Tatil de geldiğine göre artık sürekli yb yazabilirim :Dd Umarım karneleriniz iyidir :d Bu arada şu son kısımda ki düşme olayı gerçektir bizzat benim başıma geldi :s :Dd Neyse keyfli okumalar. 1574465 kez hatırlayorum ama vote ve yorumlarınız benim için çok değerli
Bu bölüm cmrkaya adlı okuyucuma gelsin :dd Mesaj atarsanız ithaf verebilirim
Multimedia Aslı
Kaç saattir burada tek başıma oturduğum hakkında en ufak bir fikrim yok. Belki ufak bir şeyler olabilir. 2-3 saat kadar. Oturduğum masadan kalktım ve içtiklerimin parasını ödeyerek loş ve basık mekandan çıktım. Ellerim cebimde sokağın ortasında yürümeye başladım. Açık havaya çıkmak iyi hissettirmişti.
Saat 11'di ve eve girme hakkımı kaybedeli yarım saat olmuştu. Hadi ama ? 10.30 ta nedir ? Kaç yaşındayım ben ? 10 mu ? Gitsem de eve almayacaktı, buraya geldiğimden beri 3 veya 4 kez 10.30'tan sonra eve gittim ve hepsinde de başka başka yerlerde uyudum. Kuralları konusunda bu kadar takıntılı olması sinir bozucu. Küçükken de aynıydı. Eğer akşam ezanından sonra eve gelirsem akşam yemeği yiyemezdim. Eve gidip içeri alması için yalvarmamı falan bekliyor ama onun o kafam kadar egosunu tatmin edecek değilim.
Boş bulduğum bir banka oturdum. Kalabalığı neredeyse dağılmış sokağı inceledim.Küçük bir yerdi ve benim istediğim çoğu şeyden noksandı.İstanbul da olsaydım böylemi olurdu be. Sokaklarda sabahlamak, özellikle onunla sabahlamak, denizden bile çok özlediğim tek şeydi.
Şimdi yanımda olsaydı, bu sabah öptüğüm kısa saçlı kızın dudakları yerine onun kıpkırmızı vişneli rujunun tadına bakabilseydim.Dudağının kenarındaki piercingin rahatsız ettiği halde verdiği hazzı hissedip kendimle çelişebilseydim.
Onun o lanet dudaklarını düşünmeyi bırakıp nerede yatacağımı düşündüm. Otele gidicek kadar param yoktu hatta bi yemek parası bile çıkmazdı.Kanerlere gitsem ya da Orçunlara ? İkisinde de birer kere kaldım zaten aileleri için sürekli evden atılan sorunlu bi tip olmak istemezdim. Berenlere gitsem yine ? Hahh! Bugün gördüklerinden ve duyduklarından sonra gece uyurken beni boğabilir. Ölmek için çok gencim! Söylediklerimi sindirememiştir henüz. Burnunu her boka sokmamayı öğrenmiştir umarım.
Şu an oturduğum bankta sabahlamayı düşünürken yanıma oturan adama kafamı çevirdim.Siması tanıdık geliyordu. Elini arka cebine atıp
"Naber evlat" diye sordu.Sonra eliyle birlikte cebinden çıkardığı sigara paketini bana uzattı. Reddedmeden bir tane aldım.
"Yüzün çok tanıdık geliyor ?" dedim ve uzattığı çakmakla sigarayı yaktım.
" Bir kaç günde bir uğradığın bilardo salonunun karşsındaki kitapçı hiç dikkatini çektimi ? " diye sordu dizini bacağının üstüne koyarken.
"Sen şu bütün gün taburesinden kalkmadan gençleri dikizleyen adamsın" dedim ve gülümsedim. Başını sallayarak onayladı.
"Karşınızda şehrin en güzel kitapçısı dururken içki içip bilardo oynamayı tercih ediyorsunuz ve birde şu ayponlarınız var tabi yenii nesil çok garip çook.." dedi sigarasının dumanını dışarı üfledi.
Yarım saat kadar adının Nihat olduğunu öğrendiğim abiyle havadan sudan konuştuk. Birbirine karışmış siyah-beyaz karışımı sakallarıyla ve neredeyse bağımsızlığını ilan edecek hale gelmiş göbeğiyle kitapçıdan çok kıraathane işletmecisine benziyordu ama taktığı kemik gözlükleri durumu kurtarıyordu.
"Evlat, hanım bekler artık saat epey geç oldu haydi sende evine" dediğinde ellerini dizlerine koyarak destek alıp oturduğumuz banktan kalktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YETHER!!
Humor"Beren içimizden biri.O halktan biri.Oldukça sıradan ve bir o kadar farklı"