# Striptiz #

551 24 0
                                    

Çalan telefonun alarmını hızla kapattı Haneul.  Asla  çabucak uykuya dalamazdı, bu yüzden de şuanda dikiş makinasında Lana Del Rey- Summertime Sadness şarkısı eşliğinde Taeminin yırtılan pantolonunu dikiyordu. O sırada telefonundan mesaj geldiğini belirten ses duyuldu. Telefonu eline aldı ve mesaj kısmına girdi. *Muhtemelen sadistlerin efendisi mesaj atmıştır * diye düşündü. Ona göre Minho' nun varlığı bile kendisine işkence ediyordu. Doğru tahmin etmişti, numara tanıdık değildi. Mesajda yazan ölçüleri deri kaplamalı not defterine kaydetti. Kostümleri düzeltikten sonra askıya astı ve kıyafet koruyucularının içine özenle yerleştirdi. Daha sonra odasına gitti ve hazırlandı. Onun meziyeti buydu herkese güçlü görünmek ve basit bir fahişe gibi erkeklerle birlikte olmak. Sevgisiz yaşamak!

~#$#$#$#$#$#$#$#$#$#$#$~

Bardan içeri girdiğinde ağır içki kokusu başını döndürmeye yetmişti. Burası kadınların rahatça striptiz yaparak erkeklere vücutlarını sergilediği bir yerdi. İnsanların rahatsız taburelerde oturduğu davet masalarından birine geçti. Etraf insanlara içki servisi yapan podyumdan fırlamış manken edalı adamdan en ağır içkiyi istedi. Adam kızın isteğine karşın şaşırsada başıyla onaylayıp içki şişesi ve bardak getirdi. Tam şişedeki içkiyi bardağa koyup giderken Haneul adamı durdurdu.

"Şişeyi bırak."

"Emin misiniz ?"

"Yess."

"Oh pekala." Dedi adam, şişeyi masaya bırakıp gitti.

Haneul bir bardak, iki bardak, üç bardak derken sarhoş olmuştu. Oturduğu tabureden kalktı vemasaya tutunarak hareketli müzikle sallanmaya başladı. Sonra o gürültüde masadaki telefonunun ışığının yanıp söndüğünü fark etti. Çift gördü için telefonu bulması kolay olmasada sonunda bulmuştu. Ekrana baktı. Çift şekilde Amber ismi yazılıydı. Ortadaki parlak ekranı yeşile sürükledi.

"Abla nerdesin sen ya? Başına bir şey mi geldi ? Saatlerdir arıyorum açmıyorsun.

"Am - ber. " Dedi kulağını parmağıyla tıkarken.

"Şim-di konuşş."

"Abla nerdesin sen ? Bu gürültüde ne ?"

"Hımm bardayımm."

"Ne ?"

"Bardayımm diyorum."

"Tanrım! Hangi bardasın seni alması için birini yolayacağım."

"Secret Desire adlı bir bar."

"Sakın o direklerden birine çıkayım deme abla. Gebertirim seni."

"Hey, hey, hey küçük kardeşim beni tehdit ediyor he. Senin o kısa saçlarını tıra ş edeyim küçük bayan. Şimdi izninle sergilemem gereken bir gösteri var."

"Abla , abla sakın yap-" Amber cümlesini tamamlayamadan Haneul telefonu kapattı. Dudaklarındaki çilekli ruju yaladı ve yavaşça sahne görevlisine ilerledi. Adama dans etmek istediğini söyledi. Adam Haneul'ı süsdükten sonra

"Tamam, ama beklemeniz gerek bayan."

"Oh tamam, beklerim." Dedi ve masasına ilerledi. İçki şişesindeki tüm alkolu bardağa boşaltı. Sonunda sahnedeki kadın eşyalarını toplayıp sahneden indiğinde anons yapıldı.

"Evet, şimdi sizin için güzel bir bayan dans edecek hazır mısınız millet ?"

Herkes holigan gini bir ağızdan hazırız dediğinde Haneul ağır adımlarla sahneye yaklaştı. Demin konuştuğu sahne görevlisi ona bir maske uzattı. Hani şu balolarda takılanlarından. Haneul maskeyi taktı ve sahneye çıktı. (Beyonce- video phone'yi açın) Şarkıyla beraber vücudunun her kıvrımını belli edecek şekilde dans etmeye başladı. Yavaş yavaş direğe sardı kendini. Sonra sırtını soğuk direğe dayayıp aşağıya doğru indi.

Yaklaşık yarım saatin ardından üzerinde sadece siyah iç çamaşırları kalmıştı. Salona göz attı. Herkes adeta aç o lanet kopçayı diye gözleriyle bağırıyordu. Tehlikeli bir şekilde gülümsedi salondakilere Haneul.  Sonra öndeki sütyen kopçasına gitti eli. Tam açacak iken üzerine biri uzun hırkasını giydirdi. Hırkanın kollarınıysa deli gömleği gibi bağladı. Haneul ne olduğunu anlamadan saçlarından dışarıya sürüklenmeye başladı. Bunu kimin yaptığını bilmiyordu hele bir yüzünü görse suratını dağatacaktı.

'Ya- ya- ya canım acıyoo bee bı- raksanaa." Sonunda saçlarındaki el geri çekildiğide kafasını bağlı koluyla kaşıdı. Gerçekten acımıştı. Kim olduğunu bilmeden bağırmaya başladı karşısındaki kişiye.

"Sen kimsin yaa ? Neyin kafasını yaşıon."

"Ayakta bile duramıyorsun." Bir an bekledi, sesi tanımıştı.

"Oooooo Sadist bey sen miydin? "

"Aişşh ,cidden ne yapmaya geldin buraya ?"

"Hımm , eğlenmeye."

"Eğlenmek mi? Ben gelmesem.."

"Evet sen gelmesen bu gece o bardan bir p*ç ile ayrılacaktım."

"Birde söylüyor musun ? Resmen orada fahişe gibiydin." Haneul bu sözler üzerine titredi ve Minho' ya tokat attı.

"Bu seni ilgilendirmez. Beni kurtaracak kişi sen değilsin. " Dedi ve yürümeye başladı.

Nefes alamıyordu. Kalbi sıkışıyordu. Neden kurtarmıyordu ki beklediği adam onu ?

Bir anda yürürken ayakları yerden uzaklaştı. Biri onu kucağına aldı ve yürümeye başladı. Haneul ne kadar çırpınsada kurtulamadı, adam güçlüydü. Yüzüne baktı Minho idi . Bu adamdan kurtuluş yokmuydu. Neden her defasında o olmak zorundaydı karşısına çıkan? Haneul ondan uzak durmaya çalıştıkça neden daha da yakınında buluyordu onu. Ve kalbi o demin kendisine hakaret ederken neden çarpmayı kesmişti. Aşk. Bu aşk olamazdı değil mi ? Haneul daha önce aşık olmamıştı ve bu Adama da olmayacaktı.

Çift KişilikliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin