6- Son Söz: Bir Varmış, Bir Yokmuş.

114 7 6
                                    


- - -

Her sabah bencil güneşin aydınlattığı güne Ay tozunun kollarının arasında açtı gözlerini küçük yıldız. Üstüne başına bulaşan ay tozlarıyla parladı tüm gün. Sonra ay tozlarını götüren rüzgara kızdı parlaklığı sönerken. Ama günün sonunda güneş batıp gece çöktüğünde, yıldızlar gökyüzüne serpildiğinde ve ay onlara gülümsediğinde yine Ay tozunun kolları arasındaydı, küçük yıldız.

- - -

Bir varmış, bir yokmuş, gökyüzünde küçük bir yıldız varmış. Bu küçük yıldız, o büyük ve parlak Ay'a aşıkmış. Tüm yıldızların olduğu gibi onun da parlamak için Ay'ın ışığına ihtiyacı varmış. Ama bir gün bir hata yapmış ve Ay onu gökyüzünün en karanlık yerine sürgün etmiş. Bu küçük yıldız, burada Ay'a çok uzakmış. Ay'ın ışıkları ona ulaşmazmış. Küçük yıldız günden güne parlaklığını yitirmiş, ışığı bitmiş. Neredeyse gökyüzünün karanlığında yok olmak üzereymiş.

Bir gün bu küçük yıldızın en yakınında bulunan bir başka yıldız ona yardım etmiş. Işığını onunla paylaşmış ve bu şekilde onun hayatta kalmasını sağlamış.

Bu küçük yıldız, dünya güneş tarafından aydınlatıldığında üzüntüsünden ağlarmış. Dünya buna 'yağmur' adını vermiş. İnsanlarsa şemsiye açmış.

Ama küçük yıldızın bilmediği bir şey varmış. Ay, küçük yıldızı sürgün ettiği için çok pişman olmuş. Sonra da bir gün küçük yıldızdan özür dileyerek onu en yakınına almış.

Küçük yıldız, buna çok sevinmiş. Artık Ay'a en yakın yıldız o olduğu için en parlak yıldız o'ymuş.

O andan sonra küçük yıldız sadece mutluluktan ağlamış. Yağmurlar yağmış, insanlar şemsiye açmış.

Gökyüzünden ay tozları dökülmüş; - eğer varsa- kalbi güzel olanlara, saf sevgiye hala inananlara ve sevgiden yana umudu olanlara...

- SON -

Ne tam bir masal ne de tam bir hikaye okudunuz; hayatın gerçeklerinden kopamayan, su birikintisinde mutlulukla zıplarken üzerine pis su sıçrayan küçük bir çocuğun üzerindeki o pis su damlacıkları gibi gerçeklere bulaşmış harflerden oluşmuş bir kumsalda yürüdünüz.

Yazdıklarına hiçbir zaman güvenmeyen birine göre de saçmaladığı bir karalama defterini karıştırdınız. Ama hala buradaysanız, bir kaç harfi bir araya getirebildim demektir. Ne denli minnettar olduğumu anlatabilecek kadar yazamıyorum daha, yazarsam yetersizlik çekerim, anlatamamaktan korkarım. Siz ne kadar hissediyorsanız o kadar minnettar olduğumu düşünün şimdilik.

Tek dileğim, başınıza, üzerinize ve parmak uçlarınıza ay tozları bulaştırabilmiş olmak. Gökyüzünden dökülen ay tozları birilerine ulaştı mı?

Bilmenizi istiyorum ki, yağmura şemsiye açan insanlar her zaman vardır. Gözyaşlarınız aktığında size de şemsiye açan insanlar olacaktır. Umuyorum ki, sebebi ne olursa olsun gözyaşlarınız aktığında size şemsiye açan 'arkadaşlarınız' olmaz.

Küçük gibi görünmese de küçücük bir önerim var; bazen başınızı kaldırın ve gökyüzüne bakın. Derin bir nefes çekin içinize sonra. Bazen bulutları izleyin. Rüzgarlı günlerde nasıl şekil değiştirerek hareket ettiklerini izleyin. Bazen o maviliğe dalıp gidin. Bazı geceler balkonunuzdan ya da pencerenizden bakın gökyüzüne. Ay'ı arayın. Yıldızları arayın. Görün onları. Her birine uzun uzun bakın, hatta belki konuşun onlarla. Bir şeyler anlatın. Ay'ın yüzeyindeki pürüzleri fark edecek kadar inceleyin onu. Yağmur yağdığında bir kere de olsa çıkın dışarı ve kıyafetlerinizin ıslanmasına izin verin. Mümkünse, bırakın saçlarınız ıslansın. Yağmuru hissedin. Varsa eğer, kaldıysa hala bir yerlerde, toprak kokusunu çekin içinize derin derin. Ve eğer bulduysanız o kokuyu değerini bilin, bol bol çekin içinize tüm bu beton şehirlere ve beton insanlara inat. Bazen çimenlere oturun. Bazen uzatın elinizi bir ağaca dokunun. Çiçekleri koklayın. Bazen küçük bir karınca yuvasını izleyin.

Sadece fark edin. Hayatı fark edin. Yaşadığınızı hissedin.

Çok zor olmamalı, değil mi?

Harflerimde, kelimelerimde, cümlelerimde hissettiklerimi hissettirebilmiş olmayı diliyorum.

Gökyüzünün sonsuzluğu kadar teşekkür ederim.

⭐🌙

Ay Tozu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin