- - -Adımlarını takip ediyorum, ay tozu. Nereye gittiğini bilmiyorum. Yavaş yavaş kendini gecenin kollarına bırakan sokakları tanımıyorum. Ama korkmuyorum, sana güveniyorum, ay tozu.
İki yıldır seni takip ederken sırtını, adımlarını izlemeye öyle alıştım ki, ay tozu. Bazen kendimi senin gibi büyük adımlar atmaya çalışırken buluyorum. Ya da senin bastığın noktalara dikkat ederek o noktalara basarak peşinden gelmeye çalışıyorum. Ama çok büyük adımların var, ay tozu. Her seferinde ya düşme tehlikesi atlatıyorum ya da seni kaybetme.
Ara sokaklardan bir tanesine dönüyorsun ve bende seni kaybetmemek için hızlanıp dönüyorum. Ve bir anda tüm ara sokaklar geride kalıyor. Beton şehir gidiyor ve gecenin yansıdığı gökyüzü kadar sonsuz bir denize bırakıyor yerini. Yıldızlar ve ay bir tek gökyüzünde parlamıyor.
Büyülenmiş halimle öylece duruyorum önümdeki denize bakarken sokağın bitişinde. Neredeyse öyle büyülendim ki seni bile unutacaktım, ay tozu. Etrafta telaşla seni arıyor gözlerim. Göremiyorum ve korku doluyor içime. Sonra sağ tarafımda siyah bir siluet çarpıyor gözüme. Sokakla birlikte sonu gelen duvara yaslanmış bana bakıyorsun, ay tozu. Gece kadar siyah giyinmen seni kaybetme korkuma sebep oluyor.
Kollarını bağlayarak yaslandığın duvardan uzaklaşıyorsun, bakışların benden kopuyor ve denize doğru ilerliyorsun.
Nutkum tutuluyor yine. Gökyüzünde tek bir kıskanç bulut yok. Deniz tamamen tüm dürüstlüğü ile gökyüzünü yansıtıyor ve sen bu manzarada parlıyorsun. Nutkum tutuluyor, ay tozu. Çok güzelsin.
Peşinden geliyorum kendim küçük adımlarım ile. Sana yetişmek için bir adımına denk olan iki adımın ile hızlı yürümem gerekiyor ama artık kaybetmem seni, onun için yavaşlıyor adımlarım.
Dalgaların gelip giderken kumsalda bıraktıkları izleri görecek kadar yaklaşıyoruz denize. Ben sadece bir kaç adım arkanda kalıyorum. Sana yakın olmanın verdiği o heyecanı doruklarına kadar hissediyorum. Mutluyum, hissediyorum.
Dalgalar yaklaşıyorlar ama bize ulaşamıyorlar. Denizin yüzeyinde yıldızların ve ayın parlayan yansımalarını gördükçe dalgaların beni alıp götürmesini istiyorum. Denizin üzerindeki ayın yansımasına kadar götürsünler istiyorum. Dünyada aya ulaşabileceğim tek noktaya.
Ben denizin yüzeyindeki ayın görüntüsüne dalıp gitmişken farkında değilim senin dönüp beni izlediğinin. Fark ettiğimde ise belki de fark etmemeliydim diyorum. Çünkü kalbim kaldıramıyor. Daha dün haykırışlarına aldırış etmeden onu yakan adamın bugün böyle güzel gözleriyle beni izlemesini kaldıramıyor. Çok seviyor ama kaldıramıyor.
Bir adımınla yanıma geliyorsun ve yeniden denize dönüyorsun önünü. Alışkın değilim ben bunlara, ay tozu. Korkutma beni.
"Deniz, yeryüzündeki gökyüzü gibi."
Sesinin tonunda kaybolurken söylediklerin kalbime işliyor. Nasıl da haklısın öyle, ay tozu.
"Yalnızca geceleri."
Şuan önümde sonsuzluğa uzanan bu kadife örtünün bencil güneş ve kıskanç bulutları yansıtmasını istemiyorum, sadece geceyi yansıtsın istiyorum. Yoksa o da kirlenir, biliyorum.
"Hala sevmiyorsun güneşi, değil mi?"
O bunu gülümseyerek söylüyor. Yanındaki bedenin havaya karışarak yıldızlara ulaşmak üzere olduğunun farkında olmadan.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Tozu
Fanfictie- - - Gökyüzünden ay tozları dökülmüş; -eğer varsa- kalbi güzel olanlara, saf sevgiye hala inananlara ve sevgiden yana umudu olanlara... - - - /Gerçeğin çamuruna bulaşmış bir masal. Ve masallar kötü sonla bitmez./