•3•

10.8K 242 77
                                    

İlk ders Camila'nın dersiydi, ama ben yine geç kaldım. Ders başlayalı yaklaşık on dakika falan olmuştu. Sınıfın kapısının önünde girsem mi, girmesem mi diye düşünürken, girmeye karar verdim.

Kapıyı yavaşça açtığımda, ders anlatan Camila'nın gözleri beni buldu.

"Ben, üzgünüm geç kaldım." Camila'nın kaşları çatıldı.

"Lauren, lütfen dışarı çıkar mısın? Dersimi bölüyorsun." Sert bir şekilde söylediği cümleyle, özür dilerim tarzı birkaç cümle söyleyip kapıyı sertçe kapattım.

Sinirli bir şekilde bahçeye indim. Bahçenin duvarına yaslanıp oturdum. Çantamdan kitabımı çıkartıp, kaldığım yerden devam ettim.

"Selam." Duyduğum sesle kafamı kaldırdım. Son sınıflardan Brad'di bu.

"Selam." Gülümseyerek karşılık verdim.

"Oturabilir miyim?" Yanımı göstererek sordu. "Tabiki" Yanıma oturdu.

"Ne okuyorsun?"

"Bülbülü öldürmek." Kitabı ona göstererek cevapladım.

"Neden derste değilsin?"

"Derse geç kaldım, ve Bayan Cabello beni derse almadı." Anladım dercesine kafasını salladı. Önüne dönüp kafasını duvara yasladı. Gözlerini kapatıp güneşin keyfini çıkardı. Kafasında ki bandanayla hafif kıvırcık olan saçlarının yüzüne gelmesini engellemişti. Üzerinde kolsuz bol bit tişört altındaysa dar bir pantolon vardı. Mart ayındaydık ve hava alışılmadık bir şekilde güneşliydi. Bende onun gibi yapıp güneşin tadını çıkarmaya başladım. D vitamininin beyaz tenimden içeri geçmesi beni rahatlatmıştı.

"Bu arada ben Brad." Gözlerimi açıp ona baktım. O hala eski halindeydi. Bende tekrar eski pozisyonuma dönüp cevapladım.

"Bende Lauren." Birkaç saniye sonra cevap verdi.

"Adını zaten biliyordum." Gülümsedim. "Bende seninkini biliyordum."

Zilin çalmasıyla huzurlu anım bölündü. Gözlerimi açıp doğruldum. Brad ayağa kalkıp elini bana doğru uzattı. Onun elini tutup bende ayağa kalktım. Çantamı sırtıma astım.

"Tanıştığıma memnun oldum Lauren." Gülümseyerek söyleyip tekrar elini bana doğru uzattı. Elini sıktım. "Bende." Ellerimizi ayırdım.

"Şey, sorun olmazsa numaranı alabilir miyim." Elini ensesine götürdü.

"Tabi." Numaramı verdikten sonra görüşürüz Lauren diyerek okula doğru yürüdü. Bende belki kızlar oradadır diye kafeteryaya gittim.

Tahmin ettiğim gibi ordaydılar. Hemen yanlarına oturdum. "Selam."

"Selam." Ally gülerek söyledi. Hepsine gülümseyip masaya oturdum. Biraz sohpet ettik. Dinah'nın saçma espirilerine gülerek zaman geçirdik. Ders zili çaldığında masadan kalkıp derslerimizin olduğu sınıflara doğru dağıldık.

Birkaç sıkıcı dersten sonra, eve gitmek için okuldan çıktım. Kulaklıklarımı takıp okulun bahçesinden dışarı doğru yürümeye başladım.

Tam caddeye çıktığımda "Lauren!!" Diye bağıran bir erkek sesiyle,arkamı döndüm. Bağıran kişinin Brad olduğunu gördüğümde, sağımdan kulaklarımı çınlatan bir fren sesi geldi. O tarafa döndüğümde, bir arabayla dip dibeydim. Arabanın içine baktığımda,yüzü bembeyaz,ağlayan bir Camila görmeyi beklemiyordum.

Brad karşı kaldırımdan koşarak yanıma geldi.
"Lauren iyi misin?" Kollarımı tutarak beni gözleriyle kontrol etti.
"İyiyim"
O anda Camila hızla arabadan çıkıp yanıma koştu.
"Aman tanrım. Lauren bişey oldu mu?" Kendimi Brad'in kollarından kurtarıp ona doğru döndüm. Ellerini yüzüme koyup oda beni inceledi.
"Bişeyim yok,Bayan Cabello."

"Ben çok özür dilerim Lauren, nasıl oldu anlamadım. Zaten kendimde değildim." Yüzündeki korku, beni önemsediğiyle alakalı saçma düşünceler aklıma getiriyordu.

"Gerçekten önemi yok." Daha sonrasında Brad'e döndüm.
"Brad iyiyim ben gidebilirsin." Nazikçe onu kovduğumda gülümsedi ve yavaşça yanımızdan uzaklaştı.

Camila'ya döndüm. "Sizin neyiniz var,neden ağlıyorsunuz?" Kafasını önüne eğip bir nefes aldı. Tekrar bana baktığında gözleri dolu doluydu.

"Annem aradı. Kardeşime araba çarpmış, bende az kalsın sana çarpıyordum. Tanrım!" Kardeşine araba çarptığını duyunca bende üzüldüm.

"Hemen gidin kardeşinizin yanına o zaman." Dedim panikle. Söylediği şeyle şaşırmıştım. "Benimle gelir misin? Yalnız gitmek istemiyorum." Hemen kafamı olumlu anlamda salladım. "Teşekkür ederim." Diyerek arabanın sürücü koltuğuna geçti. Bende hemen yanına oturduğumda, arabayı çalıştırıp yola çıktık.

Yol boyunca ikimizde sessizdik. Büyük bir hastanenin önüne park ettiğinde, geldiğimizi anladım. Arabadan beraber indik. Hızlı adımlarla hastahaneye doğru yürüyordu. Onun adımlarına yetişmeye çalışıyordum.

Hastaneden içeri girdiğimizde hemen kardeşinin odasını sordu, aldığı cevapla birlikte hızlı adımlarıyla yürümeye devam etti. Onun peşinden koşuyordum. Bir odanın önünde annesi olduğunu düşündüğüm kadınla sarıldılar, Camila heyecanla kardeşinin durumunu sordu. Neyseki çok ciddi bişey yoktu. Ben biraz geriden onları izliyordum. Camila eliyle beni yanına çağırdı.

"Anne bu Lauren, öğrencim. Beni yalnız bırakmadı."

"Geçmiş olsun efendim." Diyerek annesinin elini sıktım. Kadın bana teşekkür edip karşılık verdi.

Bir süre sonra Camila'yla beraber hastanenin kafeteryasına indik. Camila'nın aldığı kahveden bir yudum alıp masaya geri koydum.

"Teşekkür ederim Lauren. Beni yalnız bırakmadın." Gülümsedim. "Ne demek. Her zaman." Masanın üzerindeki elime uzanıp tuttu. Elimi biraz okşadıktan sonra ayağa kalktı.

"Hadi seni artık evine bırakayım." Kafamı olumsuz bir şekilde salladım. "Gerek yok, ben taksiyle gidebilirim." Camila başta kabul etmese de ısrarlarımla onu ikna ettim.

Hastanenin önünde ki taksiye binmeden önce bana sarıldı. "Dikkat et." Nefesi boynumu gıdıklıyordu. "Ederim." Beni taksiye bindirdi. Taksi evime doğru yola çıkarken el salladı. Bende ona karşılık verdim. Artık görüş açımdan çıktığında derin bir nefes verdim ve elimi kalbimin üzerime koyup sakinleşmesini bekledim.

Bu kadın beni öldürüyordu.

Yorum yaparsanız Yeni bölüm daha hızlı gelir♥️♥️

Yorum yaparsanız Yeni bölüm daha hızlı gelir♥️♥️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Teacher • Camren• girlxgirlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin