DENEK 7

2 1 0
                                    


Fox o olmadan çarpışan orduları gördü. Savaş meydanı oldukça kalabalıktı. Ava kanatlarına çabuk uyum sağlamıştı. Bu savaşı kazanmalarında önemli bir etken olacaktı. Fox yere iniş yaptı ve İnfirma Novların Sentorlar liderliğinde olan küçük orduyu pusuya düşürdüklerini gördü. Hiç düşünmeden tüm İnfirma Novların içine daldı. Mızrak Fox'un en sevdiği arkadaşı olmuştu birden. İnfirmaların sayısı çoktu ama dikkatleri Sentorlarda olduğu için arkadan saldıran küçük Planta ve Petra ırklarını fark etmemişlerdi. Fox'un da gelmesi ile savaşa büyük bir üstünlük gelmiş gibi görünüyordu. Ava kraliçesini uzaktan gören Fox gözünün bir şey aradığını anladı. Tabi ya dedi içinden Denek yedi hiçbir yerde yoktu. Kraliçe eskiden çok farklı olan Denek yediyi düşündü. Yakışıklı bir insan olan denek yedi kraliçe tarafından yaratılan en güçlü yaratıktı. Tüm ırkları içinde barındırıyordu. Bütün ırkların güçlerine sahipti. Yaratıldıktan sonra tasmalanıp Ava topraklarına salınmıştı her yaratılan ırk gibi. Bir daha Laboratuvara dönememişti. Çok çabalamıştı bunun için. Çünkü istediği şey daha güçlü olmaktı. Halk arasında Tanrılar ile ilgili bir şeyler duymuştu. Onların yenilmez olduğu söyleniyordu. Bunları duydukça kafasından tek bir düşünce geçiyordu Denek yedinin öldürmek. Bütün tanrıları öldürmek istiyordu. Bu yüzden daha güçlü olmalıydı. Hep daha fazlasına sahip olmalı. Bir plan yaptı. Birkaç sefer onu yaratan ve insanların ona kraliçe deyip saygı duyduğu bir kadını ona bakarken görmüştü. Belli ki ondan hoşlanıyordu. Bir gün kraliçe odasına gittiğinde hemen odasına daldı. Kraliçe yatağına uzanmış yatıyordu. Karşısında hoşlandığı çocuğu gören kraliçe biraz şaşırmıştı. Denek yedi kraliçem ben sizi seviyorum diyerek kraliçenin gözünü boyamış ve yatağına girmişti. Sonrasında kraliçe aşık olduğu adama tasma takmasının gereksiz olduğunu düşündü. Çünkü o da kraliçeyi seviyordu. Ne gibi bir terslik çıkabilirdi ki. Kraliçe tasmayı açtığında Denek yediye bir çift Ava kanadı verdi. Denek yedi bundan çok mutlu olmuştu. Ne kadar yetenek kazanırsa o kadar iyi olurdu onun için. Sonra düşündü. Ona bu yetenekleri vermiş olan laboratuvarda kim bilir daha kaç tane gizlenmiş yetenek vardı. Ava laboratuvarına yönelen Denek yedi karşısında duran herkesi öldürmüştü. Laboratuvarın ilaç merkezini bulan Denek yedi tüm ilaçları aynı anda kendi üstünde denemişti. Ancak ilaçlar birbiri ile tepkimeye girmiş ve Denek yediyi korkunç bir mutasyona uğratmıştı. Ava kraliçesi saldırıya uğramış laboratuvara girdiğinde artık insan olmayan Denek yedi kraliçeye ellerini uzatarak zincirle beni dedi.

Fox en az 27 İnfirma Nov u öldürmüştü. Sayıları iyice azalmış olan İnfirma Novlar artık telaş içindeydi. O sırada kocaman kanatları ile sanki güneşten geliyor gibi uçarak gelen Denek yediyi gördüler. Bu onları bir nebze sevindirmişti. Denek yedi uçarken ayakları ile havada kaptığı canlıyı yukarı kaldırıyor ve kılıcı ile iki eşit parçaya ayırıyordu. Sonra uçarak tekrar insanların üstüne atıyordu. Gökten yağan cesetlerin artması insanlarda kötü bir algıya yol açtı. Bunu fark eden Fox uçarak rakibine meydan okudu. Fox a doğru uçan Denek yedi ilk önce Cree kalkanına çarptı dengesi bozulan Denek yedi biraz sersemlese de tekrar saldırmaya başladı. Uçarak kalkana yumruk attı. Yumruk Cree kalkanını geçemese de Ava kanatlarını yeni almış Fox un dengesini bozmuştu. Fox gökten düşerken Denek yedi ise gözüne yeni birini kestirmişti. Bir sentor. Sarı saçları beline kadar uzanıyordu. Gördüğünüz en güzel kızmış hissini veren yüzü saniyeler içinde acı ile buluştu. Denek yedi hiçbir yere kaçamasın diye yerden çıkarttığı dikenli bitkiler ile Sentoru olduğu yere sabitlemişti. Elindeki kılıcı gökten sentora doğru atan Denek yedi hızla gökten aşağı doğru süzülmeye başladı. kılıç öyle keskindi ki güzel sentoru kız ve at olarak iki kısma bölmüştü. Olanları Sadece seyredebilen Fox içinde bitmek bilmeyen bir alev hissetti. Tüm gücü ile Denek yediye doğru uçtu. Mızrağını kalbine doğru fırlattı. Saplanan mızrağın acısı ile savrulan Denek yedi sert bir şekilde yere çakıldı. Hiç düşünmeden son hız denek yedinin üstüne doğru uçan Fox Cree klakanı ve yer arasında sıkışan Denek yediyi ezerek öldürdü. Savaş bitmişti kraliçe tüm ırkların serbest bir şekilde Ava topraklarında yaşamalarına izin vereceğini açıkladı. Fox Auranın cesedinin yanına giderek onu ortadan ikiye bölen kılıcı eline aldı. Gözlerinden yaşlar akan Fox bu ırklara özgürlük sağlamıştı. Ama bunun sonucu kötü olmuştu. Aura şu ana kadar Fox u öpen ilk kadındı. Foxta ondan hoşlanmıştı. Ama artık her şey boştu. Foxun sadece göreve odaklanması gerekiyordu. Mağaraya geri döndü ve çantasını aldı. O sırada kalede bıraktığı Aurier aklına geldi. Kalenin içine girmesi doksan beş dakika sürmüştü. Oraya vardığında yerler kan gölüne dönmüştü. Elliyi aşkın Nov cesedi vardı. Ama Aurier in cesedi hiçbir yerde yoktu. Çantasında altını aradı. Aurier ile konuşmak istiyordu. Ama altın çantasında değildi. Fox ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Hayat amacını kaybetmişti. Sonra düşündü. Tanrısı Sioux u dağlara hapseden kişi Ana tanrıçaydı. Sioux un nerede olduğunu da biliyor olmalıydı. Ani bir karar ile Tanrı sarayına doğru yola çıktı.

 Ani bir karar ile Tanrı sarayına doğru yola çıktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tanrı sarayı yakınlarında

Sonunda beklediğimiz an geldi Ossalar. Tanrı kral Arcanum adasına gelip oradan bize Arcanum adasında yaşayan ölümsüzlere ait olan bir elması çaldığından beri bu anı bekliyoruz. Şimdi gidelim ve bize ait olanı alalım. Tanrılar sarayında yaşayan herkesin canı artık tehlikedeydi. Arcanumda yaşayan ölümsüz yaratıklar onlara ait olanı almaya gelmişti. Ossalar gittiği yere ölümden başka bir şey getirmeyen yaratıklardı. Bu gezegende ölüm biraz garip işliyordu. Ölen kişiler toprağa gömüldüğünde Talpa adındaki bir ırk tarafından toprak altından toplanarak Arcanum adasına getirilir. Burada yeniden yaşama döndürülürler. Çok geniş bir ordu olsalar da aslında çok güçlü değillerdir. Tanrı sarayına doğru harekete geçtiklerini gören bir muhafız haber vermek için atlısı ile Tanrı sarayına gider. Bu muhafızın adı Julia idi. Hemen saraya haber veren Edward çok büyük bir faciayı önlemiş ve Tanrıları ölmekten kurtarmıştı. Çabuk savaş pozisyonu alan muhafızlar kolay bir galibiyet almıştı. Ama herkes bir şeyler açıklaması için Ana tanrıçaya bakıyordu. Kimdi bunlar. Nereden gelmişlerdi. Neden Tanrı sarayına saldırmışlardı. Ama sorulması gereken sorular bunlar değildi. Tek sorulması gereken soru Kraliçenin ağzından çıkmıştı. Neden şimdi? Tanrıçayla konuşmaya gelen Fox sarayın girişindeki bir sürü iskeleti görünce korktu. İçeri koşarak giren Fox tanrıça ile konuşmalıyım dedi. Ortamın çok gergin olmasından herkes birden kılıcını çekti. Cree kalkanı devreye girmişti. Kalkanı gören muhafızlar kılıçlarını kınlarına geri koydular. Tanrıça sende bana ait bir şey var sanırım değil mi Fox? Fox Tanrıçam evet kral Vincent ın ruhunu içinde bulunduran altını ben çaldım. Ama Tanrıça Sindin oğlu onu benden çaldı. Ana tanrıça Sind e dönerek neden böyle bir şey yapsın ki diye sordu. Fox tanrıça Sindden önce söze atladı. Çünkü Vincent Sind kralının babası. Ana tanrıça bunları duymazlıktan gelerek. Peki senin amacın neydi Vincent ı çalarken diye sordu. Fox tanrı Sioux u kurtarmak diye yanıtladığında Ana tanrıça olanları anlamıştı. Sioux u bulmak istemelerinin sebebi Vincent ı altının içinden çıkarabilecek kana sahip olması olmalı dedi Ana tanrıça. Fox a döndü ve sana çok önemli bir görev veriyorum Julia ve beş muhafızı al. Sana vereceğim haritadaki Arcanum adasına gidin. Bu adaya gidebilmek için sizi kimsenin bilmediği küçük adalardan birine uçuracağım. Muhafızlar birbirlerine baktılar. Uçurmak derken Tanrıçam dedi Julia. Tanrıça Holland beni izleyin dedi. Tanrı sarayında her daim kilitli duran tek kapıyı gösterdi. Boynunda anahtarı çıkardı ve kilide soktu. Kapı yavaşça açılırken içeriden garip sesler gelmeye başlamıştı. Sizi kendi Griffinim ile tanıştırayım dedi Tanrıça. Aslan ayaklı kartal kafalı kocaman kuşu gören Muhafızlardan çıt çıkmıyordu. Fox hiçbir karar veremeden, hiç duraksamadan başka bir görevi kabul etmiş bulunmuştu.

TanrıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin