Öncelikle herkese merhaba. Bu hikayeyi Ozge_Deniz ile birlikte yazıyorum yani benim değil İKİMİZİN. İYİ OKUMALAR <3
#Candice
Bizim kızlarlarla birlikte salona girdim ve Justin'e olan en uzak koltuğa oturdum. Kızlar-Justin'e en yakından- Molly, Anna, Elizabeth, Vickie ve ben olarak şeklinde oturdu. Biz yerleştikten sonra da büyük bir ihtimal iş yapacağımız adamlar içeri girdi ve tam karşımıza oturdu. Benim karşımda kıvırcık saçlı, yeşil gözlü bir çocuk, Vickie'in karşısında ela gözlü siyah saçlı bir çocuk, Elizabeth'in karşısında sarı saçlı mavi gözlü bir çocuk, Anna:'ın karşısında kahve rengi saçlı mavi gözlü bir çocuk ve Molly'nin karşısında kahve rengi saçlı, kahve rengi gözlü bir çocuk oturmuştu. Hepimiz tam bir şekilde yerleştikten sonra karşımdakini süzdüm. Siyah pantolonu ve tişörtüyle siyah botları birbirini tamamlamıştı. Ona pis bakış attım. Çünkü Justin onları bu işin içine getirmeseydi paranın %18'i bizim olacaktı. Ama onlar geldi ve bize %9'luk bir kısım kaldı. Justin masanın başında dikleşti ve konuşmaya başladı:
"Herkes burada olmamızın sebebini biliyor. Değil mi?" dieyince başımızı salladık. Ben ise hala karşımdakine pis bakışlar atıyordum. O da bana atıyor ki bu ayrı bir mesele.
"Güzel, çünkü sizi grup yapmasaydım kötü şeyler olurdu. Birbirinizi tamamlamanız için 2 en iyi gurubu birleştirdim." Justin karşımdakilere bakışmalarımızı farketmiş olacak ki bakışlarını bize çevirdi.
"Candice ve Harry, eğer bu şekilde bakışmaya devam ederseniz Harry'nin çükünü keser sana yedittiririm." dedi ve bana baktı. Gözlerimi devirdim ve ayağımda çok severek aldığım siyah topuklu botlarıma baktım. Kötü bir kız olabilirim ama benim de bir tarzım var.
"Konuşmamıza devam edersek. Yarın Citybank'a düzenliyeceğimiz soygun hakkında konuşmak istiyorum. Herkes ne yapacağını biliyor değil mi?" dediğinde önceki gibi başımızı salladık. Aslında şöyle bir bakarsak hepsi birbirine pis bakışlar atıyordu. Elizabeth bile.
"Birbirinize bakmayı kesin ve kendinizi tanıtın. Candice ilk sen başla." İlk cümleyi söylerken resmen kükremişti ama son cümleyi söylerken gayet sakindi. Konuşmama başlamak için boğazımı temizledim.
"Imm- Ben Candice, Candice Fresher. Şu ana kadar işlediğim en büyük suç babamı annemi dövdüğü için yakmak oldu. Bu guruptan en yakın Molly ile arkadaşım. Im- bu kadar." dedim. En büyük suçumu söylerken-Sanırım adı Harry- bana pis pis sırıtmıştı. Yerime oturdum ve Justin'in Vickie'ye söz hakkı vermesini bekledim.
"Ben- Vickie. Soyadımı bilmenize gerek yok. Çünlü ailemden dolayı utanç verici bir şey. Şuana kadar işlediğim en büyük suç babamı parasını aşırmak. Bu komik bir şey ama bu işlediğim en büyük suç olacak o yüzden çok heyecanlıyım. Bu kadar" dedi ve yerine oturdu. Elizabeth'deydi sıra.
"Ben Elizabeth Brought. Evet o ülkenin en saygın ailelerinden, Brought'lardan. Bu iğrenç bir şey. Aslında şuan çoktan kaçmıştım ama orada ajanlık yapıyorum. İşte zengin züppelerin ne yaptığıyla ilgili. O yüzden böyle dolaşmak zorundayım. Yani hepiniz siyahken ben bu şekilde giyineceğim. En büyük suçum ise bu şekilde ajanklık yapmak." dedi ve yerine oturdu. Şimdi sıra Anna'daydı.
"Ben Anna Cover. Babam ben çok küçükken trafik kazasında öldü. En büyük suçum ise biraz komik olabilir ama annem bana "Kardeşini yıka!" dediğinde ben de onu çamaşır makinesine atmıştım ve öldü. Annemde sinir krizi geçirdi ve deliler hastanesinde yatmaya başladı. Böyle yani." dedi ve yerine oturdu. Bu iyiden iyiye ilk okulda ilk senede birbirimizi tanıtırken oluşan tanışma faslına benzemişti. Ki eminim bu size şuan ne kadar sıkıldığımı açıklıyordur. En son olarak Molly ayağı kalktı.