Kızlar SM binasından çıktıktan sonra en yakın taksi durağını aramışlardı. Gelen iki taksiden birine Sulli, Luna ve Victoria binerken, diğer taksiye Krystal, Amber ve Haneul binmişti. " Evet bayanlar nereye gidiyoruz? "
" Namsan Parkı. "
" Pekala en kısa zamanda oradayız bayanlar. "
" Saol Ajusshi. " Diye çıkıştı Amber.
" Unni annem çok kızacak biliyorsun değil mi? "
" Biliyorum, zaten azar yiyeceğim bari geçerli bir nedeni olsun. "
" Unni bu kadar umursamaz olmak zorunda mısın? "
" Bunu evde konuşalım amber olur mu? "
" Tamam. " Ortamda garip bir gerginlik havası oluşmuştu. Zaten hep böyleydi iki kardeş ne zaman bir araya gelse Haneul illa bir gerginlik yaratırdı. O yüzden ailesinden uzak durmuştu hep. Çünkü amber'ı deli gibi kıskanıyordu! Yıllardır onun göremediği ilgiyi, şefkati o görmüştü hep. Sahi hangi ara böyle olmuştu, hatırladı babası onları terk edip annesi Çinli bir herifle evlendiğinde bu hale gelmişti. Sonra amber girmişti hayatına, annesinin evlendiği adamın kızı. Ufakken saçlarını ördüğü küçük kız.
" Buyrun geldik. " Sesiyle irkildi genç kız. "
"Buyrun paranız. " Diyerek adama gereken miktarın çok üzerinde bir para verdi. Kapıyı açıp çıktı. Taksi şoförü arkasından bağırdığında durdu. "Efendim verdiğiniz para çok fazla, üstünü unuttunuz. "
" Üstü kalsın. " Dedi ve çoktan inmiş olan diğer kızların yanına ilerledi. "Evet bayanlar şimdi gidip bir kaç kilit alalım ve asalım."
"Pekala madem geldik, dilek tutalım. " Dedi en küçükleri sulli. Kilit dükkanına girdiler ve kişi başına ikişer tane kilit seçtiler. Haneul hariç o sadece bir kilit seçti. Kalemde aldıktan sonra kızlar ceplerinden paraları çıkartırken Haneul ters bir bakış attı.
"Sokun o paraları cebinize. "
" Ama unni - "
" Amber onlara benden hiç bahsetmedin değil mi? "
" Aslında bahsettim ama iyi dinlememişler sanırım beni. " Dedi sonra arkadaşlarına dönüp kızlara Haneul'ın bir özelliğini söyledi. "Kızlar ablam arkadaşlarına para ödetmeyi sevmez, ama bana gelince cimridir. "
" Eee. " Diyerek dil çıkardı Haneul kız kardeşine. Sonra kasadaki kadına parayı uzattı. Dükkandan çıktıktan sonra kızlar ellerindeki kalemlerle dileklerini yazdılar kilitlere. Haneul da onlar gibi yaptı ve dileğini yazdı. * Doğru zaman, doğru kişi * Ve demir korkuluklardan birine astı." Hadi şehiri izleyelim." Krystal sevinçle söylediğinde hepsi onayladı.Dürbün'ün yanına gidip manzaranın keyfini çıkartılar. Seul her haliyle güzeldi Haneul'a göre. Sonra han nehrine gitme kararı alıp teleferikle aşağı indiler. Han nehrine gidip gezmek gibisi yoktu. Onlarda böyle düşünüp soluğu Han nehrinde almışlardı.
" Vaoow bu balık harika. " Dedi neşeli bir şekilde genç kız. Bütün günün yorgunluğunu alıp götürmüştü sanki elindeki balık ekmek ve karşısındaki manzara.
"Bu havayı özlemişim."
Diye mırıldandı.
"Unni dünyaca ünlü sanatçıların modacılığını yaptığın doğru mu? "
"Hımm doğru."
"Bu harika olmalı."
"Yaa ne demezsin o etten elbiseyi dikicem diye kıçımı yırttım ama sonuç, ödül bana değil başkasına gitti."
