Yorum istiyorum azcık yabıverin, çok merak ediyorum düşüncelerinizi😙🎈
"Jimin, Yoseob'un elini sakın bırakma. Kaybedersen gebertirim seni!"
Jungkook bilmem kaçıncı kez arkamdan bağırdığında gözlerimi yeniden devirmiş, kollarımın arasındaki oğlumu sıkıca sarmıştım. Biricik eşimin bana olan yüksek(!) güveni gözlerimi yaşartıyordu, sırf o dinlensin -daha doğrusu daha fazla sıyırmasın- diye Yoseob'la ben ilgileniyordum birkaç gündür. Öte yandan ilgilenmeye başladığım günden beri Jungkook tam bir kontrol manyağı gibi davranıyor, kaç yıldır üstlendiğim ve çok severek yaptığım babalığı bana öğretmeye çalışıyordu. İşte bu da sinir bozucu olan kısımdı.
"Babiş!"
Yoseob minik, tombul ellerini yanaklarıma koymuş ve sıkıca bastırmıştı. Dolgun dudaklarım öne doğru büzülünce bana doğru eğilmiş, minik bir öpücük vermişti. Oğlumun bu sevgi dolu pıtırcık halleri beni delirtiyor, etrafta deliler gibi koşarken ben bir babayım diye bağırmak istiyordum.
"Bebeğim bir şey mi istiyorsun?"
"Babiş mucuk!"
Tanrı şahidim olsun ki ağlayacaktım şimdi. Aşırı sevgi ve mutlulukla dolmaktan oturup ağlayacaktım gerçekten.
"Eğer bebeğim bir öpücük istiyorsa markette babişi üzmemeli, anlaştık mı?"
Ufak işaret parmağını dudaklarının arasına almış, iri gözlerini açarak yüzüme bakıyordu. Yaramazlık yapamayacağını anlamıştı ve ne tür şirinlikler yapıp bu durumdan kurtulurum diye düşünüyordu. Buna adımın Jimin olduğu kadar emindim.
Neden bilmiyordum ancak Yoseob marketleri, parklardan daha çok seviyordu. Reyonların arasında gezinip duruyor, hatta bazen oyuncak standı görürse gidip standa oturuyordu. Eh, o bu kadar sevimli davranınca bizim içimizden de kızmal gelmiyordu. Çok çabuk yumuşuyorduk ve biricik oğlumuz da bunu uzun zamandır farkındaydı. Sevimliliğini kullanmaktan asla çekinmiyordu kerata.
"Eğer Yoşob, babişi üzmezse babiş ona oyuncak alır."
"Evde yeterince oyuncağımız var bebeğim."
"Çuyuta alır mı?"
"Jungkook baban beni öldürür."
Göz kapaklarını art arda hızlıca birkaç kez kırpmış, suratıma bön bön bakıyordu. Dediğimden bir şey anlamadığını biliyordum. Bunun yanı sıra dediğimde haklıydım. Çünkü bir kere çikolata yedirmiştim ve Jungkook bir hafta boyunca bana eziyet etmişti. Özellikle de yatak odamızdaki koltukla oldukça yakınlaşmıştım, duygusal bir bağ kurmuştum.
"Babiş gelmedik mi?"
"Az kaldı bebeğim."
Daha fazla bir şey demeden başını omzuma yaslamış, markete varana dek tek bir şey dememişti. Yaramazdı fakat çoğu zamanda da usluydu. Zaten Jungkook ve benim oğlumun normal bir birey olmasını beklemek tuhaf olurdu.
Nihayet marketten içeri girdiğimizde Yoseob ellerini büyük bir sevinçle çırpmış, alışveriş arabalarını işaret edip durmuştu. Yani aniden bir yerden Jungkook'un çıkacağından şüphe duymuyor değildim ancak oğlum mutlu olsun diye kocamdan dayak yemeyi göze alabilirdim galiba. İşte tam da bu yüzden bir alışveriş arabası alıp biriciğimi içine bindirdim.
Reyonlar arasında geziniyor, Jungkook'un hazırladığı listeye bakarak ihtiyaçları alıyordum. Yoseob ise kendi kendine konuşuyor ve kahkahalar atıyordu. Birkaç kişi oğluma dikkatli bakıp gülümsediğinde kıskanmıştım. Jungkook'tan sonra paylaşamadığım bir diğer insan kesinlikle oğlumdu.
"Babiş, Yoşob istiyor çuyuta."
"Çok mu istiyorsun?"
Artık pes edip sormuştum. Bebeğim ise hevesle başını hızlıca sallamış, ellerini birbirlerine kenetleyerek çenesinin altına koymuştu. Bir de o dudaklarını büzmesi yok muydu?! Kalp falan kalmamıştı işte bende! Aynı Jungkook babasına çekmişti, beni nasıl ele geçireceklerini iyi biliyorlardı.
"Pekâlâ, alıyorum ama çok yemek yok. Söz mü?"
"Tabi babiş!"
Yeteri kadar çikolata aldığımdan emin olduktan sonra tekrar listeye bakmış, aldıklarımı tek tek kontrol etmiştim.
"Jimin?"
Duyduğum ince ve tanıdık sese başta tepki vermek istememiştim ancak karşıma geçtiğinde böyle kaçamayacağımı da anlamıştım.
"Vay canına, uzun zaman oldu. Baya uzun."
"Merhaba Yoona."
"Bu küçük adam da kim? Ne kadar da sevimli!"
Yoseob bir bana, bir de hemen karşısındaki Yoona'ya bakıyordu. Tanrı'ya dua etmeye başlayacaktım şimdi marketin ortasında.
"Oğlum. Daha doğrusu Jungkook ve benim oğlum."
"Ah, ben... Anladım."
Yüzüne yansıyan hayal kırıklığı beni daha çok germişti. Bir an önce bu gereksiz karşılaşmanın son bulmasını ve eve dönüp eşime sımsıkı sarılmayı istiyordum.
"Karşılaştığıma memnun oldum. Jungkook'a selam söyle. İyi akşamlar."
Yanımdan öylece geçip gittiğinde ona baktım. Oldukça güzelleşmişti, kesinlikle farklı yönde bir düşüncem yoktu. Çünkü ben Jungkook'a her gün, her saat aşık oluyordum. Öte yandan Yoona da hiç değişmemişti neredeyse. Sadece daha olgun duruyordu. Açıkçası hayatında onu yeniden mutlu edecek birilerinin olmasını dilemiştim. Çünkü özünde kötü bir insan değildi aslında. Sevgili olduğumuz dönemde bana oldukça yardımı dokunmuştu kötü anlarımda. Gerçi Yoona'ya minnet duyma sebebim tamamiyle Jungkook'tu doğruyu söylemem gerekirse. Yoona olmasaydı büyük bir ihtimalle Jungkook'a olan hislerimi anlamayacaktım bile.
"Babiş, o teyze kim?"
"Yoseob, babiş sana iki çikolata daha alacak ve sen bu teyzeyi diğer babişe söylemeyeceksin. Bunu ben yapacağım, tamam mı?"
"Üç çuyuta olursa tamam."
İki parmağını gösterip üç dediğini bilmediğini farkındaydım ancak onu bozmadan arabaya üç tane daha çikolata attım ve listenin tamamlandığını fark ettiğim an kasaya doğru yöneldim. Eve hemen gitmeli ve Jungkook'u delirtmeden her şeyi güzelce anlatmalıydım. Umarım kanepe ile yeniden bağ kurmak zorunda kalmazdım.
Dıptıs dıptıs hey heeeeeeeeey kfkdjdkdkskd Ulen ne şirin baba olur bunlardan be HEY YAVRUM HEY KALKTI XKCMMZMCÖCÖDG
Neyse Jimin'in, Yoona hakkındaki minnet ve iyi düşünceleri için sakın çemkirmeyin zkxmzm Sonuçta 3 yıllık bir ilişkileri vardı ve Jimin'ciğimiz de iyi bir insan olduğundan her şeyi silip atamıyor ancak biricik ve tek aşkı Jungkook FAV TABİ BUNLAR BİZİM İÇİN
Neyse efenim umarım sevmişsinizdir bölümü, öptüm sizi gidiyorum ben
Sizi çok seviyom, görüşürüz 💜
![](https://img.wattpad.com/cover/125557617-288-k628385.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Let's be friends°JiKook
Fanficjjk.97: Telefonumu neden aldın bilmiyorum ama hemen geri getirsen iyi olur!