Gözkapaklarımın güneş ışığıyla yaptığı savaştan mağlup çıkmasının hayal kırıklığıyla uyandım. Storun çekilmiş olmasına rağmen odanın bu kadar aydınlanması ilginçti. Telefonu elime alıp saati öğrenecektim ki ; elime aldığımda 22 cevapsız arama yazısını gördüm. Hepsi nişanlım olan kadın Gizem'dendi. Bu kadın ne zaman peşimi bırakacak diye düşünmeye başlamıştım. Ben uzaklaşmak istedikçe , adeta yakama yapışıyor, sevgi gösterilerinde bulunuyordu. Telefonu anlık gelen bir hınçla yatağa geri fırlattım ve kafamı kaz tüyü yastığıma gömdüm. Yatağın içinde adeta kendimle savaştıktan sonra uyuyamayacağımı anladım ve kalktım. Ilık bir duş alıp giyindikten sonra arabamı şirkete doğru sürdüm.
Yaklaşık bir saat sonra şirketten içeri girdiğimde ortalık ana baba günüydü. Bugün aylardır beklenen stajyer seçimleri, şirketimin üçüncü katında yapılacaktı. Şirket, yaklaşık yüz kadar stajyer alacağını kamuoyuna duyurunca haliyle aylar önceden başvurular dolmuştu. Bugün nihayet o gündü, kalabalık oluşması normal karşılanmalıydı. Bir buçuk saat sonra seçimler başlayacaktı. Hızlı adımlarla ofisime girdim ve şekersiz bir kahve aldıktan sonra içinde seçilen stajyerlerin olduğu mavi dosyayı elime alıp incelemeye başladım. Hızlıca cvlere göz atıyordum. Bir an gözüm bir cvye takıldı. Bir kız stajyerin cvsiydi. Önceki hayatında sıradan ilkokul ve lisede okuduktan sonra birden ünlü bir şirketi cvye yazmıştı. Yazdığı şirket, arada iş yaptığımız büyük ve uluslararası bir şirketti. Bu her insanın harcı değildi. Valla ne diyelim helal olsun diyen iç sesime hak verdim . Ve üzerinde daha fazla durmadan diğer cvlere de göz attıktan sonra işimi bitirip, üst kattaki toplantı salonuna doğru ilerlemek için ofisten çıktım. Asansöre bindim ve üst kata çıkmaya başladım. Asansörün açılmasıyla güvenliğin sesini duymam bir oldu.
" Hanfendi maalesef yapabileceğimiz bir şey yok. Alımlar çoktan başladı, içeriye birini almam mümkün değil. "
" Ya siz anlamıyor musunuz, beş dakika ya . Sadece beş dakika geç kaldım, ne var yani ölür müsün bee !! "Kızın cırlama sesi adeta kulaklarımda yankılanmıştı. Sinirle soludum, bu işe bir el atmam lazımdı.
" Erol noluyor burda ? " Güvenliğin beni görünce benzi atmıştı, yanındaki ölçsen en fazla 1.65 çıkacak kız; ellerini beline atmış, ortalığı inletiyordu.
" Aras Bey, bu kız stajyer alımlarına geç kaldı ve benden onu içeri almamı istedi. Anlatıyorum ama dinlemiyor."
" Tamam Erol, anladım. Kızı içeri al, malum alımlar başladı."
" Peki efendim."Güvenlik kapıyı açtığında küçük kız çantasını bir hızla aldı ve kapıdan içeri bir hışımla girdi. O kadar sinirliydi ki ; çantasının eğer işe alınırsa patronu olacağı kişiye çarptığından bile haberi yoktu.
Nihayet içeri girdiğimde adımı anonsla duydum ve stajyerlerle olan kısa konuşmam için kürsüye çıktım. Boğazımı temizleyip konuşmaya başladım.
" Öncelikle hepiniz hoşgeldiniz. Bugün içlerinde en parlak olacağına inandığımız 100 stajyeri şirketimiz bünyesine alacağız. Hepinizin heyecanlı olduğunu biliyorum, bu projeyi aylardır biz de şirket olarak heyecanla bekliyorduk. Hepinizin geleceği parlak, iş disiplini yerinde, yüksek kariyer yapmayı hedefleyen arkadaşlar olduğunuzu biliyoruz. Başvuru için bizi tercih etmeniz, bizi gururlandırdı. Hepinize teşekkürler. Biz; sizler oldukça varolacağız. "
Bla bla bla diyen iç sesime güldüm. Bu işler beni sıkıyordu. Çok uzatmadan zarfı açıp seçilenler listesini beni kürsüye çağıran asistanıma verdim. O isimleri okumaya başladığında , ben çoktan kravatımı genişletmiş ofise doğru ilerliyordum.Ofise girip, siyah deri koltuğuma kendimi attığımda bir oh çektim. Bunca insan bizim sayemizde ekmek parası kazanıyordu. Sırf bu işi sevmediğim için bırakmak, benim kurallarıma ve vicdanıma sertti. Beni bu düşüncelerden ayıran içeri giren " biricik " nişanlım Gizem'di, ona doğru döndüm. Kırmızı , düğmeleri neredeyse karnına kadar inecek bir gömlek; ve derin yırtmaçlı siyah deri bir etek giymişti. Onu yirmi santim topuklu ayakkabı ve burnuna kadar taşacak gibi görünen ruj izlemişti. Bana doğru cilveyle yaklaştı ve masamın üzerine oturdu. Bana doğru eğilip konuşmaya başladı.
" Benim sevgilim bugün çok mu yorulmuş? Kıyamam ama." Bir yandan da elleriyle gömleğimin düğmelerini çözüyordu. Sinirle soludum.
" Ne var Gizem, yine ne istiyorsun? "
Bana yapmacık bir üzüntüyle ağzını büzdü. O an bu bükülen ağıza kürekle bir tane geçirsem keşke diye düşündüm." Seni .." Dedi ve beni öpmeye başladı. Gömleğimi yarıya kadar indirmişti. İlk başta onu iterek karşılık versem de durmadı ve kucağıma çıktı. Beni açlıkla öpmeye başlamıştı ki ; kapı bir anda açıldı. Kafamı oraya çevirdiğimde bizi gören kişinin, az önce güvenlikle kavga eden kız olduğunu hemen anlamıştım. Ağzı bir metre açılmış, yüzü kızarmıştı. Gizem'i kucağımdan adeta fırlatmıştım, üzerini toparlamaya çalışıyordu.
" Be-ben özür di-dilerim. Yanlışlıkla ol-oldu. Zaten hiçbirşey görmedim." Dedi ve kapıyı hızlıca kapattı. Son cümlesi komiğime gitmişti. Ben koltukta alayla sırıtıyorken, Gizem düğmelerini kapatıyordu. Ona odamdan çıkmasını söylediğimde bana yapmacık bir üzüntü fırlattı ve odadan dışarı çıktı. Nihayet ofiste yalnız kaldığımda hala az önceki olayı düşünüp kendi kendime sırıtıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saplantı
Romance"Tutkuyla aşık olmak ya da kendini kaptırmak kanıtlanmış bir zihinsel durumdur. Saplantı, sarhoş olma, susuzluk ve açlıkla aynı beyin devrelerini kullanır. Bir duygu değildir ama diğer duyguları güçlendirir ve bastırır."