GH4 BATIKAN

43 2 0
                                    

Batıkan benim için seçilmiş özel biri, bundan artık eminim..

Düşünsenize dünyada tonlarca kelebek var. Yüz binlerce, milyonlarca, belki milyarlarca.. Ve bu kelebekler arasından sadece biri onca şehir arasından gelip seni buluyor. Kelebek küçük tırtılına kavuşuyor! 

Ben küçük bir tırtılım. Oysa kocaman kanatlarıyla beni sarmalayıp koruyan kelebeğim.


Büyüyüp bir kelebeğe dönüşmemi hiç bir zaman istemedi.

Çünkü; üzülürdüm.

Ağlardım.

Ben büyüdükçe beni koruyamayacağını düşünürdü.

Benim için daha da endişelenirdi.

En önemlisi hep onun küçük tırtılı olarak kalmamı isterdi.

Öyle de oldu.

Üzüldüm.

Ağladım.

Ben büyüdükçe üzerime daha çok titredi.

Endişeleri bir bir yok oldu.

Bir kelebek olsam bile hep onun için küçük tırtıl rolüne büründüm.


Keşke diyorum, keşke elimden bir şey gelse de Batıkan'ın kolunun altında ağlayan sümüklü defne olsam, hiç büyümesem, küçük bir tırtıl olarak kalsam, beni üzmeseler, ağlamasam...


-Defneee! Kek yaptım, bir tabak da Aysel teyzenlere götür kızım.

Annemin sesiyle kendime geldim. Keki almak için mutfağa gittim.

-Efendim anneciim?

- Aysel teyzenlere bir tabak kek ayırdım koş götür annecim.

-Ne bu acele ya?

-Batım sesli mesaj atmış. 

Sesli mesaj:

Batı oğluşum( Veda teyzeee kekin kokusu evin içine kadar sindi. Gönder şu sümüklüyü de kek getirsin bana.)

-Yuh be yuh. 1 apartman öteden ne pişiriyorsak kokusunu alıyor bu ayı. Daha ben almadım destur be!

-Arkadaşa yuh denmez. Sana böyle mi öğrettim ben? Koş götür oğluşuma keki, çekmesin canı.

-Bazen Batı'nın asıl evladın olduğunu, benimde evlatlık olup olmadığımı düşünmüyorum değil, benden çok oğluşunu seviyorsun, hıh! '' dememle kapıyı kapatıp çıkmam bir olmuştu. Bu trip ben gelene kadar annemin annelik hormonlarını gün yüzüne çıkarırdı. :)) Elimde kek tabağıyla , ayağıma geçirdiğim terlikleri sürüye sürüye 3 kat inip yan binaya girdim.

-Gece gece iş çıkarıyor başıma. Yok doyuramıyoruz çocuğu! doyuramıyoruzzzz.

Kapıyı çaldım. Kapının açılmasıyla elimdeki kek tabağı sömürüldü, ardından kapı yüzüme kapandı. Kapıyı 2 kez yumrukladım.

Ağzı dolu bir şekilde:

-Ho bon sono onotmoşom dofno kosoro bo..

Elimle ağzını kapatıp:

-Allah aşkına açıklama yapma. Yüzüm gözüm kek püskürüğü oldu. Zaten sana sinirliyim!Gece gece sıcacık yatağımdan çıkarttın beni. Birde ağzında yemek varken konuşunca.. Boğasım geliyor seni boğasım! 

İllallah dileyerek içeri geçtim.








GİZLİ HOŞLANTI?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin