Kumsal'ın ağzından:
Sabahın erken saatlerinde ayaklanıp kampa gitmek kimin fikriydi. Söyler misiniz bana? Evet yanlış duymadınız. Saat sabahın 7' sinde kalkmış kendime çanta hazırlıyorum. Aslında pek hazırladığım söylenemez.
" SULUK ÇABUK YANIMA GEL!" diye bağırdım. İki dakika sonra kapının ağzında " Ya Unni niye hazırlanmıyorsun? Seni mi bekliycez biz?" dedi kapını ağzından bana bakan Su. " Ya benim çok uykum var. Srn hazırlar mısın Suluk~~?" dedim. Offf layarak odaya girdi ve bir kaç eşyayı çıkardığım çantaya doluşturdu. Her şeyi hazırladığı zaman odadan çıkmıştı. Bende saçlarımı dağınık bir şekilde toplayıp odadan çıktım. Aşağıya indiğimde herkes buradaydı. Bende yanlarına gittim. " Herkes geldiğine göre gidebiliriz. Yanımıza kimseyi almıyoruz. Yani sadece biz bize olacağız. Arabayı Jin hyung sürecek." dedi. Bizde onayladık ve dışarı çıktık. Herkes arabaya yerleşti ve gitmeye başladık. Yanımda Suga hyung oturuyordu. Aslında ona hyung diye seslenmemi istemiyordu. Bende zaten seslenmiyordum. Hemen yanımızda Hobi ve Nisa oturuyordu. Önümüzde Rm ve Eylül oturuyordu. Arabayı da Jin hyung sürüyordu. Onun yanında da Rüya Unni oturuyordu. Bizim araba böyleydi. Diğerleri de daha küçük bir arabayla geliyorlardı. Bizse büyük arabayla eşyalarda bizim arabaydılar.
Ben telefonla oynarken omuzuma düşün sert şeyle oraya dönmüştüm. Suga kafasını omuzuma koymuş uyuyordu. Yüzüne doğru eğildiğimde ne kadar tatlı uyuduğunu düşünüyordum. Bir süre sonra "Gözlerinle beni yemen bittiyse arabadan inmeyi düşünüyor musun?" arabaya baktığım da sadece bizim kaldığımız gördüm. Bende hemen toparlanıp arabadan indim. Ağaçlık alana girdiğimde diğerlerinin yanına gittim. Gerçekten rezil olmuştum. Ama o uyumuyor muydu?Su'yun ağzından:
Arabada gelirken arabayı Jungkook kullanmıştı. Bende yanına oturmuştum. Yol boyunca onu izlemiştim. Gerçekten şuan idol olduğum ve kendi idolumün yanında olduğum çok güzel bi duyguydu. Geldiğimizde arabadan indim. Kamp yapacağımız yere geldiğimde diğerlerini beklemeye başladım. " Tamam şimdi herkese bi görev verelim." dedi Rm hyung bizde " Tamam" dermiş gibi mırıltılar çıkardık. " O zaman maknaeler siz odun toplayın. Rüya ve Jin hyung yemek işi sizde. Ben ve Eylül de arabadan eşyaları alırız. Diğer geri kalanlarda kampları kursunlar." dedi Rm hyung. Bizde onayladık. Jungkookla beraber ağaçların arasına girdik ve küçük çalı parçalarını toplamaya başladık.♣
Baya bi toplayıp ileri gittikten sonra bir yerde oturup dinlenmeye başladık. " Ah baya gitmişiz ya." dedi Jungkook. Bende kafamla onayladım. Sonra ayağa kalkarak." Hadi dönelim. Ben biraz acıktım." dedim o da "tamam" dedi. Yola koyulduk. Ama bi terslik vardı. Her gidişimizde aynı yere çıkıyorduk. Ve hava yavaştan kararmaya başlamıştı. İşte şimdi sıçtık. " Ya Jungkook yeter bak yolu takip ettikçe aynı yere çıkıyoruz. Hava kararmaya başladı. Ne bok yiycez şimdi offff." dedim. O da yorulduğunu belli edermişçesine yere oturdu. Ve telefonunu eline aldı. " Çok güzel telefon da çekmiyo. Ne yapacağız." dedi. Bende bilmiyormuş gibi kafamı salladım.
♣
O kadar çok yoruldum ki artık var gücüm kalmadı. " Jungkook çok yoruldum dur-" sözümü kesen ayağıma bir yılan dolanmasıydı. Hemen Jungkook un üzerine atladım. Tabi atlamanın etkisiyle yere yapışması benimde onun üzerine yapışmam ve dudaklarımızın değmesi. Hepsi bir art arda gerçekleşen olaylar üzerine. Ben hala şokun etkisinde ve dudaklarımız hala Birleşik bir şekilde ona bakıyordum. Tabi deli gibi hızlı atan kalbimi duymamasını umarak. Öylece ona bakarak biranda kendimi onun altında bulmuştum. " ilk öpücüğümü aldın. Bence bir ceza çekmelisin." ( Buarada arkadaşlar eskiden ikisinin sevgilisi olsada. Jungkook un ki sahteydi. Suyun kiyse oda zorla çıkıyordu. Her olayda birbirlerinin ilki olacaklar.) dedi. Bende ona anlamaz gözlerle bakarken. Biranda " Sende benim ilk öpücüğümü aldın onu napcaz." dedim. Sonra onu üstümden iterek yürümeye devam ettim. Biraz ileriye gittiğimde karşıma bir göl çıktı. Kenarına oturup. Olanları düşünmeye başladım. Biansım olan adamdan ilk öpücüğümü almıştım. Öylece dalıp gitmişken üzerime gelen suyla kendime gelmiştim. O tarafa doğru baktığımda bana sırıtarak bakan bi Jungkook vardı. " Ne bakıyon? Yoksa çok mu güzelim?" dedim. " Ya ne demezsin. O kadar güzelsin ki!" dedi bende ona göz devirip önüme döndüm. Hava bayağı kararmıştı. Benimde uykum gelmeye başlamıştı. " Jungkook benim çok uykum geldi. Ve korkuyorum." dedim o da bana bakarak " su benimde uykum geldi.... Aaa bak şurda bi ağaç var. Gel altına gidelim." dedi. Ağacın altına geldiğimizde. Kendisi hemen kuruldu. Odun işte napcan. Ona saf saf bakarken " Ne bakıyon gelsene." dedi. Bende yanına oturdum. Ama bir kurt sesi duymamla kucağına zıplamam bir oldu. Kucağına sığınarak kafamı omuzuna gömdüm. O da ellerini belime koyarak bi yandan da sırtımı sıvazlamaya başladı. Sonra bi anda şarkı söyleyerek daha çok mayışmamı sağladı. Gözlerim kapanmadan önce " Uyu bakalım koca bebek." dedi ve üzerime birşey örttü. Ondan sonrası yoktu. Gözlerim artık çoktan kapanmıştı. Ve onun kokusuyla uyumanın ve söylediği şarkıyla kendimi huzura ermiş hissettim. Sabah artık hayırlısı.....
Evet arkadaşlar erken yazacağım dedim. Ama unuttuğum için yazamadım. Ama gerçekten güzel bir bölüm olduğunu düşünüyorum. Umarım beğenirsiniz... Ve lütfen vote atmayı unutmayın❤😘😍💕 SİZİ SEVİYORUM. BANGTANLI GÜNLER...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Biz Nerden Düştük Bu Cennete BTS
FanfictionHiç ummadık bir çok şey çıkar karşımıza bunlardan biride gerçek olmayacağını düşündüğümüz hayallerimizin gerçek olmasıdır.