SÜRPRİZ

7 0 0
                                    

Bu sabah gözlerimi saat 10:00' da açtım.
Ee mâlum Lavinia' ma sürpriz yapacağım.
Ama çoook önemli bir sorunumuz var. Daha ne yapacağıma karar vermedim.
Nasıl bir sürpriz yapmalıyım!!!!!!!!!!

⚫⚫⚫⚫⚫⚫⚫⚫⚫⚫⚫⚫⚫⚫⚫

Buldum, buldum!!!!!!!!!!!!
Onun için öyle bir şey yapacağım ki nutku tutulacak.
Ben hemen gidip hazırlıklara başlayayım......

⚫⚫⚫⚫⚫⚫⚫⚫⚫⚫⚫⚫⚫⚫⚫

Herşey hazır, geriye mâlum ağabeyi uzaklaştırmak kaldı. Onu da hallettik mi herşey tamam.
Ben aklımdan binbir türlü düşünce geçirirken Lavinia' nın elindeki çöp poşetiyle evden çıktığını gördüm.
Bu fırsatı kaçırır mıyım hemen koştum.

– Merhaba

beni gördüğüne şaşırmıştı. Ama hemen söze girdi.

– Ne, senin burda ne işin var?

– Öncelikle sana da günaydın prenses.

Yüzündeki şaşkın ifadeyle söze girdi.

– Ne, sen bana ne hakla bu şekilde hitap edersin?, hem abim seni burda görürse seni gebertir. Çabuk git buradan.

– Aa ama niye böyle yapıyorsun, ben buraya sana sürpriz yapmak için geldim.

Sürpriz mi?

– Evet canım sürpriz için.

– Bak, tamam teşekkür ederim. Ama artık gitmen gerek. Kendine gel lütfen.

Kolumu iki yana kocaman açarak söze girdim:

–Ben seni gördüğümden beri kendimde değilim Lavinia' m. Benden iyi olmamı nasıl beklersin?

Ben bu sözleri söylerken onun gülümsediğini gördüm. Ne de güzel gülüyordu. O kocaman yemye§il gözlerinde kayboldum yine. İlk gün ki gibi.............

Biz tatlı tatlı sohbet ederken abisi çıkıverdi evden.  Lavinia:

– Eyvah abim geldi, bittin sen.

Ben dudağımı ısırırken abisi beni gördü ve:

– Lan sen yine mi geldin, olum sen akıllanmayacak mısın?, bu sefer seni kimse elimden alamaz.

O an korkudan altıma sıçabilirdim. Hızlıca Lavinia' nın yanağına öpücük bıraktım ve "seni seviyorum birtanem  dedikten sonra yardıra yardıra koşmaya başladım.
Bir ara arkama baktığımda Lavinia' nın gülümsediğini gördüm.

Ben ona hayran hayran bakarken önümdeki çöp konteynerına çarptım ve üstüme tüm mahallenin pislik çöpü döküldü.
Ne kadar pislik bir sokakmış.
Midem bulandı.
Şuan kusabilirim.
Arkamda koşan sinirli bir abi görünce söylenmeyi bıraktım ve koşmaya devam ettim.
Ara sokaklardan geçerek izimi kaybettirdim.
Evin bahçesine girdiğimde hemen cebimden anahtarı çıkardım ve kapıyı açtım.

İçeri girdiğimde Melis' in kahvaltı yaptığını gördüm.
Beni görünce en öldürücü bakışlarından birini yolladı.
Ben de yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirdim. O hemen söze girdi.

– Neredeydin Orhan?

– Sana da günaydın Melis.

– Çabuk cevap ver bana

– Hava almaya çıktım

– Neden bana haber vermedin

– Uyuyordun. Tamam Melis hanım yoruldum zaten, sorgunuz bittiyse kahvaltı yapabilir miyim?

Soruma cecap vermeyip sinirle soludu ve çayından bir yudum aldı.
Ben de birbardak aldıktan sonra karşısına oturdum.
Uzun süre ses vermeyince söze girmek zorunda kaldım.  

–Hadi ama, küsmüyüz?

Soruma cevap vermeyip kahvaltısına devam etti. Bende:

–Özür dilerim

deyip dudağımı büzdüm. O da bu halimi görûnce kahkahayı koyverdi

– Tamam tamam, affettim. Ama lütfen şu dudağını büzmeyi bırak. İguanaya benziyorsun.

dedi ve kahkahasını sürdürdü.

–Öyle mi yaramaz cadı, sen şimdi görürsün.

dedim ve onu kovalamaya başladım. O da evden dışarı çıktı. İkimizde koşarken aynı zamanda gülüyorduk.
Tam onun kolundan tutmuştum ki, mâlum ağabeyi karşımda buldum. Ağzımdan çıkan kelimeye hakim olamadım ve:

–Hassiktir

dedim ve adam tam bana yaklaşırken Melis' i gördü. Allah' ım hayır yaaa!!!! Yine bir saat bakışacaklar.
Valla hiç çekilmez.
Hıh şimdi elime çok büyük bir koz geçecek. Sonra onunla Melis' i çok güzel tehdit edebilirim.
Cebimden telefonumu çıkardım ve fotoğraflarını çektim. Flash' ın sesiyle ikiside bana döndü ve umarsızca bakmaya başladılar.

Lavinia' mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin