Bölüm 4

44 13 3
                                    

"Ve diyeceğim o ki;
Aşk güzel sey...
Sabrın ve nasibin olduğu sürece..."

Brenna uykusunu aldığı için gece uyuyamamıştı.Kulaklığını taktı en sevdiği müziği açtı ve kitap okumaya başladı. Bir süre kitap okuduktan sonra aklına yine Henna'nın bakışları takılmıştı.Acaba derdi neydi. Gece3:30da uyuya kalmıştı. Sabah kalktığında gözlerinin altı şişmişti ve biraz morarmıştı. Üzerini giyinip kahvaltısını yaptıktan sonra, aynanın karşısına geçip , saçlarını balık sırtı ördü.Ardından hafif bir pudrayla ten rengini açtı. Hafif bir far sürdü, üstüne ince bir şekilde eyeliner çekti.Maskarasını sürdükten sonra hafifbir ruj ile yüzüne renk kattı. Evet oku için hazırdı.Kulaklığını takıp evden çıktı, otobüs durağına doğru yürümeye başladı. Durakta otobüsü beklerken Hazel de gelmişti. Otobüs geldi ve birlikte bindiler Hazel Brenna'ya döndü ve"Dünkü söylediklerim seni huzursuz ettiyse çok özür dilerim,ama bilmen geretigini düşünmüştüm."Brenna Hazel'e döndü ve"Saçmalama ne özür dilemesi tabikide söyliyecektin.".Birbirlerine bakıp gülümsediler. Okula gelmişlerdi sonunda.Yukarı çıktılar ,tam sınıf kapısından içeri gireceklerdi ki bir anda Brenna'nın aklına Hope vakası geldi.Evet Brenna'nın işi bitmişti evet Hope onu mafedecekti. Hazel ona döndü ve" Gelmeyi düşünmüyormusun Brenna?","haa evet geliyorum".
İçeri girdi Hope gözlerinden ateş saçıyordu. Brenna hemen açıklamaya geçti"Hope açıklayabilirim gerçekten çok uykum vardı dayanamamışım uyuyakalmışım.","Ya kesin öyledir defol konuşma benle.","Ya Hope lütfen yapma nolur ." Öyle bir arkadaşlıkları vardı ki asla birbirlerine küsemiyorlardı.Hope uzatmayıp"Tamam gel affettim başımın belası gel." Birbirlerine sarıldılar.
Brenna onlara rüyasını anlattı.Tory çok mutlu olmuştu , rüya da olsa sevmişti. Hope'nin tepkisi ise "hadi inşallah " olmuştu.Tory gülerek "Hopecim senin Terris'i bu kadar istediğini bilmiyordum canım". Birlikte kahkaha attılar.Hope her ne kadar inkar etsede seviyordu Terris'i.Onun ismini duyduğunda heyecanlanmasından belliydi.
Ders edebiyattı. Öğretmen Henry sınıfa girdi. Bütün sınıf yine coşuyordu. Brenna ders boyunca Henna'nın ona bakışlarını kendiside fark etmişti. İyice canını sıkmıştı bu iş,ne olacaksa olsun gidip sormalıyım derdi ne diye düşündü. Zil çalınca kızlara ben " Ben gidip Henna'nın derdi neymiş öğrencem " Hope başını olmaz ankaminda salladı .Tory"Boşver bakarsa baksın uğraşmaya degmez boş yere ." "Olmaz sormalıyım". Biraz endişeliydi ama soracaktı evet kesinlikle sormalıydı. Cesaretini topladı ve Henna'nın yanına gitti " Henna biraz konuşabilir miyiz lütfen." Henna ukala bir tavır içinde"Ne konuşacakmışım be senle ". Brenna sinirlenmişti , böyle aşağılanmak çok zoruna gitmişti ama kendini tuttu."Tamam konuşmayalım ama sadece sana Bir soru soracağım." Henna Brenna'nın yüzüne bile bakmıyordu,kendi kendine bir havalara girmişti.Brenna iyice sinirlenmişti heran Henna'nın üzerine atlamamak için kendini zor tutuyordu." İki gündür bana nefretle bakmalarını fark ettik . Bunun nedenini sorabilirmiyim?"Henna ukalaca güldü"Sana hesap mı vermemi istiyorsun sen kimsin ki" Brenna iyice sinirleniyordu, Tory daha fazla dayanamadı sinirlenip sorun çıkarmamak için dışarıya çıktı." Hesap vermeni istemiyorum sadece sorun ne onu öğrenmek istiyorum ,sonucta kimse kimseye durduk yere o şekilde bakmaz." " Ama ben bakarım ve buda kimseyi ilgilendirmez defol gut şimdi bidaha beni rahatsız etme. Uza burdan hadi!" Ve evet Henna, Brenna'yı kışkırtmayı başarmıştı,bu son sözleri üzerine Brenna kendini tutamayıp" Sen beni bu sekilde kovamassın senin böyle bir ayrıcalığın yok .Babana güvenip insanları aşağılayamassın..." Hope Brenna'nın azgını kapattı ve onu susturdu. Henna ordan çemkiriyor ,tehditler yağdırıyor du. Herkes çok şaşkındı hangi cesaretle Brenna onları söylemişti. Brenna cok sinirlenmişti onu zor durdurmuşlardı. Hazel onu dışarı çıkarıp sakinleştirdi.Henna içerde çıldırıyodu ona kimse sataşmaya cesater edemezken Brenna'nın yaptığı neydi Henna'ya bayağı bir dert olmuştu bu.O kendini yenilmez sanıyordu , herkes ondan korkar onun altında ezilup kalır ses çıkaramaz sanıyordu .Ama Brenna ondan korlmayarak kendini savunmuştu.Henna çıldıracak gibiydi artık sınıfın gözünde çünkü Henna'dan korkmayan Brenna güçlü olacaktı. Ve şimdiden Başlamışlardı " inanmıyorum çok cesurdu.","gerçekten en ufak bir korkusu yoktu.","harikaydı o.","nasıl cesaret edebildi inanamıyorum doğrusu." Henna Sınıftakilerin bu şekilde konuşmasından daha da rahatsız oluyordu dayanamadı ve bağırdı"Kesin cenenizi ! Yoksa konuşacak bir ağız bulamazsınız." Sınıftakilerden çok Emery'in hoşuna gitmişti Brenna'nın cesareti ama onun icin çok endişeleniyordu . Sonuçta bu Henna'ydı ne yapacağı hiç belli olmazdı.
Brenna aşağıdaydı kızlar onu ve Tory'i sakinleştirmeye çalışıyordu.Brenna bunu yaparak doğrumu yaptı yanlışmı emin değildi,ama icinde bir korku vardı kendisine bişey olacağından değil de sevdiklerinin zarar görmesinden korkuyordu. Henna Brenna'yı, sevdiklerine zarar vererek daha cok yıpratacağını biliyordu.Brenna da bundan korkuyordu.Ya Tory ve Hope onun yüzünden zarar görürse,neden yapmıştı ki sanki.Ne gerek vardı baksaydı bakacağı kadar. Yürek mi yemişti sankide böyle birşey yapmıştı.İçini kemirip giden o endişe midesine ve kalbina ağrı vermişti ama kimseye belli etmiyordu.Tek bir isteği Henna'nın öcünü direk kendisinden almasıydı.Sevdiklerine dokunmasını umuyordu.

Aşkın GözyaşlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin