Sare yine kasıklarındaki ağrı ve mide bulantısıyla açtı gözlerini.
Dikkatli olmaya çalışarak odasındaki banyoya attı kendini.
Klozetin önüne diz çöküp boş olan midesindeki kasılmanın geçmesini bekledi.
Ali Kahvaltıya çağırmak için geldiğinde banyodan gelen sesle hemen banyoya koşup kadının uzun kestane saçlarını arkasına topladı.
Biraz rahatladığını hissedince elinden tutup lavaboya yaklaştırdı.Ali'nin yardımıyla lavaboya ulaşınca aynadaki yansımama baktım.
Bir hafta olmuştu sevdiğim adamı terkedeli ve ben hiç aynaya bakmadığımı o an farkettim.
Gözlerimin altı çökmüş ve morarmıştı.
Gözle görülür bir şekilde zayıflamıştım.
Önceden gülmeden bile belli olan gamzelerimden sadece hafif bir iz kalmıştı.
Dalgınca aynaya bakarken Ali halime üzülmüş olacak ki yüzümü yıkayıp beni banyodan çıkardı.
Bir haftadır nerdeyse hiç kalkmadığım yatağa otururken"Hadi Sare hazırlan kahvaltı yapalım bugün biraz yoğun geçecek önce doktor randevumuz var.
Sonra avukatımız gelicek "
Dedi.
Ben belli belirsiz başımı sallayınca odadan çıktı.Sare'nin odasındam çıkıp kahvaltı masasına oturdum.
Her sabah onu banyoda bulmak çok üzüyordu beni.
Zaten kısa sürede çok çökmüştü.
Çok zor bir sürecin bizi beklediğini bir kez daha hatırlattım kendime.
Ama ne olursa olsun sevdiğim kadını toparlayacaktım onu asla yarı yolda bırakmayacağım.
Peki ya Sare bigün geri dönmek isterse ne yaparım ?
Bundan sonraki hayatımı onunla planlamışken ya giderse?
Daldığım düşüncelerden Sare'nin masaya oturmasıyla sıyrıldım.Kahvaltımızı yapıp yola çıktığımızda bir kez daha ne kadar şansli olduğumu anladım.
Ali benim için son derece dikkatli ve yavaş ilerliyodu.
Bir buçuk saatin sonunda sarı binalardan oluşan bir siteye girdiğimizde arabayı parketti.Hemen giriste doktorun tabelasını gördüm Doktor Pelin YILMAZ..
〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰
Kaçta uyuduğumu bilmediğim koltukta telefonumun rahatsız edici sesiyle uyandım.
Yine babam ariyordu. Artık bir cevap vermem gerektiğini düşünüp teli açtım."Oğlum sonunda açtın telefonu, nerdesin sen kaç gündür şirkete uğramamışsın,annen evinizede geldi ne sen nede karın açmamış kapıyı.?"
Sesinden babasının ne kadar endişelendiğini anlayabiliyordu.
"Eve gelicem baba o zaman konuşuruz "
Dedi. Cevap beklemeden teli kapattı.Artık toparlanmalıydı sevdiklerinide böyle üzemeye hakkı yoktu.
Zoraki kalktı uzandığı koltuktan .
Banyoya girip kısa bir duş aldı.
Günlerdir girmediği odaya tereddütle girdi.
Hiçbir yere bakmadan dolaba yönelip üzerine kot pantolon ve siyah bir gömlek giydi.
Sonbaharın habercisi olan yağmurlar başladığı için ceketinide aldı.
Dolapta buyuk olmayan bavulu alıp birkaç kıyafet ve eşyalarını koyup kapattı.
Yine etrafına bakmadan odadan çıktı.
Mutfağa gidip yemekleri ve dolaptakileri çöp poşetine doldurup kapıya koydu.
Şartelleri ve vanayı kapatıp arkasına bile bakmadan evden çıktı.
Kapıyı kilitleyip anahtarı avucuna hapsetti.Günlerdir uğramadığı şirkete gidip,dağılmış haline bakan şaşkın gözleri umursamadan odasına girdi.
Elinde sımsıkı tuttuğu anahtarı çelik kasanın gizli küçük gözüne koyup kilitledi.
O anahtar oradan çıkmayacaktı artık.
Daha sonra sekreterini çağırıp işle ilgili talimatları verip geldiği hızla şirketten ayrıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VUSLATA HASRET
Fiksi UmumHastalığın gölgesinde eriyen bir beden ve tutkulu bir aşk. Çaresiz vazgeçişler. Peki hayata tutunmak için gerekli olan nedir? Sare ve Ibrahim'in tutkulu aşkına düşen büyük imtihan. Sevdiğine kıyamayan Sare nasıl bir çözüm bulacak ve kendince bul...