2. BÖLÜM

20 3 0
                                    

BÖLÜM

Hera sabah erkenden kalkıp hızlı bir duş aldı. Dün gece çok yorulmuştu ve şuan yataktan hiç kalkmak istemiyordu. Ama bir iş görüşmesi vardı. O işe de ihtiyacı vardı çünkü evin malzemeleri, Berceste’nin annesi Nalan teyzenin hastane masrafları karşılanması gerekiyordu.

Abisi, Ömür, Berceste ona yardım etseler de yeterli gelmiyordu.

Önce banyoya gidip yüzünü yıkadı ihtiyaçlarını giderdi ve odaya döndü. 10’da iş görüşmesi vardı ve saat şuan 8:30’du yeteri kadar zamanı vardı. Duş alıp saçlarını kuruladı. Üsütne siyah dar elbise geçirip saçlarını düzleştirdi.

Biraz makyaj yapıp gerekli malzemeleri yanına aldı. Şimdi de Berceste’nin yanına kahvaltı yapmaya inecekti.

Hergün aynı saatte bütün apartman orda toplanırdı. Lider,Ömür, Hera orda olur ve hepsi sohbet ederek karın doyururlardı.

Hera kalabalık ailede büyümüştü ve bunu çok sevmiyordu. Çünkü her kafadan bir ses çıkıyordu ve onları çekmek büyük bir ızdıraptı. Aslına bakılırsa çok insandan haz etmiyordu. Etrafındaki 3-5 kişi ona yetiyordu.

Hera düşüncelerini bir kenera atıp eşyalarını topladı. Dairesinden çıktı. Aşağı kata indi. Kapıyı çaldı. Berceste ile kısaca konuşup işe geç kaldığını haber verip apartmandan çıktı. Yoldan geçen taksiye binerek görüşme yapacağı şirkete gitti.

Arabadan indi karşısında Türkiye’nin en zenginlerinden görkemli şirket karşısındaydı. Gülümsedi. İlk kez işe girmiyordu ama ilk kez kendinden emindi. Bu işe kabul edilecekti. Başka çaresi yoktu. Kendini kanıtlaması ve göstermesi gerekiyordu.

Derin bir nefes aldı. Mermer merdivenlerden çıkan topuklu sesleri Hera’yı daha da cesaretlendirdi.

Binaya girdi, etrafına bakındı ilerdeki danışmaya doğru yürüdü.

“İyi günler. İş görüşmesi için gelmiştim. 10’da görüşmem vardı.”

Danışmadaki kadın tebessüm ederek Hera’yı onayladı. “Adınız neydi?”

“Hera Günbay.”

“Görüşmeler için 21. Kata çıkmanız gerekiyor. İlerde koridorun sonunda asansör bulunuyor.”dedi ve işlerine geri döndü.

Hera arkasına dönerek koridorda hızlı adımlarla ilerledi. Asansöre bindi ve 21. Kata gelince indi. Asansörün ilersinde büyük kapıyı ve yanında duran sekreter masasını gördü. Sekreter 30’lu yaşların sonunda bakımlı birine benziyordu. Kadınla göz göze geldi.

“Buyurun?”

“İyi günler iş görüşmesi için gelmiştim. 10’da görüşmem var.”

“Maalesef 10’daki bütün görüşmeler iptal edildi.” Demesiyle Hera sinirlendi.

Sabahtan beri bunları düşünüyor ve uğraşıyordu.

“Nasıl ya? Niye haber verilmedi? O kadar insan geri mi gidecek şimdi?” dedi hiddetle.

Kadın of’layarak baktı Hera’ya;

“Bakın hanımefendi bu benim yapabileceğim bir şey değil şirketin yönetim kurulundan verilen bir karar ve görüşme iki gün sonraya ertelendi.”dedi ve kafasını çevirdi.

Hera sinirle arkasına döndü. Hızlı hızlı asansöre gitti, bindi. Sadece 2 kişi vardı. Ve onlar da kendi aralarında konuşuyorlardı.

Bir kat inmeden asansörden çıkan garip sesler ve sonunda ani bir hareketle durdu. Hera panikle ileri atıldı.  Düğmelere basmaya başladı. Hiç biri çalışmıyordu.

Yanındakiler ona sakinleşmesini söylüyordu ama o çok odaklanamıyor ve onları duymuyordu. “Şu lanet adam gelseydi eğer böyle olmayacaktı. Her şey onun yüzünden. Aptal herif herkesi buraya toplayıp geri gönderirse böyle olur.” Dedi sinirle.

Arkasında duran adam omzuna dokundu “Pardon, bir şey sorabilir miyim?”dedi nazikçe. Hera arkasına döndü “Ne?”

Adam Hera’nın sert çıkışına kaşlarını çattı. “Bahsettiğiniz adam şirketin sahibi mi?”

Hera adamı inceledi bir süre. Uzun, yapılı, kumral ve yeşil gözlü biriydi. Kafasını salladı. “Evet o.” Dedi ve hala kapalı alanda ve 20. Katta olduğunu katırlayınca panik duygusu arttı.

“Bakın burdan çıkmam gerekiyor. Ben..Ben kapalı alanda kalamam. Nefesim daralıyor. Bir an önce çıkmalıyım burdan!” dedi sesini yükselterek.

Adam kadının panik yaptığını görünce onu rahatlatmaya çalıştı.

“Bakın şimdi sakin olun ve bana birşeyler anlatın. Mesela adın ne? Kaç yaşındasın? En sevdiğin şey? Hepsini söyle. Ve burda değil de bir kafede olduğumuzu düşün.”

Hera’yı kollarından tutmuş ve ona destek oluyordu.

“Bak şimdi ben anlatıyorum, bana odaklan.” Dedi adam.

Hera delirmiş gibi etrafına bakmaya çalıştı. Odaklanamıyordu. Sanki su dalu bir çukurda boğuluyornuş hissi geliyordu.

“Ben Sinan sende...?” Sinan cevap alamayınca Hera’yı sarstı. “Adını söyle bana!”

“He..Hera!”

Sinan elinin birini kızın yüzüne koydu. Yanında ki yardımcısından su aldı ve onu serinletmeye çalıştı.

“Sen de Hera, Peki anlamı ne? Güzel bir isme benziyor değil mi İlyas?” adam yarımcısına seslendiğinde hemen onay aldı ve kıza döndü.

Sinan gülümseyerek baktı kıza. “Bak şimdi 10 dakikaya burdan çıkıyoruz. Ve sen de bana niye bu kadar panik olduğunu anlatıyorsun. Ama çıkınca ve şuan sakinleşmek zorundasın Hera. Tamam mı sakinleş!”

Hera kafa sallayarak Sinan’a baktı. Şimdi sadece derin derin nefes alıyor ve kendine gelmeye çalışıyordu. Kısık sesle konuştu. “Ben iyi değilim.” Sinan bakışlarını kıza odakladı

“Ne?”

Hera son kez derin bir nefes aldı ve o sırada gözleri karardı. Şimdi panik sırası Sinan’daydı.

                                                       
  -BÖLÜM SONU-

İNSTAGRAM HESABIM : h.nurguler

HERAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin