Kulaklarımda sanki birisi davul çalıyor birden titreme geldi ardından “PAAATT” noluyor diyerek yataktan kalkacaktım ki gözlerimi açamadım sanki birbirine yapışmıştı yataktan kalkamadım orada oturmuş gözlerimin açılması için bir işaret bekliyordum sanki , gözlerim açmaya çalışıyordum ama yenilgiye uğruyordum gözlerim acımaya başlamıştı orada kala kaldım.
Gözlerimi zorlukla araladım aynada kendime baktım göz altı torbalarım şişmiş , saçları dağınık , gözlerim bulanık aptalca aynada kendime baktım , yavaşça ayağa kalktım kapıya doğru ilerlemeye çalıştım ama gözlerim hem acıyor hemde etrafı bulanık görüyorum , güçlükle lavaboya doğru ilerledim hızlıca suyu açıp yüzümü birkaç kere yıkadım.
“Oooh bee…” Gözlerim hiç açamayacağım sandım , sanırım kendime gelmiştim ağır adımlarla odama doğru yürüyordum , kapıya yaklaştım ve yerde cam kırığı gördüm , hızlıca kapıdan içeri girdim saatim , bütün parçaları oraya buraya dağılmış annemin bana doğum gününde aldığı saat görünce o kadar çok üzüldüm ki , annem saati burada göremeyince eminim çok üzülecek , en iyisi bu gün bu saatin aynısından bulabilirsem gidip hemen alıyım , ama saatim nasıl düştü ? düştüğünde sesini duyardım…
Galiba uyurken hem çalıp hemde titrediği için titrerken düşmüş olmalı , demekki uyurken duyduğum o davul sesi değil saatimin sesiymiş , annem uyurken bende üstüme bir şeyler giyip geziyim belki saatin aynısından bulurum altıma açık lekeli kot pantolonumu üstüme yeşil mavi t-shirt’ümü giydim ve evden çıktım.
Hava çok güzel , güneş muhteşem bir şekilde parlarken bende sahile doğru adımlarımı atıyordum , dışarı çıkar çıkmaz sahile gitmek bende alışkanlık olmuş , ama o denizin sesi beni o kadar çok rahatlatıyor ki oraya gitmeyeceğimde ne yapacağım.
Sahilde denizin sesiyle birlikte yürürken çay bahçesinin önündeki bankta oturan bir kız gördüm , Nil sandım ama Nil kahverengi saçlı değildi ve bu kızın saçları çok güzel parlıyordu.
Ağır ağır ilerledim bankın bir uçunda oturuyordu , benim yaşlarımda bir kız , yüzü ve saçları o kadar güzeldi ki banka vardım ve diğer ucuna ben oturdum , etrafta ağır bir sessizlik oluştu ellerimi bankın arkasına attım rahatça oturup denizi , yoldan geçenleri kısacası etrafımı izliyordum , aslında izlemiyordum sadece kıza odaklandım denizin sesini bile duymuyordum belki bir şey söylerde konuşuruz , açıkcası kim olduğu çok merak etmiştim.
Kahverengi kıvırcık uzun saçları o kadar güzel parlıyordu ki , denize doğru bakarak “Saçlar güzelmiş” dedim güneşin gözlerimi kamaştırmasıyla , birden kafasını bana doğru çevirdi bende yavaşça ona baktım “Anlamadım” dedi hafif bir ses tonuyla , gerçekten anlamamışmıydı yoksa anlamamazlıktan mı geliyor “Saçların diyorum çok güzeller” dedikten sonra tebessümle denize baktım . “Aaah önemi varki ben saçlarımın hala olduğuna şükrediyorum” dedi . Sanırım bu lafı anlamakta güçlük çektim ama fazla ilerletmeden “Ben saat alacağım , benimle gelmek ister misin ?” diye sordum ve “Bunun için mi geldin yani buraya” şaşkın şaşkın kıza bakarken “Ha-hayır tabiî ki biz her zaman buraya geliriz , evden çıktığımızda çoğunlukla burada , bu bankta buluruz kendimizi , yani arkadaşlarımla birlikte” dedim ve ayağa kalktım , pantolonumu çektim ve banktan ağır adımlarla ayrıldım ağır adımlarla ayrıldım çünkü belki arkadan gelir diye düşündüm , ama ya gelmezse ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CESUR OL
Teen FictionNe olursa olsun hayatın zorluklarıyla mücadele etmeye calışan , kimsenin onun önüne geçmesine izin vermeyen , Arkadaşlarının sürekli yanında ve onlara sahip çıkan bir çocuk.