Yaklaşık iki buçuk ay önce çok tehlikeli bir şey yaptım,annemi takip ettim. Onu hastaneye kadar takip edip doktorun odasını dinledim.
"Maalesef kansersiniz "
"Önceki gittiğim doktor zaten bundan şüphe duymuştu"
Evle hastane arasında pek bir mesafe yoktu. Haberi duyar duymaz gözyaşlarım kendini bıraktı,ayaklarımdan bir kuvvet beni ittirdi.
Koşarken acımasız olan insanlara inşallah çarpmışımdır düşüncesiyle iyice hızlandım eve geldiğimde oda beni kendine çekti. Kapıyı hızlıca eşyaların yüzüne kapattım.
20 dk boyunca gözlerimi kapatıp mutluluğun resmini çizdim ama bu imkansız bir resimdi...Kapı çalmıştı hızlı adımlarla elimi kapının tokmağına uzattım,annemin gözleri hafif kızarıktı,ağlamıştı o sırada aklıma denk geldi gözlerimin kızarıklığından ağladığımı anlarsa diye pinpiriklendim aklıma zekice bir fikir gelmiştı. Elimi bir dolaba sürtüp kanatmak hızlıca yandaki çekmecenin kenarına elimi kaydırdım. kanın ıslaklığı tüylerimi ürpertti.
"Ne oldu anne"
"Önemli değil boğazım ağrıyordu ilaç yazdırmaya gittim."
"Pekii"
"Ağladın mı?"
"Elimi kestim"
"Göster"
Elimi yavaşca ona doğru uzattım,
"Bez getirir misin"
Duraklamıştım. Niyeydi ben de çözememiştim.
"Ya da ben getireyim"
"Turuncu bir bezle elimi sapa sardı damarlarım acı içinde kıvranıyordu.
"Tokanı çıkart"
Boşta olan elimi kafama doğru götürüp tokayı çıkarttım.
Elime yavaşca tokayı iki kez döndürüp geçirdi.
"Oldu"
"Teşekkürler"
Elindeki poşeti yandaki elimi kestiğim çekmecenin içerisine koydu. Hızlıca oturma odasına doğru geçti,aklı sıra beni kandırmak için eczaneden ilaç almıştı.
Beni salak yerine koymaktan bıkmamıştı,sanki ben sütten çıkmış ak kaşıktım onun gözünde. Odama gidip yorganı üzerime çekerek bütün dünyayı kararttım gözümde...
***
Yaklaşık okulların açılmasına dokuz gün vardı. Birden kapı çaldı,
Kapıya doğru orta hızla yöneldim. Annem tokmağı döndürdü. Kapıda yine o adam vardı,bu sefer manzara daha değişikti
Kumral saçlı,ela gôzlü,buğday tenli bir erkek çocuğu. Çok yaramaz bir tipe benziyordu.
"Haydi çocuklar siz oynamaya gidin"
Koşarak odamın yerini biliyormuş gibi odama hızlıca odamın yerini el koydu.
Çocuk bana elini uzatıp
"Merhaba ben Ateş senin adını biliyorum söylemene gerek yok.
"Ukala"
Tabii bunları içimden söylemiştim
Elini sıktım,bıkkın bir şekilde
"Tanıştığımıza memmun oldum"
Aslında olmamıştım
Onunla ilgili bu düşünceler geçtikten sonra sanki beni yıllardır tanıyormuş gibi şefkatle kendini tanıtmaya başladı.
Hemen hızlıca suskun olma seçeneğini eliyle ittirip benimle sohbet etmeye başladı.
Evet,galiba iyi biriydi.
"İşte bu kadar"
beynim yanıp kül olmuş bir halde gôzlerimden aktı akacaktı.
"Ha bu arada bu sene aynı sınıfta ve aynı okuldayız"
"Gidiyoruz Ateş"
"Görüşürüz"
"Görüşürüz"
Diyerk yine koşmaya başladı. Mutlu olmuştum çünkü hayatımda ilk kez arkadaşım olmuştu.
***
Evet bu gün büyük gündü tekrardan Ateşi görecektim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Boyu Mücadele
Genç Kurguo pamukşeker ne bilmez. o oyuncak bebek nedir bilmez. O sadece kaybedişi bilir... Dikkat dikkat!Petek kırmızı adlı kişi hapisten kaçmıştır...