Burdur'a dönmüştüm. Yine o inanılmaz derece de monotonlaşan hayatımdaydım. Demiştim ya birde arkadaşlarımın evinde sığıntı gibi yaşıyordum. Sene sonu onlarda evlerini dağıtacaklardı. Bana yine yol gözükmüştü. Bi yandan bunları düşünürken bir yandan da final sınavlarıma çalışıyordum. Beni o sıralar mutlu eden şeyler Yunus Emre ile olan sohbetlerimiz ve Yiğit'le akşamları kenzo şekli akmamızdı. Kendimize özen gösterir bakardık, zaten bu muhabbetlerde olmasa dış görünüşüme asla özen göstermeyip 150 kilo olabilirdim. Her şey o kadar çok üst üste geliyordu ki dertlerin arasında yapa yalnız bir ben. Anlatsam anlamazlar sussam canım yanar. İşte tam bu sıra da Rüya gelmişti aklıma sanki onunla konuşmaya ihtiyacım vardı ama onun hayatında bir adam vardı. Ben sevmem öyle şeyi. Sevgilisi olan bir kızla arkadaş bile olmak istemem çünkü sevda bambaşka bişeydi. Ben sevdiğim kadının gözünün içine bakmaya kıyamazken başka bir erkekle arkadaş dahi olsa konuşmasını istemezdim. Böyle kıskanç bir adamımdır. Kendime ne söylediysem ya da ne ettiysem duramadım. Başladım faceden stalklamaya, buldum ve ekledim. Çok geçmeden kabul etti. Şöyle profilini bir süzdüm. Sevgilisiyle hiç fotoğrafı yoktu lakin biliyorsunuz ki olabilir, belki ailesi kızıyordur? Belki de gizlemek istiyordur ? Bilemem eklemeye cesaretim olduysa da yazmaya kendimde cesaret bulamadım. Tek isteğim ona içimi dökmekti. Onun gibi bir kadına sahip olmak hayal edilemeyecek kadar zor bir şeydi.
***
Finaller bitmişti. İki dersten kalmıştım. Bu da burda geçireceğim sürenin artması ve benim iyice psikolojik bunalıma girmeme neden olacaktı. Toparlanma vakti gelmişti. Cebimde hala beş kuruş olmasa da borçlarım bitmişti. Bir eve bir de ev arkadaşına ihtiyacım vardı. Üniversitenin başından beri birlikte iş yaptığım ortağım bir ev arıyordu. Aradım. 15 dakika içinde bir ev bulduk. Çok hızlı olabilir evet ama aslına bakarsanız her şeyin güzele gittiği günlerin ilk adımı olacakmış (bir süreliğine). 2+1 güzel bi fiyata iyi bir ev tuttuk. Hemen yerleştim. Burdur'da geçirmem gereken daha tam 10 gün vardı. Ev arkadaşım memleketine dönmüştü. Kendi kendime "hadi bakalım Can evde kafayı ye tek başına" diyordum çünkü internet bağlatmamıştık ve bunun yanında telefon da doğru dürüst çekmiyordu. Yapacak tek şey 10 gün sonra ki sınavlarıma çalışmak diye düşünürken bir mucize oldu. Telefonum çekti. Arayan, Hoca ismini verdiğim en eski dostumdu;
-"Can nabıyon boolm ?"
-"Sıkıntıdan patlıyorum kanka sen nabıyon ?"
-"Aynı boolm devam, bildiğin gibi. Sana söylemek istediğim bişey var."
-"Hoca beni mutlu etmeyeceksen, meşgul de etme."
-"Sakin. Araba kirala Saadet'le beraber 2 güne yanındayız. Ehh bi Antalya yaparız artık ?"
-"Ya sen ne diyorsun çıkın gelin hadiii."
-"Biz her şeyi hallettik. Hesabına bak para da var ne gerekiyorsa ayarla öpüyorum seni kardeşim hafta sonu görüşürüz. Allah'a emanet."
-"Eyvallah kaarşiim. Sizde."
Adamlar Hızır gibi yetişti ya. Büte kaldığıma sevinecektim nerdeyse. İzmit'ten kardeşlerim gelecekti. Hayat bana güzel be. Neyse aradan iki gün geçti. Arkadaşlarım gelmişti. Saadet yine her zaman ki hasta bütün yolculuk boyunca gezdiğimiz her dakika arabanın içinde uyudu. Hoca'nın ona attığı onca dayağa rağmen. Bizde Hoca'yla Lara, Konyaaltı, Manavgat diye gezerken, şelaleyi ararken kaybolduk. Hey Allahım hey. Bilmediğin yere neden gidiyorsun ? Sonra yolumuzu bulduk sora sora. Baya yorulmuştum 700 km araba kullanmıştım. Ayaklarımın altı acıyordu derken 2 günlük gezimiz bitmişti. Saadet'i gönderdik İzmit'e. Biz Hocayla kaldık sınav gününe kadar. Yat yuvarlan sohbet falan derken konu yine kız muhabbetinden açıldı. Onun durumu benimkisi kadar kötü olmasa da gidişatımız benzerlik gösteriyordu. Sordu;
-"Bilader başka memlekette okuyorsun. Evin var yok mu bir manita ? Yapsaydın ya bir tane. Ne güzel takılırdınız. Hatta beraber yaşardınız. Okul bitince de takardın koluna getirirdin İzmit'e evlendirirdik seni."
-"Ah boolm. Bizi anlayacak hatun vardı da, biz mi aşkına sürgün olmadık ?"
Çok mantıklı değil mi ? Beni anlayacak bir kadın ? Nedense aklıma Rüya geldi. Onu ilk ve son görüşümden sonra aradan bir aydan fazla zaman geçmişti. Elim telefona gitti... İçimde garip bir his. Facebook hesabını stalkladım yine. Tertemiz çiçek gibiydi. Bomboş. Neyse dedim kendi kendime kapattım uygulamayı. İnstagrama bakayım dedim. Girer girmez karşımda tanıyor olabileceğin kişilerin en başındaydı. İçimde ki his beni sürekli dürtse de takip etmek istemiyordum. Profili gizliydi. Yapamadım, takip ettim. Bi kaç saat sonra kabul etti. En ufak bir fotoğraf yoktu ya da biyografisinde en ufak bir yazı. İyice işkillendim. Ne yapacaktım ? Bilse bilse Şahin bilirdi bunu. Aradım onu;
-"Şahin, uzatmadan konuya giricem beni yanlış anlamazsan sana bir soru sormak istiyorum."
-"Rüya sevgilisinden ayrıldı. Yürüyebilirsin kanka."
-"Allah belanı vermesin Şahin. Onu mu soracaktım ben ? Tövbe ya."
-"Ne soracaktın ?"
-"Rüya sevgilisinden ayrıldı mı ?"
-"Haha. Seni ben tanımayacağım da kim tanıyacak Can."
-"Valla ne diyim bilader haklısın. Ne kadar oldu ?"
-"Etkinlikten bir kaç gün sonra belkide bir hafta falandır. Bence yazman için en uygun zaman ve şunu söyleyim son derece doğru bir karar olur senin için. Rüya harbi kızdır. İkinizde aynı kafadasınız birbirinize cuk oturursunuz. Bence durma."
-"Teşekkür ederim GBT'sini verdiğin için."
-"Bekleme yaz. Biliyorsun ki böyle kızların talipleri çok olur."
-"Lan olum, saat sabah 6 lan."
-"O uyumaz bu saatte bak son görülmesine yaz. Hadi sen dediğimi yap kapıyorum şimdi. Kadıköydeyim biliyorsun bayanları bekletmek olmaz. 'Geliyorum kızlar' Öptüm.
Adam verdi gazı kapadı suratıma. İçim içimi kemiriyordu. Yazsam mı yazmasam mı ? Doğru bir davranış olur muydu yoksa bir terbiyesizlik mi yapmış olurdum ? Bunları düşünürken Facebook'ta bir kaç dakika önce online olduğunu gördüm. Yazdım;
-"Uyanık mısın ?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatımın RÜYA'sıydı...
JugendliteraturBir insan ne kadar fedakarlık yapar ya da birini ne kadar sevebilir ki ? Kadın ve erkeklerin rollerini değiştirmeye başladığı bu zaman dilimde, bir erkeğin mutluluğu, umudu, hayalleri ve sevdasını konu alan, içinde barındırdığı hikayenin gerçekliğiy...