4.BÖLÜM-Karanlık

229 16 2
                                    

------Savaş------

Annem...Hayatımdaki en önemli varlığım.Şu an karşımda bir ölüden farksız bir şekilde yatıyor fakat ben hiçbir şey yapamıyorum.Kuzenim Mehmet'in telefonuyla sanki kocaman bir karanlığın içinde sürekli aşağıya düşüyormuş gibi hissettim.Karanlık soğuk ve dipsiz bir kuyuya."Abicim biz Derya Teyzeyle kahvaltı yaparken bir anda bayıldı ağzından kan gelince hemen hastahaneye getirdik hemen gel!"

Mehmetin sözlerini aklımdan çıkaramıyorum.Korkuyorum...Hem de hiç korkmadığım kadar.Babamdan sonra annemi de kaybetmekten çok korkuyorum.Ben babasız büyüdüm ve onun eksikliğini ennem hep gidermeye çalıştı.Herkesin kahramanı babasıyken benimkisi annemdi.Annem babamın olduğunu söylerdi ama birkaç yıl önce babamın annemi terk ettiğini öğrendiğimde ondan nefret etmiştim.Anneme bana yalan söylediği için çok kızmıştım.Aptal kafam!Aptal kafam! Değer miydi anneme kızmama o adam için.Bizi bırakıp giden birisi için...

"Savaş!"

Karşıdan gelen Meleğimin sesimi duyduğumda ona döndüm.Yüzüm kim bilir ne haldeydi ki bana bakınca bir an irkildi.Sonra boynuma sarıldı.Arkadan Gökhan ve Aleyna'da gelince onlara baktım.

"Annem...Kahvaltıda.... ağzından... kan gelmiş...."Zorla konuşuyorum.Bunları söylemek denen beni öldürüyor.

"Tamam bitanem geçicek annen eminim ki güçlü bir kadındır.Senin için iyileşecek."

Küçük Meleğimin beni avutmak için söylediği sözleri duymak iyi hissettirmişti.böyle konuşunca ona gülümsedim.O sırada doktor dışarıya çıkınca koşarak yanına gittik.

"Derya Toprak'ın yakınları siz misiniz?"

"E-evet ben oğlu. Annem...Durumu nasıl neyi var? Ne olmuş?Niye hala konusmuyorsun konuşsana!?"

"Abicim sakin."

Bir anda bu kadar soru sorunca doktor şaşırdı ama sonra konuştu.

"Annenizin durumu ciddi.Annenizin  hastalığına daha önce hiç yakalanılmadı.Önceden fark edilseydi daha kolay iyileşebilirdi fakat bu uzun zamandır varmış.Ambulans da da iki kez kalbi durmuş.Bur süre daha yoğun bakımda kalacak.Şu anlık beklemekten başka yapabileceğimiz birşey yok.Her an herşeye hazırlıklı olmalısınız."

Doktor konuşunca bir an afallasam da sonra hemen doktorun yakasına yapışıp

"Ne demek her şeye hazırlıklı olmalısınız ne diyorsun lan sen!!"

Gökhan beni doktorun yakasından kurtarıp oturanlara oturttu.Deli gibi titriyorum.Hayatım bir anda tepe taklak oldu.Daha dün Ada'nın sevgilim olması için çıldırırken bugün annemin yaşaması için dua ediyorum.

"Savaş haydi biraz bahçeye çıkalım"

"Hayır annemin yanında kalıcam ben"

"Hadi abicim bak Derya Teyze oğlunun böyle olduğunu görse ne kadar üzülürdü.Annen kalkmadan kendine çeki düzen ver"

Gökhanın dediklerini mantıklı bulup Ada'yla bahçeye doğru yürüdüm.

"Gökhan siz gidebilirsiniz birşey olursa ben size haber veririm."Ada konuşunca onun da gitmesi gerekli diye düşündüm.

"Ada sen de git yorgun görünüyorsun."

"Saçmalama istersen seni asla bırakmam.Hem benden bu kadar kolay kurtulabileceğini sanıyorsan yanılıyorsun."

Ada'nın konuşmasıyla tebessüm ettim.Buruk bir tebessüm...

-----Ada-----

Tam bir hafta geçti.... O korkunç,Savaş'ın canından can kaybettiği bir hafta...Annesi Derya teyze hastahane geldikten üç gün sonra vefat etti.Savaş o günden sonra ölü gibi yaşıyor.Sadece mezarlıkta duruyor. Geceleri de yanından ayrılmıyor.Ne yaparsak yapalım onu eve götürmek için ikna edemedik.Doğru düzgün yemek de yemiyor.Hepimiz onun yanındayız ona destek çıkmaya çalışıyoruz.Ama ne yaparsak yapalım durumu değişmiyor.Bir haftada iyice zayıfladı.Bir ara doktor çağırdık ama annem doktordan korkar diyerek doktoru mezarlıktan kovdu.Tekrar Savaş'ın sesini duyduğumuzda hepimiz onu dinledik.Bir haftadır tek söylediği cümleyi bir kez daha dinleyip kahrolduk.

"Annem...O çok üşür.Hep sıcağı sever. Karanlıktır orası....O karanlıktan çok korkar...."

Tesadüf AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin