4. BÖLÜM

12 3 0
                                    

Hera ağzını silerek suyundan bir yudum aldı. Yarım saat önce Sinan’la şirketten ayrı ayrı çıkmışları. Bu saçma fikir tabi ki Hera’dan çıkmıştı ve Sinan buna tepki göstermişti.

Sinan’a göre onları her birilkte gören sevgili sanacak zorunda değildi. Hem Sinan buna böyle şeyleri pek takmazdı. Kim ne der kafasında değildi. Onalara ne ki benden diye düşünüyordu açıkçası.

Sianan karşısındaki kadına baktı. Çok doğal ve hareketleri diğer kadınlar gibi değildi. Zaten ilk başta kendisine hakaret etmesine bu yüzden kızmamıştı. Gülümsedi ve;

“Yemekleri beğendin mi?”

Hera kafa salladı “Evet, hepsi birbirinden güzel.” Dedi ve “Sana da teşekkür ederim beni buraya getirdiğin için.”

Sinan kafasını salladı. Eliyle garsona işaret etti ve iki kahve söyledi. Daha sonra Sinan Hera’yı eve bırakacaktı. Yolu tarif ettikten sonra eve geldiler. Hera “Bugün ki olanlardan dolayı hem teşekkür hem

de özür dilerim. Kendine iyi bak. Görüşmek dileğiyle.” Dedi ve ikisi de birbirine gülümedi.

Sanki birbirlerini bir daha göremeyecek, seslerini duyamayacak gibi baktılar birbirlerine. Hera ileri atıldı ve kollarını Sinan’ın boynuna doladı. Sinan da gülümseyerek sarıldı karşısındaki kadına. “Sen de kendine iyi bak ama bence en kısa sürede yine karşılaşacağız seninle.” Dedi.

Hera içinden Sinan’ın dediği için dua etti içinden. O iyi biriydi çok kısa bir süre olmuştu ama öyle olduğunu hissediyordu. Sadece dört saattir birlikteydiler ama ona ısınmıştı.

Yavaşça birbirlerinden ayrıldılar. Sinan ilk telefon numarasını istemeyi düşündü ama sonradan bulabileceği için vazgeçti. Hera arabadan indi, arkasından el salladı.

Hüzünlendi bir an burukça gülümsedi sonra. En azından böyle bir adam tanımıştı.

Apartmana girdi kendi katına çıkmadan Berc’euğradı. Genelde ismi uzun olduğu için ona Berc demeyi seviyordu Hera.

Berc kapıya dağılmış bir halde çıktı. Elinde sarı bez diğerinde camsil duruyordu. Yüzü de kıpkırmızıydı. Hera “N’oldu sana?” diye sordu. Berc yüzüne düşen birkaç tutamı geri attı.

“Sen sabahtır gez-toz benim ebem bellendi evde. Bir dakika kıçımın üstüne oturduysam valla! Hissetmiyorum artık vücudumu ya! Sabahtır temizlik yapıyorum!” dedi sitemle.

Hera kahkaha atarak içeri girdi. Ellerini Berc’in yüzüne koydu. Fısıltıyla “Sike sike yapacaksın..” dei ve sırıttı. Berc gözlerini büyülterek “Lan sus terbiyezsiz!” diye bağırdı ve liyle Hera’nın kalçasına vurdu.

Hera “Ya onu bunu boşver de bugün çok şey oldu otur da anlatayım.”dedi heycanla.

Hera genelde Nuran teyzeden çekinmediği için hepsini onun yanında anlattı. Konuşmayı kestiğinde derin bir nefes verdi. Berc ellerini dizlerine vurarak. “Oha! Kızım adamın seni herkesin içinde rezil etmediğinde şükret. Siktir et işi. Zaten bir daha karşılaşırsanız büyük ihitmal mahkemede hakaret davasında görürsün. Adamın bir anasına sövmediğin kalmış!” dedi ve kahkaha attı.

Hera “Aslında görseniz sert birine benzemiyor bana gülümsedi falan sürekli, iyi de sohbeti var..”

Berc kızın adamı övmesinden bıkmış gibi. “Bebeğim adamı nüfusuna mı alacaksın ballandıra ballandıra anlatıyosun da? Haıydır yani?” dedi gözlerini kısarak. Hera göz devirerek kafasını çevirdi.

“Neyse gel kahve yapalım biz.” Dedi Hera konuyu çevirmek için.

Kahveleri içerken Berceste “Ee sen Sinan’ın telefon numarasını almadın mı?” dedi.

“Yoo, almadım.  Niye alacakmışım ki?” dedi anlamayarak.

“Ne demek alacakmışım? Kızım işe girmediğin sürece Sinan yok biliyorsun dimi? Farkındasın yani?”dedi gözlerini büyülterek.  “Ya tamam artık boşver Sinan’ı, zaten senin de dediğin gibi bir daha görmeyeceğim onu büyük ihitmal.” Hera kafa sallayarak “Neysa ya akşam çıkıyor muyuz?” dedi.

Berceste saçlarını savurarak sinsice gülümsedi. “Tabi ki çıkıyoruz bebeğim. Herşey bekler geceler beklemez!” dedi hevesle.

Hera ve Berc biraz daha sohbet ettikten sonra hazırlanmak için odalarına gittiler. Berceste koyu yeşil payetli bir elbise giymişti. Hera da siyah bir etek ve gri bir büstiyer giymişti. İkisi de ayakkabılarını giyip evden çıktılar. Saat şuan sekiz buçuğu geçiyordu en az dokuz gibi burda olurlardı.

Çağırdıkları taksiye binip Kadıköy’e gittiler. Hera bugün yaşadıklarının stresiniz atmak için elinden geleni yapacaktı.

İçi sıkılmıştı ve bilmediği bir his vardı içince. Kötü bir his ve bu hayra alamet değildi.

                                                    

                                                            
  -BÖLÜM SONU-

Kullandığım hesaplar :

İnstagram : h.nurguler

HERAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin