldum seni sevdim yada minnet duydum bilmiyorum  ama aşık değilmişim beni affet! ne olur gitmem gerekiyordu senin yüzüne daha fazla bakmaya yüzüm yoktu şuan olmasa da birgün affet benim icin kendini sakın üzme haketmiyorum hoşçakal

Sare"

Baska birine aşık oldum demişti ne demekti bu benim güzel gözlum nasıl başkasına bakardı?
Şakaydı bu inanamazdım inanmak istemedim hızla yatak odasına gittim tereddütle dolabı açtım gerçek bi kez daha çarptı soğuk tokatını yüzüme benim aldığım birkaç elbiseden başka kıyafeti kalmamıştı.
O an önüme çıkan herşeyi yakıp yıkmak istedim , hırsla sarılarak uyuduğumuz yatağa yöneldim yorganı çarşafı elime ne geçtiyse parçaladım sonra gözüme parfümü takıldı benim en çok sevdiğim, demekki gittiği adam sevmiyormus elime aldığım gibi aynaya fırlattım ama öfkem ayna gibi parçalanıp dağılmadı.
'Neden? Neden lan '
Haykırarak salona geçtim daha çok bağırmak istiyordum bağırıp tüm öfkemi kusmak.
Tekli koltuğa attım bedenimi kaç dakika belki de saat aynı noktaya bakarak oturdum bilmiyorum ama bugünü böyle hayal etmemiştim ben .
Sonra gözüm hayatımı karartan o mektuba takıldı birşey farkettim elime alıp buruşmuş kağıdı biraz düzelttim .
Bazı kelimelerin mürekkebi yayılmıştı belliki ağlamıştı. Başkasına gidiyorum demiş peki neden ağlamıştı?

Ağırlaşan bedenimi zorlukla kaldırarak mutfağa yürüdüm sevdiğim çorbayı ve pilav yapmıştı fırında da sevdiğim yemek gidecek bir insan neden bunları yaparki? Dolabı açtım yıldönümümüz için pasta da yapmıştı üzerindeki yazı kafamı daha çok karıştırmaya yetti
"nice senelere ömrüm "
Kafayı yemek üzereydim aklıma gelen şey ile hemen telefonumu çıkardım hala şaka olduğunu düşünüyordum yada başka bişey vardı anlam veremediğim.
Hemen Hale'yi aradım tek dostu tabi ya o bilmezse kim bilecek .  

- Efendim İbrahim?
- Hale şaka mı bu birlik oldunuz şaka yapıyorsunuz bana demi benim güzel gözlüm böyle bişey yapmaz sen planladın demi?
- Anlamadım İbrahim neyden bahsediyosun Sare'ye bişey mi oldu ne şakası?
- Uzatmayın hadi Hale sevmedim bu şakayı karım nerde ?
- İbrahim gerçekten ne dediğini anlamıyorum ben şuan işyerindeyim Sare evde değilmi ?
Doğru olamazdı değilmi ? Kesin Hale biliyo düşüncesiyle telefonu suratına kapattı ve hızla dışarıya çıkıp arabasına bindiği gibi Hale'nin evinin yolunu tuttu .
Hale yetimhaneden beraber kardeş gibi büyüdüğü hayattaki tek ailesiydi.
Birde okulda kardeş gibi sevdiği Ali vardı ama evlendikten sonra görüşmelerini pek istememişti İbrahim.
Yol boyu Hale defalarca aramış ama İbrahim duymamıştı bile.
Eve gelip kapıyı yumrukladı açan yoktu biraz bekledi gerçekten evde kimsenin olmadığını anlayınca en son Hale'nin arayışına cevap verdi.
- İşyerine geliyorum Bir yere kaybolma diyerek kızın bişey demesine fırsat vermeden kapattı teli.

İşyerine vardığında Hale merak ve telaşla onu bekliyordu.
İbrahim'in ne kadar öfkeli olduğu yürüyüşünden bile anlaşılıyordu.
İbrahim Hale'nin kolundan tuttuğu gibi odasına soktu.
Hale uzun boylu olmasa savrulabilirdi.

- Neler oluyor İbrahim ne bu öfke Sare nerede arıyorum telefonu kapalı?

- Bende onu sana sormaya geldim bilmiyo olamazsın demi ?

- İbrahim gerçekten bişey bilmiyorum kafayı yicem neler oluyor ben en son dün konuştum onunla bana bugün yapacağı süprizi anlattı sadece seside gayet iyi geliyordu. İbrahim korkutma beni yemin ederim başka bişey bilmiyorum kardeşim nerde ona bişey mi oldu?
Gözüne dolan yaşları daha fazla tutamadı.
Dün konuştuklarında ona hamile olabileceğini ve bunu kocasına süpriz yapacağını söylemişti anlatırken heyecanı sesinden bile anlaşılıyordu.
Ama bunu İbrahim'e söyleyemezdi söz vermişti kardeşine.
- Hale aklımı kaçırıcam bir sürü yemek yapmış pasta yapmış ama başkasına gittiğini anlatan bir mektup bırakıp eşyalarını alıp gitmiş inanmıyorum Hale inanmak istemiyorum şaka olduğunu bile düşündüm kim bu Hale kim? Kim güzel gözlümü benden alan kim?

Heybetinden bişey kalmamıştı adamın yere çökmüş hıçkırarak ağlıyordu ufalmıştı sanki dağılmıştı.
Hale ilk defa bir erkeğin çaresizliğini çaresiz bir şekilde izliyordu.
Anlam veremiyordu kardeşinin kocasına olan aşkını gözlerinden bile anlıyordu.
O şahitti sevgilerine kime gitmişti peki ona bile söylemeden nereye kaybolmuştu ?
Ama bu işin içinde başka bisey vardı kardeşini çok iyi tanıyordu böyle bişey asla yapmaz işin içinden çıkamayacağını anlayınca gözyaşlarını elinin tersiyle silip
İbrahim'e yöneldi.

- Olamaz İbrahim kardeşim öyle bişey yapmaz sen hiç mi tanımadın onu? Hıçkırığına engel olamayıp konuşmaya devam etti.

- Kalk polise gidelim hastanelere bakalım bişey yapalım. Bu kadarcıkmı güveniyorsun ona yaparmı böyle bişey ? kalksana be adam kalkk!
〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰
Girdikleri dördüncü hastaneden de eli boş çıkmışlardı. Ne Sare isminde ne de isimsiz bir hasta yoktu.
Buna üzülseler mi sevinselermi bilemediler.
İyi olan hastanede olmaması kötü olan ise hala bir iz bulamamalarıydı.
Karakoldan da aldıkları biz bişey yapamayız kendi isteğiyle gitmiş cevabı ümidlerini yavaş yavaş yıkıyordu.

İbrahim aklına gelen şeyle hızla arabasına bindi.
Hale ne olduğunu anlamadan kendini İbrahim'in arabasına zor attı.

- Nereye gidiyoruz İbrahim ?

- Sen değil ben gidiyorum seni evine bırakacağım.

- Nereye gidiyoruz dedim kardeşimle ilgiliyse bende geliyorum ben bu endişeyle evde duramam.

- Seninle uğraşamayacağım Hale. Ali'nin evini biliyo musun ?

- Tam hatırlamıyorum ama bulabilirim sanırım Sare ile doğum gününe gitmiştik. Ali'ye mi gidiyoruz?
- Daha fazla soru sorma evi tarif et.

Bir saat sonra nihayet evi bulabilmişlerdi. İbrahim hızla arabadan inip kapıyı yumruklamaya başladı öfkesi tekrar kabarmıştı.
Hale ne yapacağını şaşırmış bir halde sakinleştirmeye çalışıyordu.
En sonunda kapı açıldı.

Ali şaşırmış ve telaşlı bir ifadeyle onlara bakıyordu.
İbrahim Ali'nin yakasına yapışıp bağırdı.
- Nerde lan karım sen misin o başkası he karımı benden alan senmisin lan ?
Ali yakasındaki elleri yavaşça uzaklaştırdı.
- Ne diyorsun anlamıyorum Sare nerde?
- Sakın bilmediğini söyleme nerde karım? bak öldürürüm seni lan yemin ederim öldürürüm!
- Bişey bildiğim yok benim 1 senedir doğru düzgün görüşemiyoruz sayende neler oluyor?
Hale olanları bir çırpıda anlattı Ali de en az onlar kadar telaşlanmıştı. İbrahim ordanda eli boş çıkmıştı.
Arabasına binip Hale'yi bekledi.
Şimdi ne yapacaktı evine gidip nasıl sığacaktı o dört duvarın içine ?
Peki karısının ihanetini nasıl kabullenecekti?
Hayat nasıl devam edecekti güzel gözlüsü olmadan ?

VUSLATA HASRETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin