Bölüm 2

65 12 6
                                    

"Sahiden neydi aşk:
Özleyip kavuşmak mı?
Her gece acı çekmek mi?
Yoksa hep ağlamak mı?
Ya da mutluluktan uçmak mı?
Senin için hangisi aşk??"

Ders coğrafya idi öğretmen Hanebal içeri girdi yoklamayı alıp derse başladı.Evet bu berbat bir duyguydu yılın ilk günü öğretmen Hanebal'ı çekeceklerdi. Öğretmen Hanebal büyük bir şevkle dersi anlatıyordu,ama anlayan sayılı kişiler vardı.Tory ve Brenna öğretmen Hanebal'ın ninni gibi sesine fazla dayanamadı ve uykuya daldı.Emery pür dikkat ders dinliyordu en sevdiği derslerden biriydi. Yanına baktığında Brenna'nın uykuya daldığını gördü,ne kadarda güzel uyuyordu. Dersi bırakmış onu izliyordu ,sanki gözleri kitlenmişti. Emery'in Brenna'ya daldığını fark eden Hope Emery'i kendine getirmek için" Emery silgi verebilir misin?" Emery silkindi bi kendine geldi,hemen ardında silgiyi "tabikide" diyerek uzattı.
Hope silgiyi istemişti ama onla ne yapacağını bilmiyordu.Ama Emery'in dikkatini çekmemek için bir kaç bir şey sildi ardından, teşekkür ederek Emery'e uzattı. Öğretmen Hanebal hâlâ aynı tonda ders anlatmaya devam ediyordu.Ama sınıfın yüzde altmış beşi uyuyordu, yüzde yirmisi başka bişeylerle uğraşıyor, yüzde onbeşi yanindaki ile konusuyor, yüzde beşi dinler gibi gözükse de sadece boş boş Hanebal'ı izliyordu .Yani koskoca sınıfın sadece yüzde beşlik kısmı ders dinliyordu. Hanebal'ın dersleri hep böle sıkıcı ve kötü geçerdi.
Tenefüs zili çalmıştı, öğrenciler sanki bir kavonoza kapatılan ateşböceklerinin,kapak açılınca kavanozdon biranda çıkışı gibi aceleyle dışarı çıktılar. Sınıftaki o curcunadan dolayı Brenna uyanmıştı.Arkasıba döndü tamda tahmin ettiği gibi Tory uyumuş Hope de dersi dinlemiş ya da dinlenete çalışmıştı.Emery Brenna'nın yüzüne baktı ve kendini tutamayıp güldü. Brenna ne olduğunu anlayamadı, şaşkın bir yüz ifadesi ile Emery'e"Ne oldu ne gülüyorsun?" dedi.Emery Brenna'nın rahatsız oldunu anlayınca hemen sustu" Uyuyunca defterinin telleri yüzüne iz çıkarmış ,komik duruyordu ona gülmüştüm seni kırdıysam özür dilerim" "yok be çocuk muyum ben,niye kırılcakmışım saçmalama lütfen" . Arkasına tekrar döndü Hope' nin yanaklarını sıkarak"amanda benim minik Hopem dersmi dinlemiş" " Off abi sıktırma bi acıyor " " offfff tamam be ,sanada şaka yapılmıyor saten".Tory bi sinirle doğruldu "ya bi susun,bu ceneniz dursun da uyuyum ya" Hope sırıtarak " susmuyoruz beğenmiyorsan defol git" "sen git" bizden rahatsız olan sensin defol git " .Hep böyle kavga eder gibi sakalaşırlardı ,bir birlerine iki düşman gibi saydırırlardı ,ama hiç bir zaman bu şaka gerçek olamazdı. Brenna araya girdi" ikinizde susun artık. Bakın ne duydum edebiyatçı Henry yokmuş galiba boş ders var. Bunu söylerken Brenna öyle sevimli bir şekilde gülümsemiştiki , Emrey gözlerini ondan anlamıştı.Tenefüs bitmişti malesef bir ders daha Hanebal ile gececekti.zil çalınca koşarak dışarı çıkan öğrenciler simdi derse bile girmek istemiyorlardı,ama başka yolları yoktu.
Emery gülümseyerek Brenna' ya döndü ve "uyurken kafanı koyduğun yere dikkat et ,sonra canın yanar." "Aman ne komikti,dalga gecmesen olmazdı demi?" ,"Dalga geçmek için değildi gerçekten canın yanabilir.Ama rahatsız olduysan özür dilerim.","yok ondan deilde..." Hanebal kaşlarını çattı Brenna ve Emery'in sırasında doğru bir kaç adım attı"susmayı düşünmüyorsunuz galiba ,ben susturıymi ." Brenna çok korumuştu bir an tiklemişti" özür dileriz, gerçekten çok özür dileriz bir daha tekrarlanmıcak." "Peki dersi dinleyin" o pamuk gibi adam bazen boyle bir canavar olabiliyordu. Ders sonları yaklaşmıştı, Brenna bu sefer uyumamıştı.
Zil çaldı, sonunda ders bitmiş, tenefüs vakti gelmişti . Brenna konuşmak için bir hevesle arkaya döndü ,ama Tory elinde telefon Forest ile konuşuyor du . Neden sanki Forest başka okuldaydıki.Ayni okulda olsaydı Tory Forest ile konuşurken Brenna ve Hope'yi ihmal etmicekti .Ama malesef, başka okuldaydı.

Aşkın GözyaşlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin