3A-7-

71 4 0
                                    

(Zehra ve Elbisesi)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Zehra ve Elbisesi)

(Masal'ın Elbisesi)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Masal'ın Elbisesi)

(Hira'nın Elbisesi)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Hira'nın Elbisesi)

(Hira'nın Elbisesi)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Mert'in annesi)

(Zehra'nın annesi ve babası♥️)Zehra: "Sen neden mezuniyete gelmiyorsun bahar şenliğinden eve gidecek okula tabi kep atma olucak mezuniyet kutlamasında ondan sonra

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Zehra'nın annesi ve babası♥️)
Zehra: "Sen neden mezuniyete gelmiyorsun bahar şenliğinden eve gidecek okula tabi kep atma olucak mezuniyet kutlamasında ondan sonra."
Mert: "Gelmeyeceğimi nerden biliyorsun?" Dedi alaycı ve tatlı ama o beni hem şaşırtıp hem delirten gülüşüyle bana baktı.
Zehra:Eee bu nasıl oldu sen gelmeyeceğim demiştin. Kızların bu haftaki dedikodu konuları bile bu.
Oda anlatmaya başladı,
Mert: Yani ben simdi çok yakışıklı olduğum için.
Zehra: Meert!
Mert: "Tamam tamam işte ben çok yakışıklı, karizmatik, zeki yani süper biri olduğum için kızlar beni dens ne ayırmaya çalışıyorlardı. Mezuniyete onları ben götüreyim diye sabahtan akşama kadar başımın etini yemeye başladılar bende bu yalanı uydurdum."
Ben kahkahayı bastım, herkes bize baktı. Bende gülen bir maymun gibi tepinmemek için tüm kaslarımı kastım ve hafifçe güldüm.
Zehra:"İyi bari senin tabirinle bu süper çocuğu bir kapmışım şanslıyım."
Mert:"Tamam o zaman bahar şenliğine  seni ben alıp götürücem ben zaten hazır gelicem bahar şenliğine sende hazırlanırsın evde beraber mezuniyet kutlamasına geçeriz."
Zehra:"Tamam hadi kalkalım görüşürüz."
Mert:Sevgilim dur hava karardı seni ben bırakırım atla arabaya."
Zehra:"Tamam hadi yola çıkalım geç oldu, hemen eve gidelim."
Beni eve bıraktı, inerken gözlerimin içine baktı ikimizinde gözleri parlıyordu. Ben tam eve girerken,
Mert:"Sana bir sürprizim olacak." Diye bağırdı.
Ben bunun merakıyla günlerce bekledim. Mert ise ağzından enn uçak bir ipucu bile vermiyordu. En sonunda büyük gün geldi. Sabahtan okula gittik. Bahar şenliği oldu, kep atma yapıldı Mert'i mezuniyete giderken gören "kızlar hani sen gelmiyordun." Dediler. Mert ise "Ben bu meleği sizin gibi şeytanların arasında bırakacak kadar kötü bir insan mıyım? Bence değilim o zaman sorgulamayın." Dedi. Kızlarda kızarıp oflayarak gittiler. İlk önce teşekkürler, hocalarla sohbet, kopmalı şarkılar, sonra pasta kurabiye falan yenildi sonlara doğru vice müziği çaldı. Mert beni kaldırmak için eliyle hamle yaptı,
Mert:"Bu günün ve bana göre her günümün prensesi insanların gözleri senin ışığından kör olmayacaksa eğer bana bu dansı lütfeder misin?" Diye sordu. Ben bu iltifatı duyunca içinden vay be işte benim sevgilim kıskanın dedim kendi kendime.
Zehra:"Hocalar var ne yapıyorsun??"
Mert ise umursamaz bir tavırla eliyle yaptığı hamleyi yineledi. Bende arkadaşlarımın ve Mert'in ısrarları üzerine dansa kalktık. Koca salonda tek dansa biz kalkmıştık. Dans bitmek üzereydi birden orta alanı gösteren büyük göz kamaştırıcı ışık sadece Mert ile beni dansımı gösterecek hale gelmişti. Tam müzik biti ve kafamızdan aşağı gül yaprakları döküldü. Ondan sonra ise Mert diz çöktü cebindeki içinde tektaş olan kırmızı asıl ve sık kutuyu çıkardı, kapağını açtı ben o büyüklükteki tektaşı görünce zihnimden acaba kafan mı büyük tektaş mı diye bir fikir geçirdim.      
Hemen silkelenip o anki anbiyasa döndüm.
Mert:"Bana hayatımın anlamı bir ömür beraber yaşlanmaya hatta cennette dahi beraber olmaya varlığınla hayatıma renk katmaya, benimle evlenmeye ne dersin."dedi.
Ben o an bir Mert'e bir hocalara, bir arkadaşlarıma baktım. Kalbim oyle hızlı atıyordu ki sanki yerinden çıkacaktı. Bana gelen bu 3 saniyelik acayip duygu patlamasından kalp çarpıntısından kurtulup,
Zehra:"Evet ben seninle ölmeye evet derken sen bir ömür yaşamayı teklif ediyorsun, evet evet evet evet evet evet!!"
Dedim ve Mert yüzüğü parmağına taktı ve o an bir alkış tufanı koptu. Müdürümüzde ayağa kalktı "istemeye de gelirsiniz bize." Dedi.
Mert:"Gelmez miyim hocam geliriz tabi." Dedi ve kedi videosu izleyen 5-10 yas arası çocuklar gibi gülme ve kahkaha şerri geldi. Mert'e sarıldım oda beni döndürdü.
2 Hafta Sonra
Zehra:"Kızlar kıyafetler, makyaj hazır. Ben şu an tamamım hadi sizde hazırlanın.
Hira:"Tamam giyindik işte makyajımız var bitek."
Masal:"Şu aylaynırıda süreyim tamam ehmede hazırım. Gel bakayım, senin ruhunu süreyim tamaam Hira'da hazır."
Zehra:"Kızlar ben çok heyecanlıyım kalbim arap ati misali hızlı, hızlı atıyor. Ay! Kapı çaldı geldiler, geldiler kızlar iyiyim dimi kıyafetim düzgün mü? Diğer kıyafetim daha mi iyiydi? Makyaj fazla mı oldu?"
Hira:"Derin bir nefes al ve sakin ol"
Zehra:(Derin bir nefes alarak) "Tamam hadj kapıyı m açalım, kapıda kaldılar."
Tak-tak-tak-tak
Zehra:"Geldim!" Kapıyı açtım. "Hoşgeldiniz efendim, hoşgeldiniz hocam." Ve en son olarak elinde çiçek ve çikolata bulunan Mert beye hoşgeldin canım (tabi kısık sesle) içeriye geçildi.
Kızlar-Ailem:
Hoşgeldiniz , nasılsınız, iyi misiniz, çoluk çocuk nasıl, biz iyiyiz Allah'A şükür (vesaire konuşmalar oldu) sonra ben,
Zehra:"Kahvelerinizi nasıl alırsınız?"
Herkes:"Orta lütfen (biz mutfakta geçtik ve kahveleri yaptık.)
Mert'in kahvesine yumurta koyduk, tuz koyduk, yağ, salca koyduk.
Zehra:"Kızlar abarttınız yemek oldu."
Hira-Masal:"Yok, yok iyi hadi sen kahveleri götür."(içeri gider)
Zehra:Buyrun, buyrun (ve en son Mert'e) buyur (ve ardından bir tebessüm) Sonra Mert'in babası öldüğü için bizim fakültenin müdürü evlilik teklifinde dediği gibi dediki.
Hoca: "Allah'in emri, Peygamberin kavli ile kızımız Zehra'yı oğlumuz Mert'e isteriz."
Babam:"Gençler kendi aralarında konuşmuş anlaşmışlar birbirlerini sevmişler. Bizede evet demek destek olmak düşer."(O an alkış gülme ve hayırlı olsun sesleri geldi ve ben babamın olduğu yerde rahatca Mert'e sarıldım.(!))
Ve utancımdan kıpkırmızı oldum.


3 arkadaşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin