Oturduğum koltuğa iyice kurulmuş TV'ye bakıyordum. Aslında diziyi izliyor gibi yapıp başka birşey düşünüyordum. İki elim çocuk gibi önümde durmuş boş gözlerle duruyordum ve aniden bağırdım.
"Sevmek aslında çok kolay. O bunu bile başaramıyor."
Daha sonra kafama birşeylerin atıldığını hissettim. Lee Hyun woo patlamış mısır firlatıyordu. Hızla ona döndüm.
"Sevmek kolay olsaydı birbirimizin kollarında olurduk"
Tanrım çok haklıydı. Her zaman onun güzel konuşmasından nefret etmiştim. Hızla kendimi savunmak için bir bahane düşündüm. Aklıma gelince gülümseyerek TV'nin önünden kalkarak açık mutfak penceresinden ona baktım.
"Biz neden sürekli ayrılmak zorunda kalıyoruz? Myungsoo neden hep benden ayrı kalmak zorunda. Çocukluğumdan beri düzgünce benimle kalmadı. Ya devamlı evlatlık alındı yada uzun yolculuklara çıktı."
Hyun woo patlamış mısırı kenara bıraktı benim ona eğilmiş olduğum gibi oda tezgahın üzerinden bana eğildi.
"Hayat bazen insanları, birbirleri için ne kadar çok şey ifade ettiklerini anlasınlar diye ayırır."
İçim burkuldu.
"Evet. Ablamın kollarında benim değerimi anlıyor."
Lee Hyun woo hiçbir şey demedi. Buna verecek bir cevabı yoktu. Keşke olsaydı. Haksız çıkmayı çok isterdim. Kapı çaldığında hızla açmaya gittim. No Eul teyze markette gitmişti. Büyük ihtimal oydu. Bir zamanlar yetimhane görevlisinin Hyun woonun annesi olması bizi epey şaşırtmıştı. Koşarak kapıyı açtığımda karşımda deli gibi öpüşen bir çift gördüm. Tanımadığım bir kız Zile yaslanmışdı. Zil çalmaya devam ediyordu. Yalandan öksürdüm. Hyun shik toparlandı. Dudaklarını kolunun tersiyle sildi. Ve bana baktı.
"Yanlışlıkla basmış. Sorry"
Diyerek sevimli bir şekilde elini havaya kaldırdı.
Gülümseyerek kapıyı tekrar kapattım. Umrumda değildi ve devam edebilirlerdi. Tabi No Eul teyze görmese iyi olurdu. Kadın hristiyandı. Ve ona göre böyle şeyler rahatsız edici derecede sinir bozucuydu. Her hafta sonu bizim için kilisede dua ediyordu. No Eul teyzenin Hyun woonun annesi olması çok güzel birşeydi. Başka bir kadın olsaydı bunu kabullenmek zor olabilirdi. Açıkçası kendisi oğlunun öldüğünü düşünüyordu. Zaten bunu biz küçükken de söylüyordu. Daha sonra kocasının Hyun wooyu doğar doğmaz buraya getirmesi ve vicdanı el vermeyince sende burada çalış demesi. Kaderin cilvesi olmalıydı. Neyse ki kendi çocuğunu büyütmüştü. Keşke herkes bu kadar şanslı olsaydı.Akşam yemeğine kadar , Hyun woo annesi ile özlem gidermeye devam ediyor. Hyun shik öpüştüğü kadın ile şimdide telefonda konuşuyordu. Bense beni arayanları geri kapatıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unutamam [Myungyeon]
Short Story"Defalarca kez intihar etmeye kalkıştık. Jiyeon kalkıştık diyorum çünkü ben tek değilim. Onlar kafamın içindeler ve ben susturamıyorum. Çevredeki herkese zarar veriyorum. Son zamanlarda kendimi ağlayarak uyanırken buluyorum. Bazen ani nöbetler geçir...