ikizler 8. sınıfta

14 1 0
                                    

8. Sınıf öğrencileri oldular büyüdüler okul döneminde hep başarılı oldular, hep başarıyla tamamladılar.
Sınıfın ilk günü Ateş Afra yı bekliyordu ona açılacaktı en sonunda bütün duygularını anlatacaktı ona, Afra sınıfa girdi Ateşe heycan bastı o an ve ne yapacağını bilemedi
Ateş;
Nasılsın Afra görmeyeli özledim. Afra'nın umrunda bile değildi çünkü Afra değişti
Afra;
İyiyim Ateş şimdi izin verde yerime geçeyim he bu arada bende seni çok özledim. Ateş bu sözüne çok sevindi kendisini sevdiğini düşündü ve elini yüzünü yıkamak için lavaboya gitti
Güneş;
Afra sadece ateşi değil bütün erkekleri özlüyor
Afra;
Senin benle ne alıp veremediğin var
Güneş;
Ben senden alacağımı aldım senden sadece tek bir isteğim şu lanet duygularında samimi ol
Soğukan;
Güneş bırak şunu. Dedi ve kulağına "Ateş üzülmesini istemiyorum Güneş anla beni o benim kardeşim şu lanet Kaltağı unutsun istiyorum"
Güneş ;
Oda olacak merak etme Ateş'e göre bi kız değil bu. Ateş sınıfa girer, ders zili çalar hoca sınıfa girer, ve yanında yeni bir öğrenciyle gelir adı Karahan siyah saçlı siyah gözlü beyaz tenli havalı bir tip
Hoca;
Boş yere oturabilirsin. Tam güneşin yanına oturacakken Afra hafif tebessümle çantasını yanına alır ve ona yer verir Karahan Afra'nın yanına oturur bunu gören Ateş sinirlenir. Ders sırasında konuşmaları Ateş'i rahatsız eder Afra çok değişmişti sürekli başka sınıftakilerle sataşıyor ve sürekli iğrenç eşek şakaları yapıyor Soğukan sürekli içinden "öyle iğrenç karakterli bir kızın bizim aramızda ne işi var" diye geçiriyor içinden tenefüs zili çalmıştı Soğukan Ateş'le ilgileniyor Ateş ise onu tersliyordu çünkü Afra Karahan'la ilgileniyor onunla beraber dışarı çıkıp milleti rahatsız ediyor Karahan'la arkadaş olduklarına çok kıskanıyordu Ateş
Soğukan;
Ateş gel senle kantinde kahve içelim
Ateş;
Kendin içemiyor musun git başımdan hocanın yazdırdığı konuyu çalışıcam sende ne yaparsan yap. Soğukan sinirlenerek
Bişey diyebilirmiyim
Ateş;
De ne var!
Soğukan;
Sen dersi Afra yuzunden dinleyemedin ders boyu Karahan'la sohbetini dinledin bide sanki bunların sebebi benmişim gibi bana tavır yapıyorsun
Ateş;
Eeeh yeter be Afra da Afra bi dilinden düşmedi
Soğukan;
Seninde bu kaltak aklından düşmedi senle daha fazla tartışmayacam gidiyorum
Güneş;
Fazla üzerine gitmedin mi?
Soğukan;
Gitsemde aynı gitmesemde adam sevicem diyor başka birşey demiyor
Güneş;
Sademi
Soğukan;
Ne Sademi lan
Güneş;
Kahve diyorum
Soğukan;
Keyifmi kaldı içmiyorum. Ders zili çalmıştı son derse kadar soğukan'ın ağzını bıçak açmadı Güneş'in morali bozuk, Ateş Afra'yı düşünüyor....
Ders bitmişti soğukan ve Ateş evdelerdi Ateş morali bozuk odasına kapandı soğukan bir süre sonra yanına gitmeye karar verdi hızlıca kapıyı açarak
Soğukan;
Bu ne aşkmış ya lan, Ateş bak kardeşim
Ateş;
Ne o öğütmü vericeksin bu öğüdü bana hergün başka bir kızla takılan biri mi vericek ben en azından bir kişiyi seviyorum sen ise kimi sevdiğin belli değil. Soğukan bu sözlerine daha fazla sinirlenir
Soğukan;
Sen çok bencilsin herneyse ben gidiyorum buranın havası beni boğdu az daha kalırsam bayılıcam
Ateş;
Neo dediklerim sana hararetmi bastırdı. Dedi soğukan kapıyı çarpıp çıktı, Ateş odadaki bütün eşyaları bir kenara alıp ortaya bütün defterleri kitapları yakmaya başladı gözlerinden yaşlar döküle döküle intihar etmeye karar verir o sıra soğukan hava almak için dışarı çıkar okula doğru yürür gayesizce birden Afra'yı görür yanında Karahan el ele tutuşurlar soğukan takip etmeye başlar parka doğru gittiklerini görür parkın adı sessiz park gerçekten oraya kimse gitmez ve adıda bu yüzden sessiz parktır salıncaklar yıkılmış evler yıkılmış sadece tertemiz çimenler kalmış soğukan onları gizlice izliyormuş bunların sevgili olmasından korkuyormuş çünkü ömür boyu kardeşini kaybetmek istemiyormuş. Afra ve Karahan'ın öpüştüklerini görünce baya sinirlenmiş dövmemek için kendini zor tutmuş Karahan Afra'yı elliyor ve tam üzerine çıkacakken soğukan Karahanı kolundan tutup yere yatırıp üzerine çıkmış ağzına ağzına vurmaya başlamış bunu gören Afra şok olmuş içinden "soğukan beni seviyor" diye geçirmiş soğukan kendini tutamıyor vuruyor vuruyor en sonunda Karahan elinden sıyrılıp kaçıyor
Afra;
Neden yaptın bunu. Dedi ama soğukan cevap vermeden oradan uzaklaştı yolun ara sokağında oturup düşünmeye başladı Ateşe gördüklerini söylemelimiydi yoksa susmalımıydı saatler öylece geçti yanına Karahan ve arkadaşları geldi Soğukan'ın kolundan tuttu ve sürüklemeye başladı
Soğukan;
Bırakın lan beni niye teker teker gelmiyorsunuz lan
Karahan;
Şşş sessiz ol seni dükkanıma götürecem çok eğlencez bak gör. Soğukanı boş bir dükkana götürdü bu dükkan önceden AVM idi babası oğluna aldı içini istediği gibi dekore etmesi için boş dükkanın ortasında buzlarla dolu genişliği küçük ama çok derin bir havuz vardı. Arkadaşları Soğukanı bağlayıp içine attılar
Karahan;
Hey soğukan bakalım bu soğuğa ne kadar dayanabilceksin.  Soğukan buzların içinde soğuğu aldıkça vücudu kaskatı kesildi ve kendini kasarak halatları kopardı birden havuzdan fırladı  Karahan ve arkadaşlarına hiç acımadan vurmaya başladı hiç durmuyordu çok hızlı ve çok güçlüydü o sırada Ateş kendini Ateşin üzerine atıp gözlerini kapatıp ölmeyi bekledi ve ateşler içinde uyuyakaldı ama ölmedi çünkü ismi gibiydi onu eceli Soğukanın olduğu durumdu, eğer o buzların içine Ateşi atsalardı ölmüştü Ateşin vücudu kayadan sert olmuştu ama o ateşler içinde uyuyakaldı. Soğukan dövmeye devam ediyordu ağızları kan içinde kaldı herkez kaçışmaya başladı. Kendi değişimine çok şaşırdı güçlü olmak onun hoşuna gitmişti bu benzersiz yeteneğini saklamaya karar verdi oradan ayrılıp hızlıca eve doğru yürüdü Ateşin odasından çıkan dumanlar soğukan'ı korkuttu odası yanıyordu bir hızla odasına çıkmaya başladı odası çok sıcaktı dokunamıyordu bütün gücünü toplayıp odaya girdi, girdiği anda heryer buz kesildi Ateş can çekişerek uyandı
Ateş;
Çokkkk soğuk Soğukan co çok soğuk. Soğukan kolundan tutup odanın dışına fırlattı elinde kocaman bir yara açıldı oluk oluk kan akıyordu Ateş'in de kolu yara içindeydi kolu kanıyordu şaşkınlık la birbirlerine bakıyorlardı ama canları çok acıyordu soğukan canının acıyacağını bildiği halde Ateş'i tutup çekmişti
Ateş;
Ne oluyor bize
Soğukan;
Ne olduğu umrumda değil iyisin ya. Deyip Ateşe yanaşırken
Ateş;
Dokunma bana diye bağırdı
Soğukan;
Canını yakmak istemedim Ateş ev odan yanıyordu yemin ederim canını acıtmak istemedim, Ateş gülümseyerek
Ateş;
Şapşal az önce az daha sarılıyodun ikimizide öldürecekmisin sen, o değilde bu odayı nasıl eski haline getirecez buz içinde
Soğukan;
Kalk ayağı
Ateş;
Niye lan
Soğukan;
Kalsana lan ne yapacağını söyliycem
Ateş;
Ne yapıcam
Soğukan;
Gözlerini kapat ve bütün gücünü avuçların içinde hisset hiçbir yere Ateş püskürtme bidaha evi yakıcan gücünü kontrol et sen koca bir ateşsin odaya gir ve buzlar eriyinceye kadar bekle sakın dikkatini dağıtma dağıtırsan yine canımız acır. Soğukan kardeşinin ateşler içinde buzları nasıl erittiğine hayran hayran bakıyordu ve şunu düşündü "senin ecelin benim, benim ecelim sensin" ortalık su içindeydi
Ateş;
Tamamda peki bu suları nasıl halledicez
Soğukan;
Önce ılık suyla duş alalım eski halimize bir dönelim sende artık üzerine birşey giy bana daha fazla bu görüntüyü gösterme istersen
Ateş;
Ne yapayım kıyafetlerim yanmış tamam ben duşa giriyorum
Soğukan;
Tamam duştan sonra giyinmeyi unutma dışarı çıkıp paspas alıcaz
Ateş;
Tamam. Giyinip hazırlandıktan sonra dışarı çıktılar
Ateş;
Az önce daha yakışıklıydım pazularım çok güzel gözüküyordu
Soğukan;
Yapma ya bilmiyordum öyle olmak ikimiz için tehlikeli
Ateş;
Neden
Soğukan
Bu kadar salak olamazsın Ateş
Ateş;
Heee anladım birbirimize dokunurken olan olaylardan bahsediyorsun
Soğukan;
Aynen öyle zeki kardeşim ve bunu hiç kimse bilmemeli büyük bir sorun bizim için
Ateş;
Tamam no sıkıntı söylemem, söylememde o çocuk orada niye ağlıyor
Soğukan;
Akıl okumuyorum ki ben
Ateş;
Yanına gidelim mi
Soğukan;
Dert dinlemeye vaktimiz yok evimiz su içinde anneme açıklamasını yapacaksan dert dinleyelim istiyosan. Dedi ve o an büyük bi fırtına koptu çocuk oturduğu yerden Ateşin önüne düştü kafasından kan akıyordu bayılmıştı
Soğukan;
Bu neydi şimdi
Ateş;
Soğukan yardım et eve götürelim şunu
Soğukan;
Tamam tamam lanet olsun içimdeki iyilik sevgisine. Soğukan bir kolundan Ateş diğer kolundan tutup eve götürdü merdivenleri çıktılar yerler ıslak olduğu için ayakları kayıp yere düştüler yaralı çocuk "ahh" diye bağırdı ve bir fırtına daha koptu evin içinde soğukan Ateş savrulup duvara tostladılar
Ateş;
Buda neyin nesi
Soğukan;
Bilmiyorum ama bu böyle devam ederse susuzluktan ölecem dilim damağım kurudu
Ateş;
Soğukan şu lanet çocuğu uyandır
Soğukan;
Nasıl uyandırayım ki
Ateş;
Gücünü kullan
soğukan;
soğuk birşey yokki güçleniyim
Ateş;
Haklısın hey bak kendine geliyor heralde. Rüzgar bitince yere düştüler ardından ikiside çocuğun yanına gittiler
Soğukan;
Sen kimsin
Rüzgar;
Adım rüzgar siz kimsiniz neden buradayım
Ateş;
Sokağın ortasında oturmuş ağlıyordun birden fırtına koptu ve 4 metre yanımıza uçtun seni dürttüm ama bayılmıştın bizde seni evimize getirdik
Soğukan;
Buarada sağol
Rüzgar;
Ne için
Soğukan;
Ev su altındaydı senin sayende kupkuru oldu gerçi eşyaların yeri değişmiş ama olsun
Rüzgar;
Nasıl yani biliyormusunuz
Ateş;
Yapma gözünü seviyim burada dilimizi damağımızı kuruttun zaten bu saatten sonra ne olursa olsun bana hiçbirşey tuhaf gelmiyor. Soğukan gülmeye başlar
Soğukan;
Sorma ya artık banada hiçbirşey tuhaf gelmiyor
Rüzgar;
Neyiniz var sizin ve burası neden su içindeydi
Ateş;
Uzun hikaye onu bunu bırakta sen niye topu alınmış velet gibi oturup ağladın orada
Rüzgar;
Ailemin ölümüne sebep oldum
Ateş;
Ailenimi öldürdün
Rüzgar;
Beni hergün dövüyorlar dı kendimi bildim bileli hep dayak yiyodum hep kendimi sıkıyordum birşey yapmamak için kendimi tutuyordum en sonunda beni saatlerce kırbaçladılar babam at terbiyecisiydi gerçi onlar benim öz ailem değil benim ailem küçükken trafik kazası geçirip ölmüşler bir köyde kaza yaptılar bu şimdiki ailede beni bulmuşlar sonra annemin çantasını almışlar kimliğimi almışlar sonra polisi aramışlar ama beni vermemişler küçüktüm beni sahiplendiler ben büyüdükçe bana olan öfkeleri de büyüdü en sonunda evde kargaşa çıkarttım istemeden yere düşüp kafaları paramparça oldu galiba tam görmedim çünkü tavan üzerlerine düştü oradan hemen ayrıldım dışarıda bekledim herkez deprem sandı
Soğukan;
İyiymiş en azından cinayetten hapishane ye girmiyorsun
Ateş;
Eee sen köyden buraya kadar nasıl geldin
Rüzgar;
Koştum yürüdüm iki gündür yoldayım buraya geldim, nasıl geldim bende bilmiyorum
Ateş;
Şimdi sen nerede kalacaksın
Soğukan;
Bizde kalacak nerede kalacak annemi dert etme Ateş bu evi toplayalım ben herşeyi güzel bir şekilde açıklayacam. Evi topladılar salona geçtiler
Ateş;
Ben gidip yemek hazırlıyım iki gündür yolda olduğunu göre açlıktan nesefi kokmuştur
Soğukan;
Olabilir bide rüzgar git duş al ağız kokusunu bilmem ama çok toprak kokuyorsun
Rüzgar ;
Tamam ya rezil ettiniz iki dakka da beni. Rüzgar duş almak için Ateşin odasına çıktı Ateş yemek yaparken kamer hanım ve Hakan Bey eve geldiler oğullarını bu saatte ayakta görünce
Hakan;
Siz hala uyumadınız mı?
Soğukan;
Hayır bir misafirimize yemek hazırlıyorduk
Kamer;
Misafir derken çocuklar
Ateş;
Anne bugün sokakta rüzgarı gördük adı rüzgar işte şey ağlıyordu annesini babasını depremde kaybetmiş gerçi onlar gerçek ailesi değil rüzgar küçükken trafik kazası geçirmiş öz annesi babası ölmüş
Soğukan;
Bide köyde kaza yapmışlar köylülerden biri almış çocuğu orada kadının çantasını görmüşler çocuğun kimliğini almışlar yani bildiğin çocuğu sahiplendiler
Kamer;
Öz annesinin babasının isimleri neymiş
Ateş;
Söyledi de aklımda değil şimdi birazdan gelir duşta şuan, bizde işte getirdik eve iki gündür yoldaymış üvey ailesinden hep dayak yiyormuş. Soğukan yukarı çıkıp Rüzgar'ın yanına gitti tam tişörtünü giyerken sırtındaki yaraları fark etti
Soğukan;
Şeyy Rüzgar kardeşim annemler geldi biz olayı farklı anlattık ailen öldü bizde seni evimize aldık falan şu acaip yeteneğinden bahsetmedik haberin olsun bide annem senin öz babanın annenin ismini merak etti
Rüzgar;
Al bu kimliğim burada isimleri yazıyor zaten
Soğukan;
Tamamda sen inmeyecek misin aşağı
Rüzgar;
Saçlarımı kurulayıp geliyorum
Soğukan;
Fön ikinci çekmecede havluyla uğraşma. Dedi aşağı inip annesine kimliği verdi
Soğukan;
Bak anne. Kamer hanım kimliği eline alıp isimleri okuyunca şok oldu ve ağlamaya başladı
Hakan;
Tamam hayır ağlama kamer ağlama lütfen ağlama
Kamer;
Gülbeyaz benim çocukluk arkadaşım hakan, benden 1 ay sonra hamile kalmıştı hakan biz onların evine gittik, ben iki aylık hamileyken Gülbeyaz 1 aylık hamileydi.
Hakan;
Hatırlıyorum tamam. Rüzgar merdivenlerde herşeyi duymuştu
Rüzgar;
Ne yani siz benim babamı annemi tanıyor musunuz?
Kamer;
Hakan  demişti eğer oğlum olursa adını rüzgar koyucam diye, hakan ben onların öldüğünü aklımdan Bile geçirmedim yurtdışına çıkacaklardı ben bizi unuttular sandım
Hakan;
Tamam üzülme yeter olan oldu, rüzgar hiç aileni gördünmü
Rüzgar;
Maalesef hiç fotoğrafı bile yok
Hakan;
Bizde Annenin babanın fotoğrafı çok var babanla çok iyi vakit geçirirdik Turan arkadaşlarıyla bir araya geldimi ogün onun için düğün olurdu
Kamer;
Hakan bu çocuğu evlatlık alalım Gülbeyaz oğlunu ne olursa olsun bana emanet edeceğinden eminim çok güvenir bana
Hakan;
Yeter kamer çok ağladın tamam bak  sevin artık 2 değil 3 oğlumuz var
Ateş;
Çok sevindim soğukan duydunuz rüzgar artık bizim kardeşimiz olacak bu ne büyük bir tesadüf
Soğukan;
Allah'ın işine karışılmaz demekki bunda bir hayır varmış, dur ben fotoğraflarımızın bulunduğu albümü getiriyim. Soğukan albümü getirip annesine verir, rüzgar kamer hanımın yanına oturur ve gözleri dolmuştur ilk defa annesini görecek
Kamer;
Bak bu annenin 14 yaşındaki hali
Rüzgar;
Annem çok güzelmiş
Kamer;
Evet çok güzeldi annen yanındaki de benim bak bu baban Hakan'la halı saha maçındayken, bak bu anneannen, anneannen sen doğarken vefat etti, bak bu annen Üniversitedeyken çekilmiş bir fotoğrafı arkasındaki de benim, hey ağla diye göstermiyorum sana bunları
Rüzgar;
Birazda ben ağlıyım çok özledim keşke yaşasaydı ailem
Kamer;
Keşke yaşasaydı
Ateş;
Rüzgar sana yara kremi getirdim iyi olur sırtın çabuk iyileşir
Kamer;
Ne yarasıymış bu
Rüzgar;
Şey sırtımda, görmediğim için nasıl bir yara olduğunu bilmiyorum
Kamer;
Çıkart tişörtünü bakıyım. Kamer'in gözleri bir kez daha dolar dayanamaz içi paramparça olur.
Aman allahım bu nasıl bir kafirlik
Hakan;
Canımın içi bakma istiyosan daha fazla, çok üzüldün sen bugün
Kamer;
Oğlum ver şu kremi. Yavaşça Rüzgarın sırtına krem sürüp gazlı bezle yaraları sarar.
Ateş;
Sen git benim odamda yat bugün
Kamer;
Hepiniz yatın hadi saat geç oldu, rüzgarın  sırtına dikkat et oğlum.
Soğukan;
Tamam anne...
Hadi sen Ateş'in odasına git yat
Rüzgar;
Tamam iyi geceler...
Ateş;
Odan çok soğuk
Soğukan;
Bi dakka üç tane yorgan yeter mi?
Ateş;
Yeter sanırım
Soğukan;
Yetmezse bende üstüne çıkarım başka yorgan kalmadı
Ateş;
Allah aşkına sen bu odadan daha soğuksun, şu üzerindeki ince örtüyü ikiye katlayıp üzerime koysana
Soğukan;
Ben neyle örtücem üstümü
Ateş;
Üşürsen yanıma az yaklaş ısınırsın gerçi sen üşümezsin niye örtü kullanıyorsun
Soğukan;
Alışkanlık neyse iyi geceler
Ateş;
Sanada....
Kamer;
Çocuklar uyanın hadi
Ateş;
Hayırdır anne yarım saat erken uyandırıyorsun bizi
Kamer;
Bugün size kahvaltı hazırladım yiyip öyle gidin okula
Soğukan;
Hımm Rüzgar'ın bereketi bu
Kamer;
Seni seniii hadi kalk çayın soğuyacak
Soğukan;
Soğusun zaten soğuk içiyorum
Ateş;
Ben giyindim bile anne ben aşağı iniyorum
Kamer;
Hadi oğlum sende kalk artık
Soğukan;
Tamam anne tamam...
Ateş;
Sendemi uyandın rüzgar, yatsaydın senin okulun yok
Rüzgar;
Kamer ablayla evlatlık işimiz var
Ateş;
He o iş tamam ooo annem güzel yemekler hazırlamış baba ekmeği uzatsana
Hakan;
Oğlum anneni bekleseydin
Ateş;
Geldi bak hadi ekmeği uzat
Kamer;
Beğendiniz mi hazırladığım kahvaltıyı
Rüzgar;
Beğenmek ne kelime çok guzel gözüküyor ben hiç böyle kahvaltı görmedim genelde kahvaltıyı kuru ekmek küflenmiş peynir tabi küf olan yerlerini keserdim öyle yerdim
Kamer;
Oğlum siz varlıklı bir ailesiniz sen şimdi kayıp olarak gözüküyorsun ben sizin evinizi biliyorum çok buyuk çok güzel merak etme hak ettiğin hayatı yaşayacaksın. Kamer hanımın boğazı düğümlenir gözleri dolar
Rüzgar;
Gerçekten büyük mü?
Kamer;
Evet büyük ve biraz ürkütücü yaklaşık 25-30 tane oda var
Ateş;
Gerçekten mi
Kamer;
Gerçekten, bugun rüzgarı evine götürecem evini görsün benim o evde Gülseren'le fotoğraflarımız var biz çok iyi arkadaştık aynı köyde doğduk
Soğukan;
Anne sen köyde mi doğdun
Kamer;
Sizin gibi villada doğmadım bu yerlere gelebilmek için okuyup meslek sahibi olduk mesleğimizde ise çalışıp didindik bu yerlere geldik. Ateş kalkıp annesine sarılır
Ateş;
Bizi güzel imkanlarda yetiştirdiğin için sana teşekkür ederiz
Soğukan;
Seni seviyorum anne Ateş hadi okula geç kalmayalım
Ateş;
Anne Rüzgar'ıda bizim okula yazdır ve bizim sınıfa gözümün önünde olsun istiyorum
Kamer;
Hallederim hadi okula oyalanma....
Soğukan;
Sen sınıfa gir benim biraz işim var
Ateş;
Tamam
Soğukan;
Heh tam zamanında geldin Güneş
Güneş;
Ne oldu
Soğukan;
şu Afra denen kızdan nasıl kurtulacağımızı buldum
Güneş;
Nasıl kurtulacaz
Soğukan;
Bu şimdi hep kavga çıkartıyor ya, bide eşşek şakaları yokmu bunun insanı çileden çıkartan
Güneş;
Eeee
Soğukan;
Al şu kağıt kalemi imza topla bende imza toplayacam ders sonunda müdüre vericez
Güneş;
Anlaşılmıştır...
Teneffüs zili çalar
Güneş;
Hemen hemen bütün sınıflar imzaladı
Soğukan;
Aynen, şimdi şöyle yazalım " sayın okul müdürümüz MUSTAFA KÖZELİ okulumuzun huzurunu kaçıran okulun düzenini bozan AFRA SOYDAN öğrencisinden şikayetçiyiz ve gereğini yapılmasını arz ederiz" nasıl
Güneş;
Oha çok güzel oldu
Soğukan;
Ben bunu müdüre verip geliyorum

Mevsimin ÇocuklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin