Menejerlerinin aldığı kedicikle ilgilenmek zorunda kalan BTS üyeleri onu eve götürürler. 1-2 ay kadar onlarla yaşayan ve yakınlaşan kedicik bir hastalığa yakalanır. Hiç bir şekilde onu uyandıramayan BTS üyeleri olayı menejerlerine taşımak istemedikl...
Suga sinirle odasına gitmek isteyen kediciği yanında sürükledi. Rahatlığım onun sinirini bozuyordu. Aslında rahat görünsem de pek rahat değildim. Jungkook'un eve gelince yapacaklarından korkuyordum. Genellikle malum zamanlarımızda kullandığımız odaya girip Jungkook'u beklemeye başladım. Korkmuş olabilirdim ama heyecanlıydım da. Sonuçta onu seviyorum. Sadece fantezileri bazen sıra dışı olabiliyordu. Bir süre daha bekledikten sonra kapı bir anda açılınca tüm dikkatimi kapıda nefes nefese kalmış bir şekilde bana bakan Jungkook'a verdim. Sonra duyduğum hışırtılar ile dikkatin elindeki poşetlere kaydı. O ise beni takmayarak elindeki poşetleri odanın bir köşesinde yalnız başına duran koltuğun üzerine bıraktı ve üzerindeki montu çıkarmaya başladı.
"O poşetler ne?"
"Min Jae'ye aldığım kıyafetler."
"Neden verniyorsun peki?"
Sırıtarak yatağa yaklaşınca yutkunarak biraz geri çekildim. O ise iyice yaklaşıp sırtımı yatağa bastırdı ve üzerime çıktı.
"Şu an daha önemli işlerim var. Hem içinde senin için aldığım kıyafetler de var. Bundan sonra sevişirken bunları kullanmayı düşünüyorum."
"Korkmalı mıyım?"
Başını geriye atıp bir kahkaha attı ve üzerşndekileri bir çırpıda çıkardı.
"Zaten bir sürü değişik fantezime mağruz kalıyorsun bebeğim. Sence korkmalı mısın?"
Eee haklıydı şimdi. Bu yüzden sadece başımla onaylayıp susmakla yetindim. O da yaklaşıp burnuma minik bir öpücük kondurdu. Sonra da dudaklarıma gelip sert ama bir o kadar da nazik bir öpücük başlattı. Birden alt dudağımı emip dişlemesi ile ağzına doğru boğukça inledim. Elleri boynuma, oradan da göğsüme indi. Bu sırada da dudaklarını çekip bizi birlikte tutan dikişi kopardı. Ancak biraz sonra vücutlarımız başka bir dikiş ile birleşecekti. Dudaklarını boynuma bastırıp hafifçe öptü. Ardından dudaklarını biraz aralayıp boynumu dudakları arasına kıstırdı ve emmeye başladı. Ağzından bir inleme kaçınca sırıttığını hissettim. Sonra bacağımı okşayınca huylanarak bacağımı kaçırmaya çalıştım. Böyle yapınca Jungkook dudaklarını biraz geri çekti ve kulağımın hizasına getirdi.
"Hadi ama bebeğim. Babacık küçük bebeğini istiyor."
Lanet olsun! Daddyking fetişim vardı ve her birlikteliğimizde bunu yüzüme vuruyordu. Ben de sırıtıp kulağımdan boynuma geçince dudağıma yakın hale gelen kulağına doğru fısıldadım.
"Küçük bebeği de babacığını istiyor. Onu sertçe acımadan becermesini istiyor. Bu isteğimi yerine getirebilir misin babacık?"
Sözlerim üzerine derince yutkunduğunu duydum. Kelimelerim onu tahrik ediyor olmalıydı. Boynumu öperek ön tarafa geldi ve biraz uzaklaştı. Tam sızlamacaktım ki dolgun dudakları adem elmama kapanınca sızlanmak için açılan ağzımdan sadece inleme döküldü. (Y/N:Fetişimiz var amk sorgulamayın. Ayrıca yazar değil yazarlarız.) Bir süre emip boynumda birkaç iz bıraktıktan sonra geri çekildi.
"Boynunu -özellikle adem elmanı- emmem çok hoşuna gidiyor değil mi bebeğim?"
Sırıtan yüzüne karşılık aynı şekilde karşılık verdim.
"Evet babacık. Boynum çok hassas ve emmen çok hoşuma gidiyor."
Cümlemi bitirince sırıtarak boynuma sonra çeneme ufak birer öpücük bırakıp aşağı kaydı. Bir anda göğüs ucumu ağzına alması ile inleyerek başımı geriye attım. Göğüs ucumu dili ile döndürüp sertçe ısırdı. birkaç saniye sonra göğüs ucumu bırakıp bazı yerleri öperek, bazı yerleri yalayıp dişleyerek aşağı inmeye başladı. En sonunda bacak arama ulaştığında dilini deliğimde hissetmem ile ayak parmaklarım içe doğru kıvrıldı. (Y/N: Burada sevgili yazarlarınızdan birisi yanlışlıkla dilimi yazdı ve sildi. jimin'e kendisini yalatıyorduk lan. Nasıl olacaksa artık?) Dili ile yalayarak deliğimi iyice ıslattıktan sonra başını kaldırıp bana baktı. Bu sırada adem elmasını deliğime konumlandırmıştı. Zevkten dolayı yarı kapanmış yarı açık olan gözlerimle ona baktım.
"Ne yapıyorsun babacık?"
Bana cevap vermeyip adem elmasını deliğime bastırıp sertçe yutkundu.
"Nnngg..."
Hafifçe sırıtarak sertçe yutkunmaya devam etti. deliğimi resmen her yutkunuşunda hareket eden adem elması ile becerdi. Bir süre bana verdiği zevk yüzünden başımı geriye atıp inledim. En sonunda elimi saçlarına atıp onu durdurdum.
"Nnng... D-Dur babacık..."
"Ne oldu bebeğim? Hoşuna gitmedi mi?"
"Gitti... Ama ben artık... Seni istiyorum artık..."
Sırıtarak geri çekildi ve bacaklarımın arasına yerleşti. Bir parmağını zaten ıslattığı deliğime itti. Başımı geriye atıp inlememek için dudağımı dişlerken içimde hissettiğim ikinci parmağı ile inlememi tutmak imkansız hale gelmiş gözlerim ve ağzım aynı oranda büyürken dudaklarımın arasından büyük bir inleme kaçıvermişti. Tepkime sırıtarak içime üçüncü parmağını da iteledi. Bir kaç kez git gel yaptıktan sonra parmaklarını çıkarıp deliğime kendisini konumlandırdı. Bir anda kendini içime itmesi üzerine doluluk hissi ile derince inledim.
"A-aaahh..."
"J-Jimin..."
Jungkook'un da inlediğini duyunca sırıtarak kalçalarımı hareket ettirdim. O da aynı şekilde sırıtarak karşılık verip birden içime vurunca çığlık attım. İlk seferde prostatımı buldu. Mükemmel(!)
"J-JUNGKOOK!!"
O erkekliği altına aldığı prostatımı ezerken ikimizden de yükselen inlemeler kulağıma ilahi gibi geliyordu. Bir süre git gellerine devam edip elini ilgiye muhtaç bir şekilde karnına yaslanmış olan erkekliğime atıp vuruş hızında beni çekmeye başladı. Aldığım iki taraflı hazza dayanamayıp eline boşalırken kendimi sıkıp deliğimi darlaştırınca o da final vuruşunu yapıp içime boşaldı. Böylece Cennet'in kapıları bizim için açılmış oldu.
Y/N: Bölüm geç geldiği için ve biraz kısa olduğu için üzgünüz. Ancak bazı sorunlardan dolayı Wattpade giremedik. Bundan sonra bölümleri elimizden geldiğince hızlı atmaya çalışacağız. Lütfen anlayış ile karşılayın. Bu fanartı da bir özür hediyesi olarak düşünün. İyi okumalar.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.