BÖYLE TANIŞMA MI OLUR DEMEYİN OLUYOR İŞTE

79 1 0
                                    

   Otobüs İzmit'e varmıştı. Şahin, seni otogardan alırım demişti ama önce eve uğramalıydım. Eşyalarımı bırakıp en azından yolculuğun yorgunluğunu üzerimden atmak için bi duş almalıydım. İner inmez şehir içi otobüslerine binip eve gittim. Duş al bir kaç bişey atıştır derken saat 7 olmak üzereydi. Şahin'i aradım, evde olduğumu söyleyerek beni almasını istedim. Biraz bana sövse de 7.30 gibi kapının önünde oldu. Arabaya bindim. Selamlaştıktan sonra;

-"Şahin beni apar topar getirdin eyvallahta, hayırdır? Bi anlat şunu hiç bişey bilmiyorum nereye gidiyoruz ne yapacağız?"

-"Kardeşim benim lideri olduğum kulübün düzenlediği HackingFest diye bi etkinlik var. Bu etkinlikle 24 saat bir alanda uyumadan bol bol kahve içerek kafanda ki bir fikri istediğin yazılım diliyle hayata geçireceksin."

-"24 saat mi ? Olum 40 küsür saattir uykusuzum uyumam lazım benim"

-"Kardo yapacak bişey yok bir günde benim içi uykusuz kal ne olacak yani ölür müsün?"

-"Ayıp ediyorsun kardeşim benim." Dedim ama içten içe kesin bayılacağım diyordum. Ve devam ettim konuşmaya;

-"Peki nerede olacak Şahin nereye kapatacaksın beni :)"

-"Haha. Üniversitenin kütüphanesine gidiyoruz kanka."

-"Yatacak yer var mı kitaplar arasında ?"

-"Can cıvıtma oğlum ya"

   Üniversiteye çıkana kadar makara muhabbet geçti hep. Gidenler bilir o Umuttepe yolunu ne lanet bir yoldur. Havanın sıcak olmasına rağmen oraya gideceğimi bilseydim hırka yerine yanıma mont alırdım. Derken geldik. Arabadan hemen inip bi kaç malzemeyi kütüphaneye çıkardık. Baya kalabalık bir ekip vardı. Bir sürüde güzel kız tabi ki. Tabiatım gereği avcı olmam gerekirken ben hep av olan taraftım ama bu durumdan pek memnun olduğum söylenemezdi. Herkesle teker teker tanıştırdı beni Şahin. Can böyle bi adamdır, şöyle bi adamdır gibisinden sanki çok lazımmış gibi birde bi ton övgü dolu sözcük sarf etti. Yaşanılan durumların en kötüsüde bir grupla tanışmak çünkü hiç kimsenin adını hatırlamıyorsun. Zaten uykusuzum gözler iptal bide isim hatırlayacağım. Neyse en azından ekibimde ki çocukların ismini biliyordum. Saat öğlene doğru yaklaştıkça jüri ekibi gelip kuralları anlattı. Yarı baygın bir şekilde jüriyi dinlerken yapacağımız projeyi düşünüyordum. Herkes hazırlıklı gelmiş. Kimisi robotik kol yapıp programlarken, kimisi ise VR için oyun geliştiriyordu. Bizim daha bir fikrimiz bile yoktu. 3 kişilik bir ekiptik. Yaptığımız istişare sonucu ilkokul düzeyinde çocuklara programlamayı sevdirip, daha küçük yaşlarında kodlamanın başlangıcını öğretip, onları bu konuda meraklandıracak bir yazılım yapmaya karar verdik. C# dilini kullanacaktık. O zaman tek bildiğim ama ustası bir dildi. Başladık yazmaya. O kadar uykusuzdum ki yazarken ara ara gözlerim kapanıyordu, ne yaptıysam boynumun eğilmesini engelleyemiyordum. Saçlarım uzun at kuyruğu şeklinde topluydu. Bir an saçımın acıdığını ve saçıma taktığım lastik tokanın kafama doğru ilerlediğini hissettim. Hiç sesimi çıkarmadım. Kafamda ki baskı bittikten sonra arkamı dönerek;

-"Ne çekiyon lan saçımı" dedim. Birde baktım ki saçımı çeken bi kadınmış. Lan dediğim için utanmıştım. Oysa hiç bozuntuya vermeden;

-"Benim görevim insanları uyutmamak ve sende uyumaya çok meyillisin."

-"Çok uykusuzum o yüzden"

-"Sana kahve yapmamı ister misin?" Dedi. Hayatımda duyduğum en güzel cümleydi belki o an.

-"Olur" dedim. Gülümseyerek;

-"Nasıl olsun istersin"dedi.

-"Şekersiz ve sütsüz"

Hayatımın RÜYA'sıydı...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin