Karanlık bir koridorda gidiyorum... küçük bir ışık bulmak için karanlığa bakarak... önümde birşey çıkıyor, Kıvanç bu! Yanındaki o kız! Birden Işık'lar geliyo etrafta bir sürü insanlar. Kıvanç, kolumdan tutup beni çekiştiriyor."Bırak! Bırak beni! Bırak!"
Yataktan adeta fırlarcasına kalktım birden. O rüya... çok kötüydü! Rüya değildi kabustu! Beni kaçırıyordu resmen!
Daha fazla bu kabusa katlanamayacağımı anlayıp saate bakmak için komidinin üzerinde duran telefonu elime aldım. Gelen Mesajlar olduğu için telefonu açıp bakmaya başladım. Gizli bir numaradan mesaj gelmişti, hemen açtım. Oha! Kıvanç mı o?!
Onun orada Ne işi var?! Hem bunu bana kim attı?! Kafamdaki bu sorulara biraz daha eklemek için videoyu izlemeye başladım...
O... o Kıvanç olamaz..! Çok... çok hızlı! Bu... bu Olmaz..! Ve video bitti...Allahım o... inanılacak birşey değil! Çok, çok hızlı koşuyor!
"Derin hanım bir arkadaşınız sizi bekliyor aşağıda" Meryem ablanın sesi ile kendime gelip , bağırarak cevap verdim.
"Yukarı gelsin" büyük ihtimalle Ülkü, o yüzden yukarı gelmesi daha iyi olur.
Yatağımdan kalkıp, dolabıma doğru yürümeye başladım... kapı sesini duyunca, bakışlarımı oraya çevirdim. Emremiydi!
"Günaydın" tebessümle cevap verdi.
"Günaydın... kahvaltıyı dışarıda beraber yapalım mı?" Çok iyi birisin Emre. Sana aşık olacağım..!
"Olur, sevgilim"
"Sevgilim..." keşke sana şimdi aşık olsam...
"Evet sevgilim ama benim hazırlanmam lazım"
Beni dinlememiş gibi bana doğru yaklaşmaya başladı. Onun her adımında ben bir adım geriledim. En sonunda soğuk duvara gelince, dibime kadar yaklaşıp, iki elini duvara koyarak beni kendi ve duvar arasında hapsetti."Derin... beni büyülüyorsun"gözleri dudaklarımdaydı, yavaş yavaş kafasını bana daha çok yaklaştırdı. Burnunu burnuma sürtüp, derin bir nefes aldı ve sonra geri çekilip kapıya yöneldi.
"Seni aşağıda bekliyorum..." arkasına dönmeden yürümeye devam ederek konuşmuştu.
"Tamam... hazırlanıp geliyorum" odadan çıkana kadar arkasından baktım.
Hiçbir şey hissetmemiştim. Bu kadar çok isterken... onu öpmeyi istemiyorum, onu hissetmeyi istiyorum. Kalbimi attırmasını, heyecanlandırmasını. Aslında ben, mantıklı olmak istiyordum. Tuhaf ama böyle, iyi olmasını istiyorum. Tuhaf.
Daha fazla olduğum yerde dikilmeyi bırakıp, dolabımdan dışarıda giymek için kıyafet seçip giyinmeye başladım.
Aşağı indiğimde Emre'yi evin içinde gezinirken buldum. Yanına gitmeyip onu seyretmeye başladım. Emre ile çıkma konusunda Ne kadar iyi olanı istesemde beni rahatsız eden tarafları var. Emre'yi sevmiyorum sevmeye çalışıyorum. Bu ne kadar doğru emin değilim. Onu üzmek istemem ama benimde beni üzmeyecek birine ihtiyacım var. Ama bu beni rahatsız ediyor. Onu kullanıyormuş gibi hissediyorum.
"Hazırlanmışsın"bana seslenen Emre'nin sesi ile düşüncelerimden sıyrılıp ona döndüm.
"Evet. Çıkalım"tebessüm ederek eli ile kibarca 'geç' hareketi yaptı. Bende dikilmeyi bırakıp
kapıya yöneldim. Dışarı çıktığımızda Emre'nin arabasını görünce küçük bir şaşkınlık geçirdim. Ben Emre'nin ailesinin bu kadar iyi durumu olan bir aile olduğunu bilmiyordum. Yada durumları iyi mi onu da bilmiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Peri gibi sevmek
Ma cà rồngKadının söyledikleri ne kadar saçma gelmiş olsa da aşık olmaya karar vermiştim. Önümde sayamayacağım kadar normal erkek vardı ama ben gidip içinde en tuhafını seçmiştim. Artık vazgeçsemde kurtulamazdım.